Mehmet Ali Şahin'den tehdit gibi sözler: 'Artık Türkiye ...'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü'nün aldığı cezayı, "Artık Türkiye, başörtülü kızlarımızın değil, onların okuma hakkını engelleyenlerin cezalandırıldığı bir Türkiye haline gelmiştir" sözleriyle değerlendirdi.

Partisinin Nevşehir Ticaret Borsası konferans salonunda düzenlediği Gençlik Kolları Bölge Toplantısı'nda konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü'nün türban takan öğrencisi hakkında tutanak tuttuğu gerekçesi ile 2 yıl 1 ay hapis cezası almasını, "Türkiye, başörtülü kızlarımızın değil, onların okuma hakkını engelleyenlerin cezalandırıldığı bir Türkiye haline gelmiştir'' sözleriyle değerlendirdi.

"Kanun değiştirmeden türbanı serbest bıraktık"
AKP'li gençlere seslenerek, ''Şu anda üniversite kapılarında inancı gereği başını örttüğü için kapıdan çevrilen kızlarımız, rahatlıkla okullarına, üniversitelerine girebiliyorlar. Hiçbir yasal düzenleme, kanun değişikliği, anayasa değişikliği yapmadık" diyen Şahin, "2010 yılındaki anayasa değişikliğindeki 26 maddeye verdiğiniz destek ile Türkiyemizin önü açılmıştır. Türkiye, artık bir cendere içerisinde değildir. Temel hak ve özgürlüklerin daha da genişlediği bir ülke haline gelmiştir" diye konuştu.

"Rennan Pekünlü tacizci"
Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü'den, "Başörtülü olarak sınıfa girdiği için fotoğrafını çekerek onu taciz etmeye çalışan profesör" diye bahseden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ceza almıştır. Artık Türkiye, başörtülü kızlarımızın değil, onların okuma hakkını engelleyenlerin cezalandırıldığı bir Türkiye haline gelmiştir.''

Cezaevlerinin doluluk oranının yükselmesinden hoşnut değiliz ama...
AKP'nin suç örgütleriyle büyük bir mücadele gerçekleştirdiğini öne süren Şahin, cezaevlerinin doluluk oranını şu sözlerle değerlendirdi: "Biz cezaevlerinin doluluk oranının yükselmesinden hoşnut değiliz. Özellikle çok önemli görevlerde bulunmuş olan kişilerin cezaevlerinde tutuklu olarak bulunmasından, yargılanıyor olmasından sevinç de duymuyoruz ama Türkiye'de 1960'larda başlayan siyasete, millet iradesine müdahale geleneğini devam ettirmek isteyenlerin, bizim dönemimizde de boş durmadıkları mahkeme dosyalarına yansıyan belgelerden aşikardır."

"Türkiye'de kuvvetler ayrılığı var"
''Koskoca komutanlar böyle şeyler yapar mı, suçsuz yere içerideler, neyle suçlandıklarını bile bilmiyorlar'' denildiğini anlatan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı, ''Böyle bir propaganda başladı. Onların cezavinde bulunuyor olmasından biz de rahatsızlık duyuyoruz ama 1960 darbesini nereye koyacağız. 1960'ı, 1980'i, 1971 muhtırasını, 28 Şubat'ı unutacak mıyız? Demek ki bazıları geçmişteki alışkanlıklarını bizim dönemimizde de devam ettirmek istediler ama maalesef suçüstü yakalandılar. Artık iş yargıdadır. Bu, bizim işimiz değildir. Biz yasama organının üyesiyiz. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır.''