soL (HABER MERKEZİ) Türkiye Barolar Birliği yüksek yargı kurumları arasında yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada, yüksek yargıda yaşanan 29 Mart 2009'da yapılacak yerel seçimlere katılacak belediyelerin belirlenmesi tartışmalarına siyasi iktidarın özel yasa çıkararak 862 belde belediyesini herhangi bir gerekçe göstermeden "bir kalemde" kapatmasının neden olduğu savunuldu. Anayasa Mahkemesi'nin de hukuki tartışmayı başlattığını öne sürülen Barolar Birliği açıklamasında yaşanan tartışmaların toplumsal gerginliği gidermediği aksine, sisteme olan güveni sarstığı vurgulandı.
Barolar Birliği&rsquonden yapılan yazılı açıklamada tartışmalara siyasi iktidarın özel yasa çıkararak 862 belde belediyesini herhangi bir gerekçe göstermeden "bir kalemde" kapatmasının neden olduğu belirtilerek &ldquoDemokrasinin en temel koşulu olan "erkler ayrımı" fiilen ortadan kaldırılıp yürütme ve yasama erkleri siyasi iktidar bünyesinde birleştirilince, yasama organının yapamadığı denetimi yargı erki yapmaktadır. Tüzel kişiliklerini devam ettiremeyecek belediyelerin belirlenmesi sürecinde de bu yaşanmış sonuçta Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yüksek Seçim Kurulu denetimi devreye girmiştir.
Yürürlükte olan yasayı uygulamak yerine bunun uygulanmasını engellemek üzere yeni bir yasa çıkarılınca, bunun denetimine ilişkin yargı kararları da hukuksal yorum tartışmaları arasında toplumsal gerginliği giderememekte tersine, sisteme olan güven sarsılmaktadır&rdquo denildi.
Anayasa Mahkemesi'nin 862 belediyenin tüzel kişiliklerinin kaldırılarak köye dönüştürülmelerine ilişkin Yasa'nın Anayasaya aykırı olmadığına karar verirken bu karardan etkilenecek belediyelere dava açma koşulu ile istisna getirmesi hukuki tartışmaları başlattığı kaydedilen açıklamada &ldquoSonucu belli olmayan bir davayı açmış olmanın "kazanılmış hak" oluşturması ve Anayasaya aykırılıkla ne ilgisi vardır?&rdquo denildi.