Tolstoy da illegal örgüt lideri mi?

Saç kestirmenin terör örgütü üyeliğine delil oluşturmasından sonra Deniz Gezmiş posteri, Tolstoy'un Savaş ve Barış isimli kitabı, pankart asmak eylemi terör örgütü üyeliğine delil olarak gösterildi. Karşımızdaki savcı Hopa davasında da görevli olan Hakan Yüksel...

Vatan Gazetesi'nden Kemal Göktaş'ın "‘Katillere verilmeyen ceza pankarta isteniyor" başlıklı haberi şöyle:

Yasal bir miting esnasında pankart asan iki öğrenciye 25 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Savcı yasal mitingde asılan pankartı, Deniz Gezmiş posterini ve Tolstoy’un Savaş ve Barış’ını terör örgütü üyeliğine delil olarak gösterdi.

Üniversite öğrencileri Özgür Alkan ve Bahadır Söylemez, 4 Mayıs’ta kaldıkları öğrenci yurtları basılarak gözaltına alındı. İki öğrenci özel yetkili savcılık tarafından sorgulandıktan sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Öğrenciler hakkında açılan davanın iddianamesinde savcı Hakan Yüksel, Ankara Üniversitesi öğrencileri Alkan ve Söylemez’in “terör örgütü” üyeliğine şu delilleri gösterdi:

- 13 Mart’ta Türk Tabipleri Birliği tarafından Sıhhiye Meydanı’nda düzenlenen mitingde, üst geçit üzerine 12 Eylül döneminde idam edilen Ethem Coşkun, Seyit Konuk ve Necati Vardar’a ilişkin “İdamlar bizi yıldıramaz - Ethem Çoşkun, Seyit Konuk, Necati Vardar, 13 Mart Savaşçıları yaşıyor, Leninistler savaşıyor” yazılı pankart asmak.

- Kızıldere’de öldürülen Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmak için 30 Mart 2011’de “Kızıldere’de düşenler kavgamızda yaşıyor - Devrimci Öğrenci Birliği” yazılı pankart açmak.

- Mart Kültür Sanat ve Düşünce Derneği’ni ‘gidip gelmek’, derneğin kurucusu olmak. İddianamede, iki öğrencinin Deniz Gezmiş anmalarına katılmaları da suç unsuru olarak sayılırken yurttaki odalarında bulunan Tolstoy ’un ‘Savaş ve Barış’ kitabı, Deniz Gezmiş kartpostalları, şu an yasaklı olmayan Mahir Çayan kitapları, Sol Yayınları'nın yine yasaklı olmayan bazı kitaplarından alınmış fotokopiler, Deniz Gezmiş resimli bir takvim de örgüt üyeliğine delil gösterildi.

İki pankarta 25 yıl
Savcı Yüksel, öğrencilerin yasadışı TKEP-L (Türkiye Komünist Emek Partisi-Leninist) örgütü adına faaliyet gösterdiklerini iddia ederek, TCK’nın 220/6. maddesinin işletilmesini istedi. “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır” şeklindeki maddeye göre 2 öğrenciye 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis isteyen savcı, öğrencilere astıkları her bir pankart için de 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi. Böylece iki öğrenci için istenen cezanın üst sınırı 25 yılı buldu.

“Kitlesel ölüm”
İki öğrenciye açılan davanın iddianamesinde pankart asmak ve derneğe gidip gelmek fiilleri için öğrencilere terör örgütü üyeliği suçlaması yönelten savcı iddianameye şunları yazdı:

“İnsanlık tarihi kadar geçmişe sahip olan terör, bugün eskiye nazaran daha tehlikeli bir hal almıştır. Zira günümüzde teröristler, sosyal ve ekonomik bakımdan büyük çapta tahribata sebebiyet verebilecek ve hatta toplu ölümleri ve kitlelerin imhasını sonuçlayacak etkide silahlara sahip olabilmektedir. Günümüzde uluslararası bir yapılanmaya sahip olan teröristlerin çeşitli ülkelerde bağlantıları mevcuttur. Değişik ülkelerde lojistiği bulunan teröristler arasında uluslararası düzeyde bir iletişim ağı mevcuttur. Terörist eylemler, ceza kanunlarında tanımlanmış suçları oluşturmaktadır. Ancak bu suçlar gerek işleyişinde görülen saik gerek işleniş tarzı ve mahiyeti itibariyle ‘terör suçu’ olarak nitelendirilmektedir.”

“Katile istenmiyor”
Yaklaşık 7 aydır tutuklu bulunan öğrencilerin davası bugün Ankara özel yetkili 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İki gencin yakınları, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’a 22 yıl, Münevver Karabulut’un katiline 24 yıl ceza verildiği bir hukuk sisteminde müvekkilerinin 2 pankart nedeniyle 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasının skandal olduğunu belirtti.

Bunlar örgüt delili
68 kuşağının efsanevi liderlerinden Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının idamı hep tartışma konusu oldu. Gezmiş’in İstanbul’da heykeli dikildi. Aynı kuşağın en önemli liderlerinden Mahir Çayan ise 9 arkadaşıyla birlikte 39 yıl önce Kızıldere’de öldürüldü. İki gençlik liderinin anmasına katılmak birçok davada örgüt üyeliğine delil olarak gösteriliyor. Edebiyat dünyasının en önemli klasik eserlerine imza atan ünlü Rus yazar Tolstoy’un Savaş ve Barış kitabı da savcıya göre yasadışı örgüt üyeliğine delil.

İki öğrenciye tahliye kararı
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen dava Özgür Alkan ve Bahadır Söylemez`in tahliyesi ile sonuçlandı. Her iki öğrenci de terör örgütü üyeliği suçlamasını reddetti. Bahadır Söylemez ifadesinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı 1. sınıf öğrencisi olduğunu bildirerek sol görüşlü olduğunu ve ''Birçok kitap ve dergiyi okurum ve bir kısmını da evimde bulundururum. Ancak hiçbiri terörle ilgili değildir. Bunlar rahatlıkla satın alınabilmektedir'' şeklinde konuştu.

Özgür Alkan ise Söylemez ile birlikte 13 ve 30 Mart 2011 tarihlerinde pankart astıklarını kabul etti, ancak bunları, örgüt talimatıyla asmadıklarını ve pankartların örgüt propagandası içermediklerini ifade etti.

Cumhuriyet savcısı, ''suç vasfının değişme olasılığı dikkate alınarak, sanıkların tahliyelerini'' talep etti. Savcı, davanın esası hakkında beyanda bulunmak için süre istedi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliyelerine karar vererek, bazı eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

(soL- Haber Merkezi)