Polis gazı bol buldu!

Bir mahallede binaların ekiplerce yıkılmasına direnenlere müdahale eden polisin kullandığı biber gazından, aralarında bebeklerin de bulunduğu çok sayıda insan etkilendi.

soL (HABER MERKEZİ) Çevik Kuvvet polisleri "olaylara müdahale etme"kte kullandığı biber gazı bombalarıyla insanların hayatını tehdit ediyor. 1 Mayıs'larda yoğun kullanılmasıyla gündemde kalan gaz bombaları, dün de bir mahalle halkını terörize etmek için devredeydi. Mahalledeki yıkımı "kolaylaştırmak"la görevli polisler, öğrencilerin bulunduğu bir ilkokula ve çok sayıda eve gaz bombaları attı. İçlerinde birkaç aylık bebeklerin de bulunduğu çocuklar ve çok sayıda insan, gazdan etkilenerek tedavi altına alındı.

Okula, eve gaz bombası
Başakşehir'deki Altınşehir Mahallesi'nde bulunan kaçak yapıları yıkmak üzere sabah saatlerinde mahalleye gelen belediye ekipleri ve çevik kuvvet polisleri mahalle sakinlerinin tepkisiyle karşılaştı. Yıkımları engellemek isteyen vatandaşlara müdahale etmek için polisin attığı gaz bombalardan bazıları, mahalledeki Tepe İlköğretim Okulu'nun bahçesine düştü. O sırada okulda bulunan çocuklar gazdan etkilendi, bazı çocuklar fenalaşınca tedavi altına alındılar.

Polisin mahallede attığı gaz bombalarından biri bir apartmanın üçüncü katındaki daireye girdi, dumanla kaplanan evden dört aylık bir bebek ve annesi yakınları tarafından çıkartılarak hastaneye kaldırıldılar.

Gazdan gazeteciler de etkilendi. AA İstanbul Bölge Müdürlüğü'nde görevli kameraman Kenan Yeşilyurt ile İHA kameramanı Hakkı Öz, polisin attığı biber gazı nedeniyle baygınlık geçirdiler.

Ellerindeki gaz bombaları ve plastik mermilerin tükenmesi nedeniyle polis kuvvetlerine kamyonla mühimmat getirildiği görüldü.

Polise "hepsini tüket" emri mi veriliyor?
1 Mayıs'larda ve dünkü olaylarda ellerindeki gaz stoklarını tüketecek kadar gaz bombası kullanan polislere bu konuda nasıl bir emir verildiği, Emniyet yetkililerinin çok ciddi sağlık sorunlarına neden olduğu bilinen ve öldürücü olabilen biber gazının kullanımı konusunda herhangi bir kısıtlama ya da tedbir uygulayıp uygulamadıkları merak ediliyor. Vali'nin olayların hemen ardından yaptığı açıklama, olayların kaynağında yetkililerin sorumsuz tutumları olduğunu gözler önüne seriyor.

"O bombaları polis değil göstericiler atıyor"
İstanbul Valisi Muammer Güler, olayla ilgili yaptığı açıklamada polisi savunarak, okulun bahçesine gaz bombasının polisler tarafından değil "göstericiler" tarafından atıldığını iddia etti ve bununla ilgili "gerçek görüntülerin" İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün internet sitesinde yayınlanmakta olduğunu söyledi. Ancak dün gece itibariyle Emniyet Müdürlüğü'nün sitesinde olayla ilgili herhangi bir görüntü yer almıyordu.

Valiye kalsa her şey provokasyon
Vali açıklamasında daha da ileri giderek 1 Mayıs'ta bir camiye atılan gaz bombalarının da aslında "göstericiler" tarafından atılmış olduğunu savundu. Güler "Benzeri bir provokasyon geçtiğimiz günlerde 1 Mayıs'ta da polisin attığı biber gazının bir caminin avlusuna atılması şeklinde maalesef cereyan etmiş ve tespit edilmişti" dedi. Vali'ye göre bunları "halkı polisle karşı karşıya getirmek için her tür fırsatı değerlendiren gruplar" yapıyor!

Hastaneye, camiye, okula...
Polisin son yıllarda uyguladığı şiddetin dozunu "gazla" arttırdığı görülüyor. Özellikle 1 Mayıs'larda ve protesto gösterilerinde çevik kuvvet polislerinin gaz bombası ve püskürtme yolu ile çok yüksek miktarlarda gaz kullandığı ve bunu göstericileri dağıtma amacının ötesinde insanları terörize etmek için çok yaygın şekilde kullandığı görülüyor.

Son birkaç yılda meydana gelen bazı "gaz olayları" şöyle:

2009 1 Mayıs'ında polisler dükkanların, lokantaların içerisine gaz sıkmış ve çok sayıda insan gazdan etkilenmişti. Taksim'e çıkmak isteyen göstericilere saldıran polisin, ellerindeki gaz stoklarını bitirerek ek gaz bombası talebinde bulundukları görülmüştü.

2008 1 Mayıs'ında polis Şişli Etfal Hastanesi'nin bahçesine çok sayıda gaz bombası atmış, hastanede bulunanlar ve hastalar gazdan etkilenmişlerdi. Hastanenin bahçesine doğru gaz bombası atan polis görüntülerinin basına yansımasına rağmen, İstanbul Valisi Muammer Güler yine "iftira" açıklaması yapmış ve olayı şöyle açıklamıştı: "Asla böyle bir şey söz konusu olmamıştır. Bir yaralı getiren polis aracının içindeki koltuk kenarında bulunan gaz bombasının patlamasıyla, öncelikle kendisi bundan etkilenmiştir ve o girişte bazı kişileri etkilemesi söz konusu olmuştur."

2007 1 Mayıs'ında da benzer şekilde yüksek miktarlarda gaz bombası atılmış ve polisin attığı gaz bombaları nedeniyle 75 yaşındaki İbrahim Sevindik kalp krizi geçirerek ölmüştü.

2008 yılının Mayıs ayında bir futbol maçı sonrası, Rumeli Caddesi üzerinde sevinen çocukları gören polis memuru, ekip otosundan inmiş ve elindeki biber gazını çocuklara doğrultarak "Sessiz olun" dedikten sonra çocukların üzerine gaz sıkmıştı.

2004 Haziran'ında İstanbul'da düzenlenen NATO zirvesini protesto edenlere de saldıran polis yoğun şekilde gaz kullanmış, gözaltına alınan göstericilerden birinin burnuna biber gazı sıkan polisin görüntüsü basına yansımıştı.

Doktorlar öldürücü olabileceği konusunda uyarıyorlar

Polisin kullandığı biber gazının bileşimi tam olarak açıklanmıyor. Ancak etken maddesi Oleoresin Capsicum olan biber gazının insanlar üzerinde hafif ya da şiddetli ciddi etkilerde bulunduğu, astım, kronik akciğer hastalığı, hipertansiyon veya kardiyovasküler hastalığı olanlarda bu etkilerin çok daha belirgin görüldüğü, hatta ölüme neden olduğu biliniyor. Örneğin ABD'de hazırlanan bir rapora göre 1993 ve 1995 yılları arasında 26 kişinin polisin toplumsal olaylara müdahale ederken kullandığı biber gazı sonucu öldüğünü belirtiyor.