Kenan Evren’e dava açmak için fırsat mı?

Yıllar sonra 12 Eylül döneminde idam edilen Veysel Güney’in izini bulan 78’liler Derneği, Güney’in cenazesinin bulunması durumunda zamanaşımı işlemeyeceği için Kenan Evren’e dava açacaklarını söylüyor.

AKP’nin Anayasa değişikliğini “Darbecileri yargılayacağız” diyerek pazarlamasına rağmen hukukçular zamanaşımı nedeniyle Kenan Evren ve diğer 12 Eylül darbecilerinin yargılanamayacağını belirtiyorlardı. Ancak şimdi, Evren ve arkadaşlarının yargılanması için bir umut olabileceği düşünülüyor.

Vatan gazetesinin haberine göre 12 Eylül’de idam edilen ancak mezarı bir türlü bulunamayan Veysel Güney’in izini yıllar sonra bulan 78’liler Derneği, “Eğer cenaze bulunursa, yeni bulunduğu için zamanaşımı işlemeyecek ve biz başta Evren olmak üzere tüm darbeciler hakkında dava açacağız” diyor.

Veysel Güney, 12 Eylül darbesine üç ay kala Gaziantep’te arkadaşı Ali İhsan Özer’le birlikte kaldığı eve yapılan operasyonda yakalandı. Çatışmada Özer ölürken Güney yaralı olarak yakalandı. Güney, olay sonrasında Teğmen Akkaya’yı öldürdüğü iddiasıyla yargılandı ve iki duruşmada idam cezası aldı. Avukat tutmasına ve beş ay kaldığı cezaevinde ailesiyle görüşmesine bile izin verilmeyen Güney, 10 Haziran 1981’de idam edildi.

Cenazesini saklamışlardı
Güney’in cesedi, yakalanmasının ardından sadece idam edildiği gün bir dakika görüşebildiği ailesine teslim edilmemişti. Cenazenin ailesine verilsin diye bir tutanakla Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim edildiği belirlenmiş, ancak cenazenin ne olduğu bir türlü öğrenilememişti.

Mersin 78’liler Derneği’ne gelen bir bilgi üzerine Gaziantep Eski Mezarlığı’nda idam edilerek öldürülmüş isimsiz bir cesedin bulunduğu ortaya çıktı. 2006 yılında ailenin isteği üzerine mezar açıldı ancak DNA sonuçları olumsuz çıktı.

Test sonuçları hakkında şüpheler
Mersin 78’liler Derneği eski Başkanı Ethem Dinçer ise DNA testlerinin sonuçlarıyla ilgili ciddi kaygıları olduğunu belirterek, “İdam 10 Haziran’da yapıldı ama askerler 9 Haziran’da yer ayırtmış olabilir çünkü ölüm nedeni idam ve geldiği yer orduevi yazan kimliği belirsiz bir ceset var o mezarda. O dönemde idam edilen herkesin cenazesi ailesine teslim edilirken neden Veysel’inki verilmedi” dedi.

Güney’in cenazesi neden verilmediği sorusuna ise çeşitli yanıtlar bulduklarını anlatan Dinçer, “Veysel Devrimci Yol’dan idam edilen ilk isimdi ve mezarının bir gösteri yerine dönüşebileceği düşüncesiyle verilmemiş olabilir. Biz cenazenin teslim edildiği subayın adını ve şu andaki adresini savcılığa bildirdik ama bir sonuç alamadık. Şu anda bize Veysel’in mezar yerinin gösterilmemesini ise darbecilerin yargılanmasının engellenmesi olarak düşünüyorum. Bu dava ile ilgili zaman aşımı cenaze bulunamadığı için başlamadı. Eğer cenaze bulunursa biz o dönemde başta Kenan Evren olmak üzere tüm darbeciler hakkında dava açabiliriz ve bu örnek bir dava olur“ diye konuştu.

Veysel Güney’in son mektubu idamından 25 yıl sonra Mersin 78’liler Derneği’nin çabalarıyla bulundu. Mektup şu şekilde:

"Değerli babacığım ve Tüm dostlarım,

Ben hiçbir şahsi çıkarımı gözetmeden ülkemin bağımsızlığı ve halkımın kurtuluşu için doğru bildiğim yolda inanarak mücadele ettim. Ben kimseyi öldürmedim, suçsuzum. Gösterdikleri gerekçeyi dahi mahkemesi sonuçlanmadan karar verildi. Onlara göre suçlu olabilirim. Çünkü onlar ülkeyi yabancılara peşkeş çeken ve onlarla bir avuç işbirlikçi mutlu azınlık işbirliği yapmaktadırlar.

Babacığım,

Ben ölüme seve seve gidiyorum, bir namussuzluk ve bir şerefsizlik yapmadım. Onun için hiç üzülmeniz gerekmez. Benim binlerce annem babam olduğu gibi sizin de binlerce oğlunuz var. Mezarımı yol kenarına kazın / devrim şehidi yazın / Başına yumruklu yıldız kazın / Gidiyorum ölümsüzlüğe hoşçakalın... Selamlar. Sizin Veysel"

(soL - Haber Merkezi)