Şura’da “bütün öğretmenler sözleşmeli olsun” tartışması

Devam eden Milli Eğitim Şurası’ndan dün ilgili komisyon bütün öğretmenlerin sözleşmeli olmasını Genel Kurul’a öneri olarak taşırken, öneri sendikaların tepkileri üzerine rapordan çıkarıldı.

Yaklaşık 800 kişinin katılımıyla AKP’nin gölgesinde gerçekleşen 18. Milli Eğitim Şurası’nda dün Genel Kurul toplantısına geçirilirken, öğretmen istihdamına ilişkin komisyon bütün öğretmenlerin sözleşmeli çalışmasını Genel Kurul’a öneri olarak taşıdı.

Cuma gününe kadar devam edecek 18. Milli Eğitim Şurası’nda “Eğitimde 2023 Vizyonu” ana teması altında şu başlıklar ele alınıyor: “Öğretmenin Yetiştirilmesi, İstihdamı ve Mesleki Gelişimi Eğitim Ortamları, Kurum Kültürü ve Okul Liderliği İlköğretim ve Ortaöğretimin Güçlendirilmesi, Ortaöğretime Erişimin Sağlanması Spor, Sanat, Beceri ve Değerler Eğitimi Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Yönlendirme.” Şura’da çeşitli konuları ele alan beş komisyon, çalışmalarını tamamlarken dün bu komisyonlarda kabul edilen kararların görüşüleceği Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun başkanlık ettiği Genel Kurul toplantısına geçildi.

Genel Kurul'da ilk olarak ''Öğretmenin Yetiştirilmesi, İstihdamı ve Mesleki Gelişimi''ni ele alan komisyonun kararları üzerinde Şura üyeleri görüşlerini dile getirirken, “Öğretmenlerin istihdamında kullanılan kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi farklı uygulamaların kaldırılarak tek tip istihdam modeline geçilmesi, bir perspektif plan çerçevesinde eğitim personelinin performansa dayalı, özendirici yöntemlerle ve isteğe bağlı olarak sözleşmeli hale geçirilmesi için çalışmalar yapılması” kararı, ilgili komisyon kararı olarak Genel Kurul'a getirildi. İlgili komisyonlardaki Eğitim İş ve Türk Eğitim Sen temsilcileri bu karara tepki gösterirken, Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla “devletin öğretmenlere köle muamelesi yaptığını” söyledi. Adıbelli ayrıca uzman öğretmenlikteki yedi tür öğretmenliğe son verilmesi gerektiğini, öğretmen yetiştirme misyonunun YÖK’ten alınıp, özerk eğitim üniversitesine dönüştürülen bir yapı içerisinde sürdürülmesini, bunu da Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, üniversiteler, Devlet Planlama Teşkilatı ve sendikaların bir araya gelip çözmesi gerektiğini söyledi. Adıbelli 160 bin öğretmenin atamasının yapılması ve sözleşmelilik kavramına tamamen son verilerek tüm öğretmenlerin kadrolu olması gerektiğini ifade etti. 18. Milli Eğitim Şurası’nın Ankara Merkez’de değil Kızılcahamam'da düzenlenmesine tepki gösteren Adıbelli “Gönül isterdi ki bu eğitim şurası Ankara'dan buraya kaçırılmasın” şeklinde konuştu. Adıbelli ayrıca Genel Kurul’da yaptığı konuşmada “32 yıllık öğretmenim 1600 lira maaş alıyor. Öğretmenler emekli olamıyor. Emekli olduğu zaman 1050 liraya düşüyor. Maaşım düşecek diye emekli olamıyor. Buna hep beraber çözüm bulalım. Emekli maaşını 1500, 1700 liraya çekebilirsek emekli olacaklar artar” değerlendirmesinde bulundu.

“Bakan sözünü yerine getirsin”
Komisyon toplantılarında bu gündemde kimi Şura delegeleri ile gerginlik yaşayan Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da, konuya ilişkin Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, “Sayın Bakan bize bir söz verdi ve yaklaşık 500 gündür bu söz yerine gelmedi. 69 bin sözleşmeli öğretmenin kadrolu olması konusunda biraz daha gayret etmesini istiyoruz. Bu aynı zamanda Başbakan'ın da sözüdür, kabinenin de sözüdür. Bu sabahki tartışmanın ana ekseni bu konuda olmuştur. Komisyonda bütün öğretmenlerin kademeli olarak sözleşmeliye geçirilmesi maddesinin komisyondan geçmesi bizi gerdi. Buna itiraz ettik. Bu maddenin düzeltilmesini istiyoruz. Bu sözleşmelilik ayıbı mutlaka düzeltilmelidir” dedi. Alınan karar sendika temsilcilerinin tepkileriyle rapordan çıkarıldı.

