“Özgürlükçülüğün” hazin sonu!

Yıllardır üniversitelerde türbanı savunmakta kullanılan “özgürlükçülük” argümanında konu eşcinsellik olunca sona gelindi.

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın eşcinselliği hastalık olarak tanımlaması ve ardından Mazlum-Der’in bakana destek çıkması sonrasında konuyla ilgili tartışmalar devam ediyor.

Timeturk adlı haber sitesi dinci sivil toplum örgütlerinin bakana destek çıkan açıklamasının “mimarlarından” Fatma Kutluoğlu ile eşcinsellik üzerine bir röportaj yayınladı. Kutluoğlu röportajda tüm göksel dinlerin eşcinselliği lanetlediğini belirterek, Bakan Kavaf’ın sözlerinin gerçek ancak yetersiz olduğunu söyledi. Kutluoğlu, Kavaf’ın sözlerini AB sürecini savunan bir partinin bakanı olarak “cesurca” bulduğunu ancak “eşcinselliğin bir yaşam tarzı olarak sunulmasına ilişkin bir şey söylemediği” için yetersiz olduğunu ileri sürdü.

Eşcinselliğin toplumun mücadele etmesi gereken bir sapkınlık olduğunu iddia eden Kutluoğlu, “zinanın en pis, en iğrenç, en gayriahlaki şekli olan eşcinsellik” ifadelerini kullandı.

“Başörtüsüne özgürlüğün bedeli…”
Muhabirin “Eşcinseller ‘Biz başörtülülerin hakkını savunuyoruz da, onlar neden bizim haklarımızı savunmuyor!’ diyor. Sizce de bu bir çelişki değil mi?” sorusuna yanıt veren Kutluoğlu, “Eşcinsellik sorunu ile başörtüsü sorununu asla aynı kefeye koyamazsınız. Helal ile haramın eşleştirilmesi, aynı düzeyde görülmesi en azından bir akıl tutulmasıdır” dedi. “Başörtüsü helal olan bir şeydir, sapkınlık ise haram olan bir şeydir” diyen Kutluoğlu “Başörtüsüne özgürlüğün bedeli eşcinselliği meşrulaştırmak değildir, olmamalıdır ve olmayacaktır” şeklinde konuştu.

Muhabirin “çağımızın en büyük sorunlarından” diye tanımladığı eşcinsellik ile ilgili Müslümanların nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini sorması üzerineyse Kutluoğlu, bu olayın bir turnusol kağıdı olduğunu ve yeni bir Müslüman projesi kapsamında kat edilen mesafenin önemli bir göstergesi olduğunu ileri sürdü. “İçi boşaltılmış bir İslam, farklı bir insan algısı ve istedikleri de yeni formattaki bir Müslüman zihniyeti” diyen Kutluoğlu, eşcinsellik “sorununda” doğru ile yanlışı belirleyecek parametrenin ne olduğunu belirlemek gerektiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Bizim açımızdan ana hatları koyan Allah’tır. Bilginin kaynağı da Kuran’dır, sünnettir, akıldır ve beş duyudur. Onlarda ise ölçüyü koyan insandır, bilginin kaynağı ise sadece akıl ve beş duyudur. İnsanlık Allah’ı devre dışı bıraktığı andan itibaren bugün gördüğümüz bunalımlar daha da katlanarak devam edecektir. Müslümanların görevi Allah’ın lanetlediği bu gayri ahlaki eylemin bir yaşam biçimi olarak toplumsallaştırılmasına karşı mücadele etmektir.”

(soL – Haber Merkezi)