Ne çok seveni varmış

Erbakan’ın ölümünün ardından verilen taziye mesajlarında, hocaya övgüler yağdırılıyor. Bu övgülerin siyasetin farklı kulvarlarında yer alan kurum ve kişilerden gelmesi dikkat çekici.

Türkiye’de dinci siyasetin yerleşmesinde büyük payı olan, bunun için saysısız kadro yetiştirmiş bir siyasi geleneğin önderi olarak hayata gözlerini yuman Necmettin Erbakan’ın ölümünün ardından hoca yere göğe sığdırılamıyor. Türkiye'de "ölenin ardından kötü konuşulmayacağı" yönünde bir gelenek olsa da, yapılan açıklamalar bu geleneğin sınırlarını da aşarak, Erbakan'a övgüler yağdırılmasına vardırıldı. soL olarak ölümlerin hemen ardından "polemik" yapmayı siyaset ahlakı açısından uygun bulmamamıza karşın, yine de bu tuhaflığa dikkat çekmek istedik.

Erbakan'ın öldüğü gün Milli Görüş geleneğinden yetişmiş olan Recep Tayyip Erdoğan, hocasını şu sözlerle andı:

"Türkiye'ye çok önemli hizmetler kazandırmış, Türk siyasetinde kendisine mümtaz bir yer edinmiş. Ayrıca ömrünü öğrenmeye ve öğretmeye adamış bir siyasetçi ve ilim adamıydı. Şahsıyla, mücadelesiyle, davasıyla, ilkeleriyle olduğu kadar bir insan olarak, bir hoca olarak, bir lider olarak da genç nesillere güzel bir örnek teşkil etti. Mekanı cennet olsun. Allah'ın rahmeti üzerine olsun diyorum. Allah ondan razı olsun diyorum. Öğrettikleriyle, aktardıklarıyla, mücadeleci kişiliğiyle her daim kendisini şükranla, minnetle yad edeceğimizi ifade etmek istiyorum."

Birçok İslamcı kadronun yetişmesine ön ayak olan Erbakan'ın öğrencilerinden biri de Erdoğan'dı. Erdoğan ve arkadaşlarının hocalarını övmesi, ona duydukları minnettarlığı dile getirmesi kimseyi şaşırtmadı.

Ancak benzer övgülerin Erbakan'ın yarattığı siyasi gelenekle mücadele içerisinde olduğunu söyleyen, siyasal İslam'a karşı olduğunu belirten kesimlerden de gelmesi şaşkınlık yarattı.

TSK'dan Erbakan açıklaması
TSK'nın Erbakan'ın ölümünün ardından yaptığı çarpıcı açıklama da dikkat çekti. 28 Şubat'ın yıldönümünden bir gün önce ölen Erbakan için, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner yayınladığı taziye mesajında şu ifadeler kullanıldı:

"Saadet Partisi Genel Başkanı ve eski başbakanlarımızdan Sayın Prof.Dr.Necmettin Erbakan'ın vefatını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Değerli bilim ve siyaset adamı olarak ülkemize yaptığı büyük hizmetleri daima hatırlanacaktır. Şahsım ve Türk Silahlı Kuvvetleri adına merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve Ulusumuza başsağlığı dilerim."

Kılıçdaroğlu: Çınardı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Siyaset dünyamızın çınarlarından biriydi. Ölümünden büyük üzüntü duydum. Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a rahmet, Erbakan ailesine, Saadet Partisi yöneticileriyle, üyelerine, siyaset dünyasına ve Türkiye'ye başsağlığı diliyorum."

Deniz Baykal
Dün Erbakan ailesine taziye ziyaretinde bulunan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Erbakan'ın çok önemli ve çok renkli şahsiyetiyle siyaseti kişisel tatmin yöntemi olarak anlamayı reddettiğini söyledi ve şunları ekledi:

"Bir dava ve inanç anlayışı içinde siyaset yapmıştır. Türkiye'deki değişim ve dönüşümde Erbakan'ın önemli etkisi vardır. Açtığı siyaset çizgisinde başarılarla birlikte hayal kırıklıkları yaşamıştır. Acı tatlı anıları olmuştur. Siyasi mücadelenin ötesinde kişiliği, insan ilişkileri, zarafeti, inceliği ve nezaketi örnek alınması gereken bir siyasetçidir. 1974 yılındaki hükümette beraber çalışma imkânı bulmuştuk. Uyum ve işbirliği içinde çalıştık. Kıbrıs'a yönelik izlenen politikada o hükümetin bir politikası olarak gerçekleştirilmişti. Siyasi hayatımızın devamında ilgiyle hatırlanacak, siyasetçilerin önde gelen şahsiyetidir. Mekânı cennet olsun. Herkesin başı sağolsun."

