Sayısız faili meçhul cinayetin cezası 5 yıl mı?

Binlerce faili meçhulün sorumlusu Mehmet Ağar’ın suçlarının sadece ufak bir bölümünün üzerine gidilmesi yapılanın topluma karşı işlenen suçlarla hesaplaşmadan ziyade düzen içi hesaplaşma olduğunu düşündürdü.

Binlerce insanın ölümünden sorumlu tutulan Mehmet Ağar’ın, Susurluk davasında sadece 5 yıl hapis cezası alması AKP’nin “tuğlayı çekip duvarı yıkmak” niyetinde olmadığını ortaya koydu. “Bir tuğla çekilirse bütün duvar yıkılır” sözlerinin sahibi Ağar’ın Emniyet Müdürlüğü ve Bakanlık yaptığı dönemde Türkiye, tarihinin en karanlık dönemlerinden biri yaşanmıştı.

Susurluk davasında çete yöneticiliğiyle suçlanan Mehmet Ağar’a verilen 5 yıllık hapis cezasının Yargıtay tarafından onaylanmasıyla Ağar, 3 yıl 9 ay tutuklu kalacak. Bu süresinin ardından şartlı tahliye edilecek olan Ağar, 5 sene boyunca kamu hizmetinde bulunamayacak.

Yüce divana sevk edilmemişti
Susurluk kazası sonrasında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde hakkında açılan davada mahkemenin görevsizlik kararı vermesi sonrası yargılama durdurulmuştu. Daha sonra Yüce Divan’a sevki gündeme gelen Ağar’ın, Meclis Soruşturma Komisyonu’nun 15 Haziran 2000 tarihinde yaptığı oylama sonucunda 8’e karşı 6 oyla yüce divana sevkine gerek olmadığına karar verilmişti.

2007 seçimlerinde milletvekili seçilemeyen Ağar’ın dokunulmazlık zırhının kalkması sonucunda yargılanmasının önü açıldı. Ağar, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Susurluk Davası” kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü görevinde bulunduğu dönemle ilgili olarak “cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu” iddiasıyla yargılandı ve 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararını onamasıyla ceza kesinleşti.

Ağar neyle suçlandı?
Ağar, 5 yıl ceza aldığı davada Özel Harekât dairesine verilen silahların bir bölümünün kaybolmuş olması ve bu silahlardan birisinin Susurluk’taki kaza yerinde bulunmasıyla suçlandı. Bir diğer suçlama ise Abdullah Çatlı için MİT mensubu Tarık Ümit adına yeşil pasaport düzenlemesi. Ağar, ayrıca kumarhaneler kralı olarak bilinen Ömer Lütfü Topal’ın öldürülmesi sonrasında gözaltına alınan özel harekat polislerinin serbest bırakılmalarını sağlayarak olayın yargıya intikal etmesini engellemekle de suçlandı.

Ağar’ın topluma karşı işlediği suçlar
Mehmet Ağar’ın işlediği suçların, ve kirli ilişkilerinin mahkemede kendisine yöneltilen suçlamaların çok ötesinde olduğu kamuoyunca bilinmekte.

Ağar, Susurluk sürecinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemleri kastederek “bin operasyon yaptık” sözleriyle, işlemiş olduğu suçları büyük bir özgüvenle itiraf etmişti. Ağar’ın itiraf ettiği “bin operasyon” sırasında binlerce insan faili meçhul cinayetlere kurban giderken, binlerce köy ise boşaltılmıştı.

Ağar, İçişleri Bakanı olduğu dönemde ise Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılmasını isteyen Güldal Mumcu’ya “hanımefendi, bir tuğla çekilirse bütün duvar yıkılır, benden bunu beklemeyin” cevabını vererek bilgisi dahilindeki kirli faaliyetlere göz yumduğunu açıkça itiraf etmişti.

Susurluk’tan verilen en büyük ceza 6 yıl
Susurluk davası sonucunda Ağar’dan önce de hapis cezasına çarptırılanlar oldu. Bunlardan Korkut Eken ve İbrahim Şahin aldıkları 6’şar yılla en fazla cezayı alan isimler oldu. Sayısız cinayet işlemiş, kirli ilişkiler kurmuş olan çete mensuplarının bu kadar az ceza alması davanın meşruiyetini sorgulatırken bu iki ismin de kısa süre sonra tahliye oldukları görüldü.

İbrahim Şahin’in cezası sadece 6 ay sürdü
Eski Özel Hareket Dairesi Başkanı İbrahim Şahin’in, cezaevine girmeden kısa süre önce geçirdiği şaibeli bir kaza sonucu kısa süreli hafıza kaybına uğradığı iddia edilmişti. Sonrasında Şahin’in avukatları sağlık durumunu gerekçe göstererek tahliye başvurusunda bulundu ve dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dönemin başbakanı Bülent Ecevit ve dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün sorumluluğunda tahliye edildi. Böylece Şahin yaklaşık 6 ay hapis yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşmuş oldu.

Korkut Eken de fazla yatmadı
Mehmet Ağar tarafından cezaevine uğurlanan eski MİT görevlisi Korkut Eken ise 6 ay hapis cezası almasına karşın İnfaz Yasası hükümleri gereği, 2 yıl 4 ay 29 gün cezaevinde kalıp 28 Temmuz 2004 tarihinde tahliye olmuştu.

Faili meçhuller AKP’nin ne kadar umurunda?
Eski özel harekatçı Ayhan Çarkın’ın itirafları sonrası Susurluk dosyasının yeniden açılmasıyla başlayan faili meçhul cinayetler davasında İbrahim Şahin ve 7 özel harekatçının geçtiğimiz yıl tahliye edilmesiyle birlikte AKP’nin topluma karşı işlenen suçlar konusundaki duyarsızlığı bir kez daha ortaya çıkmıştı.

Faili meçhuller davasında tahliye edilen Şahin’in Ergenekon’dan tutuklu bulunması ise AKP’nin hassasiyetinin topluma karşı işlenen suçlar değil, iktidarı için tehdit oluşturan durumlar olduğunu gözler önüne seriyor.

Ağar’ın cezası düzen içi hesaplaşmanın mı ürünü?
Ağar, geçtiğimiz yıl yapılan milletvekili seçimleri öncesinde AKP’nin Adnan Menderes ve Turgut Özal çizgisinden gelen tek parti olduğunu belirterek AKP’yi destekleyeceğini açıklamıştı. Bununla birlikte Ağar’ın Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı yaptığı dönemde başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’lilere ilişkin sert açıklamalarda bulunduğu biliniyor.

Faili meçhuller davasında ortaya çıkan tablo göz önünde bulundurulduğunda Ağar’a verilen cezanın da Şahin’in durumuna benzer şekilde AKP’nin düzen içi hesaplaşmalarının ürünü olabileceği düşünülüyor.

(soL - Haber Merkezi)