'Sosyalist bir öğrenciyim, maalesef bunun bir bedeli var'

Fransa'dan, öğrenci değişim programı Erasmus ile Eskişehir'e gelen Sevim Sevimli, 'terör örgütü propagandası yaptığı' ve 'örgüt adına suç işlediği' iddiasıyla 5 yıl 2 ay 15 hapis cezasına çarptırılmıştı. Sevimli hakkındaki yargılamaya ilişkin açıklamada bulundu.

Fransa'dan, öğrenci değişimiyle geldiği Eskişehir'de, 'terör örgütü propagandası yaptığı' ve 'örgüt adına suç işlediği' iddiasıyla Bursa Bölge Ağır Ceza Mahkemesi'nce 5 yıl 2 ay 15 hapis cezasına çarptırılan 21 yaşındaki Sevil Sevimli ve avukatı İnayet Aksu ile DDEM Hukuk Bürosu'nda kameraların karşısına geçerek davaya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Radikal'den Serpil Kırkeser - İdris Tiftikçi'nin haberine göre Fransa'dan Erasmus öğrencisi olarak geldiğini ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ne Basın Yayın öğrencisi olarak 1 yıl eğitim aldığını söyleyen Sevil Sevimli, "Daha sonra tutuklandım. Uzun bir süreç geçti benim için. Halen Türkiye 'deyim. Okulum Fransa'da devam etmekte. Ben sosyalist bir öğrenciyim. Eşitlik, özgürlük ve demokrasi için belli bir mücadele veriyorum yasal çerçeveler içerisinde. Maalesef bunun da bir bedeli var. Galiba Türkiye'de bunun bedeli daha ağır. Bunun bedeli tutsaklık. Hapishanelerde maalesef yüzlerce binlerce öğrenci aynı nedenlerden dolayı hala tutsak bulunuyor. Bu da endişe verici ve üzücü bir durum" dedi.

"Hayatım boyunca 10 bin TL'yi birarada görmemiştim"
"Katıldığım eylemlerden, sosyalist kimliğimden dolayı 5 yıl 2 ay 15 gün ceza aldım" diyen Sevimli, "Sosyalist olmanın bedeli de buymuş. Bu davada ben tek başıma yargılanmıyordum. Yanımda bir kaç arkadaşım daha vardı. Onlardan biri de ceza aldı. Seren Özçelik 3 sene hapis cezasına çarptırıldı. Yurtdışı yasağım kalktı. Bu da pek anlam veremediğim bir durum. Hem ceza alıyorum hem yurtdışı yasağım kalkıyor. Ama bunun için 10 bin TL kefalet istediler. Bunu biz dün ödedik. 10 bin TL büyük bir rakam. Hayatım boyunca hiç bir arada görmemiştim bu kadar parayı açıkcası" diye konuştu.

"Mutlaka Türkiye'ye döneceğim"
Sevimli, "Fransa'ya döneceğim ama Türkiye'den de kaçmıyorum. Fransa'ya dönmemin nedeni de ailem orada arkadaşlarım orada. Okulum orada. Halen öğrenciyim. Yüksek Lisans yapmak istiyorum. Bu sene başlayacaktım ama maalesef ertelendi. Ama döndüğümde sınavlarımı geçmeyi düşünüyorum yeniden öğrencilik hayatıma dönmek istiyorum. Onun için dönüyorum Fransa'ya. Tabi ki Türkiye'ye de geri döneceğim. Sonuç itibariyle ben Türkiye'yi tanımaya gelmiştim. Ailemin ülkesi. Onlar burada doğdu büyüdü. Tatillerde ve belki çalışmak için yine Türkiye'ye geleceğim. Mutlaka Türkiye'ye döneceğim. Sosyalist bir öğrenci olmak için bir çok ülkede bedel ödemek gerekiyor maalesef. Bir çok ülkede bu öğrenciler tutsak. Bizlere halen terörist deniliyor. Ama kime göre, nasıl bu kavram yapılmış şekillenmiş, o da belli zaten. Maalesef Türkiye'de bunun bedeli daha ağır" ifadelerini kullandı.

"Solcular dünyanın her yerinde siyah olmakla karşı karşıyalar"
Sevimli avukatı İnayet Aksu da, "Başbakan geçenlerde Balyoz Davası olarak bilinen davanın ünlü sanıklarından birini hastanede ziyaret etti. Şimdi bu ziyareti nasıl yorumlamak gerekiyor bilemiyorum. Tipik bir ceza hukuku mantığıyla Başbakan'ın elini sıktığı, geçmiş olsun dediği, ziyaret ettiği biri için Başbakan da bunların propagandasını yapmış mı oluyor? Bunları savunmuş mu oluyor ya da suç işlemiş oluyor mu? Bunlar üzerine biraz düşünmek gerekiyor. Sevil'in kararına bakarsanız Mahir Çayan'ın mezarında olmak, Gazi Mahallesi'nde kemikleri yıllar sonra bulunan bir kayıp için cenaze törenine katılmaktı. Bunlardan ceza aldı. Bunlara katıldığı için örgüt adına eylem yapmış oldu. Şimdi yani Başbakan acaba Balyoz'un gerçekleştirmeyi planladığı, teşebbüs ettiği eylemleri katılmış mı oluyor, onlar için eylem mi yapmış oluyor? Bu soruları bir avukat olmanın ötesinde sormadan edemiyorum. Bu soruların bir parça kamuoyu için sorulması gerekiyor. Solcular dünyanın her yerinde siyah olmakla karşı karşıyalar. Türkiye'de de bir kez daha Sevil, Sevil'in arkadaşı Seren Özçelik örneğinde olduğu gibi tekrar bir kez daha siz siyahsınız dediler. Başkaları başka şeyler yapabilirler onlar ceza almazlar ama siz alırsınız. Siz uslu olun akıllı olun okulunuza gidin gelin başkada bir şey yapmayın. Durum bu" diye konuştu. Avukat Aksu kararı temyiz ettiklerini de sözlerine ekledi.

"En kısa zamanda Fransa'ya dönmeyi düşünüyorum"
"Ne zaman Fransa'ya gideceksin?" sorusuna ise Sevil Sevimli, biletini henüz almadığını ancak bu hafta içerisinde ya da haftaya Fransa'ya gideğini söyleyerek, "Çünkü birinci dönemde gidemedim katılamadım sınavları geçemedim. Okul konusunda uzun bir süreç beni bekliyor. En kısa zamanda o yüzden dönmeyi düşünüyorum" diye cevap verdi. "Fransa'daki arkadaşlarını bu konu hakkında ne düşünüyorlar" sorusu üzerine Sevimli, " Şok oldular. Anlam veremediler. Beraber büyüdük. Yıllardan beri aynı okullarda büyüdük. Bana sayende Türkiye'yi tanıdık. Öğrencilerin durumunu öğrendik. Fransa'daki Komünist Partisi'nin gençleri bir kampanya düzenlemek istiyorlar. Buradaki tutsak öğrencilere mektup yollamak için. Onların sesini duyurmak için. Bu da güzel bir şey bence" dedi.