Oyun içinde oyun: Diyarbakır Emniyet Müdürü kaç Gaffar Okkan eder?

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in "Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz" sözleri, Güven hakkında "Gaffar Okkan" yakıştırmalarını başlattı. Oysa Güven'in sözleri AKP'nin tezlerine paralel. Bunun yanında, Okkan'ı öldüren Hizbullah'ın AKP döneminde yeniden canlandığı görülüyor.

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in yeni atandığı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevine başlar başlamaz sarf ettiği sözler tartışmaya neden oldu. Güven, Bahçeşehir Üniversitesi'nde katıldığı bir panelde söylediği "Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz" sözlerini hatırlatarak "Benim yitik evladım dağa çıkmış. Keşke ulaşabilseydim, ona normal bir hayat sunabilseydim, onun terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Ağlarım yani. Her teröriste de içim ezilir" demişti.

Güven'in bu sözlerinin ardından, "Diyarbakır'a ikinci Gaffar Okkan mı geldi?" tartışmaları başladı. AKP'den MHP'ye, CHP'den BDP'ye siyasi partiler ve Diyarbakır'daki kitle örgütleri konu hakkında görüş bildirirken, ne Güven'in geçmişi, ne de sözlerinin anlamı tartışıldı.

AKP'lilerden takdir aldı
Güven'in sözlerinin nereye doğru açıldığına dair en önemli sinyal Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'tan geldi. Arınç, Güven'in sözlerini "takdirle karşıladığını" söylerken, Diyarbakır'ın yeni emniyet müdürünü yakından tanıdığını ve müdürün önemli işler yaptığını kaydetti. Arınç, Recep Güven'in 1991-1995 yılları arasındaki Diyarbakır görevinde yaşadığı "acı olayların" analizini yaptığını iddia ederken, "Türkiye demokratikleştikçe, hükümetin verdiği imkanlarla yargının da görevini yaptığını ve o dönemlerin cinayetlerine ışık tutulduğunu" savundu:

"Emniyet müdürünün bu düşüncelerini ve önümüzdeki çalışma dönemine ait yeni neler yapabileceğini söyleyen, bizim de paylaştığımız, gazetecilerle yaptığı toplantıdaki ifadelerini çok değerli buluyorum. Bunun ışığında, bölge halkıyla da kucaklaşarak, birlikte hareket ederek, teröre karşı yek vücut millet olarak da emniyet güçleri olarak da birlikte çalışacağımızı göstermiş olur. O bölgedeki emniyet mensuplarının da bu düşünceler içinde olmasını diliyorum."

Arınç, Güven'in "empati yaptığını" belirtirken, parlamentoda da bunu yapmaları gerektiğini söyledi. BDP'lileri de hedef alan Arınç, "İktidarı muhalefetiyle bugün ülkeyi yönetenler, sorumluluğu üzerinde taşıyanlar empati yapmalı ama ben o bölge halkının oylarıyla parlamentoya geldim, o zaman şöyle yapmalıyım diyenlerin de empati yapmaları gerekir. O zaman sağlıklı sonuçlara ulaşabiliriz" dedi.

Konu hakkında beyanda bulunan bir diğer AKP'li ise Grup Başkanvekili Ahmet Aydın oldu. "İktidara geldiğimiz günden bu yana yapmaya çalıştığımız, 'analar ağlamasın, acılar, gözyaşları dinsin' diyoruz. Ana, anadır. Yüreği dinsin. Ne olursa olsun. Artık 'edi bese' diyoruz. Her anlamda yeter diyoruz, bu iş bitsin diyoruz. Bu manada da yapılması gereken neyse, atılması gereken adımlar neyse, atmaya başladık. Demokratikleşme ve normalleşme sürecinde adımlarımız devam ediyor" diyen Aydın, bu sözlerinin ardından operasyonların süreceğinin de altını çizdi.

MHP'den tepki
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Emniyet Müdürü'nün sözlerinin sorulması üzerine "Bir terörist gördüğünde, 'ileride ağlarım bunun için o yüzden öldürmeyeyim mi' diyeceksin?'' dedi.

Güven'in sözlerinin "terör örgütünü cesaretlendireceğini" iddia eden Vural, "Hükümet demek ki Oslo'da bahsettiği vali ve emniyet müdürlerini göreve getirmiş" görüşünü savundu.

CHP'lilerden destek
CHP cephesinde ise tepkiler büyük oranda olumlu oldu. CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, "Tüm insanlar bizim kardeşimiz. Devlet, suça bulaşmış insanları kurtarmak için çaba sarf etmeli." derken, Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da, "Dünyanın neresinde olursa olsun, ölenlerin arkasından sevinen var mıdır? Biz analar ağlamasın derken, ana diyoruz. Dilini, dinini, ırkını, mezhebine bakmıyoruz" diye konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise, Güven'in sözleri kendisine sorulduğunda, "Onu Arınç'a ve Başbakana soracaksınız. Onların memuru, onların sözcüleri..." dedi.

