'Sağlığın örgütlenmesinde politik kararlılık şart'

AKP domuz gribi konusundaki ikircikli tutumunu sürdürürken, uzmanlar sağlık hizmetinin örgütlenmesi ve sunumunda olmazsa olmazlardan birinin politik kararlılık olduğuna dikkat çekiyor.

Domuz gribi salgınına karşı yapılan aşılama kampanyası ve AKP'nin salgının yönetilmesi konusundaki "utangaç" tutumu, etkisini göstermeye başladı. Ülkemizde bugüne kadar sadece 800 bin doz civarında aşı yapılırken, okullarda aşı yapılması için öğrenci velilerinden istenen izinlerde de geri dönüşler çok düşük.

İktidarın domuz giribi salgını konusundaki tutumunu ve aşı kampanyasının durumunu Marmara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'ndan Dr. Elif Altundaş ile konuştuk. Salgınlarla mücadelede aslolanın toplumsal bağışıklama olduğunu söyleyen Altundaş, toplumsal bir sorunu bireysel tercihlerle çözmeye çalışmanın sonuç vermeyeceğini vurguladı.

"Kararlılık şart"

Sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi ve sunumunda olmazsa olmazlardan birinin "politik kararlılık" olduğunu söyleyen Altundaş, "Başbakanın 'Ben Sağlık Bakanı'ma katılmıyorum' dediği bir ülkede, ilgili sağlık hizmetine dair politik kararlılıktan bahsedilemez." dedi. Aşı ile önlenebilir bir hastalıktan yüzlerce insanımızı kaybettiğimizi söyleyen Altundaş, "politik kararlılık olmaksızın, işin merkezine toplumsal bağışıklamayı koymaksızın bu hizmetin başarılı olmasından söz edilemez." dedi.

"Aşılama oranının azalmasından korkuyoruz"

Domuz gribi aşısı ile ilgili tartışmaların, insanları diğer aşılardan da uzaklaştırması gibi bir riski olduğuna değinen Altundaş, diğer aşıların uzun süredir uygulandığı için kanıksandığını ve benimsendiğini söyledi. Bugüne değin diğer aşıların kamuoyunda bu şekilde tartışılmadığını ve tartıştırılmadığını söyleyen Altundaş, "Bizi korkutan şeylerden biri de tam da bu yersiz, mesnetsiz tartışmalar nedeniyle diğer aşılar konusunda da toplum bağışıklamasının azalması, bağışıklama oranlarının düşmesidir" dedi.

"Toplumsal bağışıklama önemli"
Pandemik grip bağışıklamasına ilişkin tartışmalarda "toplumsal bağışıklama" kavramının gözardı edildiğini söyleyen Altundaş, bu başlıktaki temel motivasyonların "ben ve/veya çocuğum bu aşıyı yaptırmalı mıyım" sorusu olduğunu söyledi. Bu yaklaşımın sorunlu olduğunu belirten Altundaş, "Oysa toplumsal bağışıklama merkeze bireyi değil toplumun bütünün koyar ve yalnızca aşılanan bireylerin değil, aşılanmayan bireylerin de korunmasını hedefler" dedi.

Pandemik gribin toplumsal bir olgu olduğuna ve toplumsal bir sorunun bireysel tercihlerle çözülmeye çalışılmasının yanlışlığına dikkat çeken Altundaş, "Salgınla mücadelede toplumsal bir sorunu, bireysel tercihlerle çözmeye çalışmak -üstelik de siyasi otorite aşı karşıtı bir tutum sergilerken- mümkün değildir" dedi.

"AKP'nin bir başarısı daha"

Halkın aşı yaptırmaktaki çekingen tutumunu bireyci yaklaşımlar kadar etkileyen bir başka etken daha olduğunu söyleyen Altundaş, "Bu da kamusal sağlık anlayışının ortadan kaldırılmasındaki başarı ile açıklanabilir. Halk, kamu tarafından verilen ücretsiz hizmete güven duymamaktadır" ifadelerini kullandı.
(soL - Haber Merkezi)