Şura’da ilginç tartışmalardan biri de AKP’ye yakınlığı bilinen Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ile Eğitim-İş Genel Başkanı Adıbelli arasında yaşandı. Gündoğdu'nun kürsüde yaptığı bir konuşmayı, “Burada bir sendika başkanı müftü gibi konuştu” şeklinde değerlendiren Adıbelli, Anayasanın 40. maddesine göre eğitimin laik ve demokratik şekilde yerine getirilmesi esasına aykırı şeylerin önerilmemesi gerektiğini kaydetti. Eğitim Sen kimi illerden Şura Genel Kurulu’na taşınacağı kamuoyuna da yansımış olan “kız ve erkek öğrenciler için okulların ayrılması”, “zorunlu din dersi saatlerinin artırılması” gibi kararların çıkarılması olasılığına da dikkat çekerek, “dayatmacı bir sürecin parçası olmamak ve yaşananlara dikkat çekmek adına şura komisyonlarından çekilmiş bulunmaktayız” sözleriyle Şura’dan çekildiğini açıklamıştı.

Yandaş sendika konuşuyor
AKP yandaşı sendika olarak bilinen Eğitim-Bir-Sen’in Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Genel Kurul’da yaptığı konuşmada tartışılacak değerlendirmeler yapıldı. Gündoğdu sözleşmeli öğretmenlerin hemen kadroya geçirilmesi yönündeki talepleri olduğunu ifade ederken, iş güvencesi olmayanların yaşadığı dramın en canlı örneklerinin 28 Şubat döneminde yaşandığını öne sürdü. Diğer taraftan yaptığı konuşmada 8 yıllık kesintisiz eğitimin ideolojik dayatma olduğunu, bunun hiçbir bilimsel veriye dayanmadığını söyleyen Gündoğdu’nun “Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin gerçeğini görmek lazımdır. 12 yaşına gelen çocuğun camiye gitmesinin yasak olduğu bir ülke olamaz. İmam hatiplilerin orta kısmını kapatacağız diye kız ve mesleki ortaöğretimi kapattı” ifadeleri dikkat çekti.

“Bugün nedense karma eğitimi zorunlu hale getirmişiz”
Eğitim-Bir-Sen’in yine tartışılacak bir önerisi de sendikanın Genel Sekreteri Halil Etyemez’den geldi. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Etyemez, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kız çocuklarının okula devamı konusunda sorunlar yaşandığını söylerken, kız liselerinin sayısının çoğaltılarak bu sorunun da giderilebileceğini iddia etti. Etyemez, “Ama bugün nedense karma eğitimi zorunlu hale getirmişiz. Bütün eğitim-öğretim süreci ayrıştırılsın anlamında bir şey ifade etmiyoruz. Net bir şekilde şunu söylüyoruz: Kız liseleri de açılabilsin. Kız YİBO’lar, kız liseleri, kız meslek liseleri… Bu şekilde kız çocuklarımızın eğitim sürecine katılmasını daha çok hızlandırırız” dedi. Etyemez de sendikanın Genel Başkanı Gündoğdu gibi 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.

‘Eğitimli’ güvenlik görevlileri geliyor
Şura Genel Kurulu’nda tartışılan “Eğitim Ortamları, Kurum Kültürü ve Okul Liderliği” komisyonunun raporunda yer alan ''okullardaki güvenlik sorunlarını çözebilmek için eğitimden geçirilmiş güvenlik görevlileri istihdam edilmesi” konusunda görüş birliğine varılması da dikkat çekti.

“Hükümet Diyanet İşleri Şurası'na çevirmek istiyor”
Şura’da bunlar yaşanırken DSP Genel Sekreteri ve Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi de Şura’ya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Erçelebi açıklamasında, ''Hükümet, Milli Eğitim Şurası'nda kantarın topuzunu kaçırdı. Ekonomik sömürüyü gözden kaçırmak ve gündemden uzaklaştırmak için din sömürüsünü öne çıkaran AKP, Milli Eğitim Şura'sını gerçek hedeflerinden uzaklaştırarak Diyanet İşleri Şurası'na çevirmek istemektedir” dedi. Erçelebi açıklamasında toplantının Milli Eğitim Şurası ile özdeşleşmiş olan ve bugüne kadarki tüm şura toplantılarının yapıldığı Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda değil de Kızılcahamam'da parti toplantılarını yaptığı bir otelde yapılmasına da dikkat çekti.

Düzenlenen Şura’da alınacak kararların niteliği eğitim polikaları geliştirilmesinde tavsiye niteliğinde olurken, Şura da alınan kararlardan olumsuz olanların uygulanması yönündeki adımlar dikkat çekiyor. Eğitimi ve eğitim emekçilerinin durumunu olumsuz yönde etkileyen kararlar alınırken Şura kararları bir meşruiyet gerekçesi olarak sunuluyor.

(soL-Haber Merkezi)