Sermayenin cenneti işçinin cehennemi

Aynı bölgeyi anlatan iki rapor bir arada okunduğunda, sermayenin cennetinin işçinin cehennemi olduğu görülüyor…

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından bu sene yayınlanan ‘ Kürdistan Bölgesi Geleceğin Yatırımı’ başlıklı raporda, bölgede yatırımlar için ekonominin tüm alanlarında mükemmel olanaklar olduğuna vurgu yapılıyor. Raporda nasıl yatırım yapılacağından altyapıdaki gelişmelere, doğal kaynaklardan sosyal yaşama kadar çeşitli başlıklarda yazılar bulunuyor. Bakanlarla yapılan röportajların da yer aldığı raporun giriş yazısı, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani tarafından yazılmış. Barzani, 1991’den bu yana eğitim ve sağlık hizmetlerinin geliştiğine vurgu yaparken, işsizlik oranının Irak’ın diğer bölgelerine göre düşük olduğunun altını çiziyor.

Planlama: yanlış anlaşılmasın…
Neredeyse her yazıda bölgenin tüm insanlar için güvenli hale dönüştüğü vurgusu yapılırken, Planlama Bakanı Osman Şıwani ile yapılan röportajda, ‘ne için planlama yapıldığının’ altı çiziliyor. Kapitalist ekonomide planlama bakanlığının işlevi ile ilgili soruya, Bakan Osman Şıwani Sovyet ya da sosyalist ülkelerdeki gibi bir bakanlık olmadıklarının altını çizerek cevaplıyor. Amaçlarının yatırımların önünü açmak ve kaynakların kullanımını organize etmek olduğunu vurgulayan Shwani, yabancı yatırımcıların Özbekistan ya da başka bölgelere değil de neden kendilerine yatırım yapmaları gerektiği sorusunu ise ‘fevkalade olanaklar sunuyoruz’ diye yanıtlıyor. Fevkalade olanakları, petrol, gaz ve mineral gibi doğal kaynaklar ve genç bir nüfus olarak açıklayan Bakan, Amerika ve Avrupa yanlısı bir demokrasiye sahip olduklarını da ekliyor.

İşçilere köle muamelesi
Öte yandan Kürdistan Gençlik Dayanışma Örgütü'nün (KYEO) yayınladığı gençliğin durumuna ilişkin rapor, bölgede kölelik koşullarının hakim olduğunu gösteriyor. Raporda, bölgede insan ticareti yapan dört şirketin bulunduğu ve son bir yılda Etiyopya, Endonezya, Filipinler, Bangladeş ve Somali gibi ülkelerden 2 bin 32 yabancı işçinin getirilerek pasaportlarına el konulduğu bilgisi yer alıyor. Bölgenin yarattığı ‘iş olanakları’nın farkında olmayan 4 bin 495 gencin Türkiye’ye açılan İbrahim Halil kapısından çıkmak isterken yakalandığı da dikkat çeken diğer bir nokta.

Cezaevlerindeki durum, fuhuş ve intihar ile ilgili veriler de, ABD işgalinin işbirlikçiliğini yapan demokrasinin sonuçlarını gözler önüne seriyor. Çeşitli suçlardan cezaevinde bulunan 6995 gençten sadece 153’ü şu ana kadar yargılanmış. Ayrıca cezaevlerinde, işkence, tecavüz, tek kişilik hücre, elektrik şoku gibi işkenceler uygulandığı da belirtiliyor. Üç bölgede yapılan araştırmaların sonucunda 45 fuhuş çetesinin varlığı tespit edilmiş. Fuhuş yapan gençler Kürt, Arap, Çinli, Bangladeş ve Endonezyalılar'dan oluşuyor. Diğer bir veri ise, 14 – 30 yaş arasındaki 320 gencin çeşitli nedenlerle intihar etmiş olması.
(soL – Dış Haberler)