Ertuğrul Günay: "12 Eylül'den kader ortağım"
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'da Erbakan'ın vefatının ardından bir açıklama yaptı. Günay yaptığı açıklamada siyasal İslamcıların şiddet kullanmadığını iddia ederek bunun Erbakan yüzünden olduğunu iddia etti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Necmettin Erbakan ile 12 Eylül'de kader ortaklığımız oldu. Erbakan, toplum kitlesini hiçbir şiddet eylemini yönledirmeden bütünüyle siyasete taşımasına önem vermiştir. Üzerinden zaman geçtikten sonra yaptığı hizmletlerin farkına varacağımızı tahmin ediyorum."

Milliyet'ten Erbakan'a övgü
Erbakan'ın ardından merkez medyanın önemli yayın organlarından Milliyet adına bugün yayınlanan yazıda da, Erbakan'ın "inatla ve inançla" verdiği mücadelesi övülerek, hukuka ve demokrasiye olan inancından bahsediliyor. Yazıda şu satırlar dikkat çekiyor:

"Kapatılan her partisinin yerine kurduğu yeni partiler Türkiye’de siyasi İslam’ın yükselişine hizmet etti. Gelinen noktadaki başarı veya başarısızlık nasıl paylaştırılmalı? Sistemin Milli Görüş partilerini mağdur etmesine yönelik tepkiler elbette etkili olmuştur ama aslan payı kuşkusuz hukuka ve demokrasiye güven duygusundan beslenen sabır ve inancı ile Erbakan’a aittir.

Dört partisi kapatılmış ama her defasında yenisini kurarak yerden kalkmayı, yürümeyi, oyunu büyütmeyi başarmıştır. Hukuktan ve demokratik olanakları kullanarak yolunu açmaktan vazgeçmemiştir."

Oral Çalışlar
Dün Radikal gazetesindeki köşesinde "Hapishane arkadaşım Necmettin Erbakan" başlıklı bir yazı kaleme alan Oral Çalışlar, Erbakan'la ilgili görüşlerini şöyle ifade etti:

"Erbakan, renkli, değişik bir üslubu olan, dindarların siyaset alanında ilk kez kendi kimlikle-riyle yer almasını gerçekleştiren sıradışı bir politikacıydı. Başlangıçta, egemen güçlerin pek ciddiye almadığı Erbakan, bu ülkenin başbakanlığına kadar tırmanacak bir siyasi başarının temsilcisi oldu.

Çok eleştirilere uğradı, çok tepki gördü. Bunların ne kadarı haklıydı, ne kadarı önyargıların ürünüydü, bunu tarih yargılayacak. Ben kendisine birçok kez haksızlık yaptığımızı düşünüyorum. 28 Şubat’ta darbecileri eleştirmekten çok onun hatalı olduğu yönlerine daha çok vurgu yapanlardan birisiydim. Dindarların siyaset yolculuğu ve siyasetin normalleşmesi konusundaki rolünün küçümsenemeyeceği kanaatindeyim."

Nihat Genç
Erbakan'ın ölümünün ardından en uç yazılardan birini ulusalcı Nihat Genç kaleme aldı. Genç, Erbakan'ın antiemperyalist ve millici olduğunu iddia ederek "bizden birisiydi" dedi ve Erbakan için şu ifadeleri kullandı:

"...yerli, milli, anti emperyalist Erbakan Hoca’nın ‘milli görüş’ü gitmiş yerine batıyla her türlü işbirliğine girmiş ve millilikten yerlilikten ve anti emperyalist lafından iğrenerek konuşan bambaşka bir siyasi yapılanma gelmişti.

Hoca’dan sonra ‘milli görüş’ ne olur bilmem, ama Milli Görüş’ün başına ne geldiyse milli ve anti emperyalist siyaseti yüzünden geldi. Bugün tüm İslam dünyasında ‘milli ve anti-emperyalist’ bir fikir bulmak imkansız kadar zor."

Dursun Çiçek
İrtica ile mücadele eylem planı davasının 28 Şubat'ın yıl dönümünde yapılan duruşmasında da söz Erbakan'a geldi.AKP hükümetine karşı mücadele ve eylem planı oluşturmaktan yargılanan Albay Dursun Çiçek duruşmaya Erbakan'ın vefatından duyduğu üzüntüyü ifade ederek başladı. Çiçek şunları söyledi:

"Rahmetli başbakanımızın yaptığı her şeyi onaylamasak da bu ülkenin askerine, hakimine, savcısına sahip çıkmasına, yargısına müdahale etmemesine, bazı davaların başsavcılığına soyunmaması, 1974 Kıbrıs Barış Harekatında Başbakan Bülent Ecevit ile birlikte gösterdiği politikanın, her şeyden önemlisi milli duruş ve milli kalkınma azminin herkese örnek olmasını diliyorum. Eski Başbakanlardan Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a rahmet, ailesi, yakınları ve milletimize başsağlığı diliyorum."

(soL -Haber Merkezi)