Selahattin Demirtaş: Bürokratın çıkışından çok sistem önemlidir
Güven'in sözlerini değerlendiren BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş temkinli konuştu. "Bizim için bir emniyet müdürü veya bürokratın konuşmasından çok sistemin ve modelin çıkışları, bakışları ve pratikleri önemlidir" diyen Demirtaş, kendi öngördükleri modelde emniyet müdürlerinin belediye başkanlarına bağlı olduğunu, ne zaman Diyarbakır Emniyet Müdürü Osman Baydemir'e bağlanırsa o zaman heyecanlanacaklarını, bunun dışında herhangi bir şeyin kendilerini heyecanlandırmayacağını kaydetti.

Güven'in sicili: Ergenekon şemasını ilk gösteren polis...
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in daha önce 1991-1995 yılları arasında Diyarbakır'da görev yaptığı biliniyor. 90'lı yıllardaki kirli savaşın en şiddetli yaşandığı bir ilde ve zaman diliminde görev yapan Güven, tartışılan sözlerini sarf ettiği basın toplantısında, o dönem yaşananlar için, "Belki bir mecburiyet, belki acil bir kararla yapıldı" demişti.

Ancak Güven'in geçmişinde başka şeyler de var. Emekli Albay Cemal Temizöz ve Şırnak'taki faili meçhul cinayetler davasında tanık olarak dinlenen Recep Güven, müdahil avukatların JİTEM ile ilgili olarak sordukları "Siz kolluk görevlilerinin yetkilerini aşan işler yaptığını duydunuz mu, bilginiz var mı, JİTEM’i biliyor musunuz?" sorusuna cevaben, "Bana somut bir şey gelmedi. JİTEM’i de Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele teşkilatı olarak biliyorum. Buna ilişkin belgeler de yayımlandı zaten" demişti.

Bunun ötesinde, Güven'in ismi PKK itirafçısı Hıdır Altuğ'un ifadesinde de geçmişti. Altuğ'un iddiasına göre, Recep Güven o zamanlar Hanefi Avcı ve işadamı Ali İhsan Kaya ile birlikte kendisine, "Bak askerlerin kulağından tutup içeri atıyoruz. Git askerler aleyhine ifade ver. Biz senin arkandayız" telkininde bulunmuştu. Güven, Altuğ'u tanıdığını ancak iddiaların doğru olmadığını söylemişti.

2001 yılında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, kendisine "Ergenekon" şemasını ilk kez gösteren kişinin, o dönem İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görev yapan Recep Güven olduğunu söylemişti. Uzun, Güven'in "şema" için gösterdiği kanıtın da Tuncay Güney'in ifadeleri olduğunu iddia etmişti.

Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan emekli albay Levent Göktaş'ın avukatı Serdar Öztürk, müvekkilinin ofisine yerleştirildiğini iddia ettiği 51 nolu DVD'nin İstanbul Emniyeti'nde hazırlandığını söyleyerek bu işi tertipleyenlerin Recep Güven, Mutlu Ekizoğlu ve Ali Fuat Yılmazer olduğunu savunmuştu.

Gaffar Okkan'ı vuran Hizbullahçılara ne oldu?
Eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın öldürülmesi olayının JİTEM tertibi olduğu sıklıkla dillendiriliyor. Eski JİTEM'ci Abdülkadir Aygan, Okkan suikastinde JİTEM'in rolü olduğunu iddia etmiş, ancak kendisinin o dönem Diyarbakır'da olmadığını söyleyerek "duyumlarını" anlatmıştı. Yine Ergenekon davasında tutuklu Levent Ersöz'ün aleyhine ifade veren bir "gizli tanık" da, o dönem Şırnak Alay Komutanı olan Ersöz'ün kendilerini bir göreve gönderdiğini ve bu görevin Okkan'ın öldürülmesiyle ilgili olabileceğini ima etmişti.

Okkan'ın öldürülmesinde JİTEM'in parmağının olması muhtemel. Ancak kesin olan şeylerden bir tanesi, Okkan'ı öldüren Hizbullahçıların AKP döneminde serbest kalmış olmaları. 2009 yılında ağır cezalara çarptırılan Hizbullahçılardan Recep Dönük, sadece örgüt üyeliğinden 10 yıl ceza almış, savcı kararı temyiz etmemiş ve Dönük bu sayede yalnızca 6 yıl cezaevinde kaldıktan sonra elini kolunu sallayarak serbest kalmıştı.

"Görev adamı" Güven'in AKP'ye attığı can simidi
Recep Güven'in, hem JİTEM'li yıllarda Diyarbakır'da hem de cemaatin en önemli yer olarak gördüğü Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nda tam bir "görev adamı" sorumluluğuyla hareket ettiği anlaşılıyor. Faili meçhullerin en yoğun yaşandığı dönemde, JİTEM'le ilgili "somut bir şikayeti" olmayan Güven, 2001 yılında, daha ortada Ergenekon operasyonu, Balyoz planı vesaire yokken, Sabri Uzun'a "1 numara" olarak Çetin Doğan'ın gösterildiği "Ergenekon şemasını" götüren kişi de Güven... Şimdi de, AKP'nin tekrardan "açılım"a gireceğinin iddia edildiği bir dönemde, "Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz" gibi cümleler kuruyor.

Güven'in sözlerine AKP'lilerden gelen destek, hem açıklamanın "tam zamanında" olduğunu hem de cemaat ile AKP arasında yaşandığı iddia edilen "Kürt sorunu çatlağı"nın zannedildiği kadar büyük olmadığını gösteriyor.

(soL - Haber Merkezi)