KCK'dan Oslo görüşmesi açıklaması

KCK'dan yapılan açıklamada Oslo görüşmesinin doğruluğu teyit edildi. Kasedin sızdırılmasının kendileri dışında gerçekleştiği belirtilen açıklamada, görüşmenin içeriği "demokratik çözüm arayışı" olarak kodlandı.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, PKK ile devlet arasındaki “Oslo görüşmeleri”ne ilişkin yaptığı açıklamada, “Oslo görüşmeleri olarak basına sızdırılan görüşmeler, kamuoyunda yoğunca tartışılmaktadır. Bu görüşmelerin basına sızdırılması tamamen dışımızda gelişmiştir. İlkelerimiz ve siyasi ahlakımız gereği böyle bir tutum içine gireceğimiz asla düşünülemez” dedi. AKP'nin yeni diye tabir ettiği mücadele taktiği ve stratejisinin Türkiye’nin 80 yıldır çakılıp kaldığı Kürtlerin ulusal haklarını tanımama ve sömürgeci politikalarla şiddetle sonuç alma yöntemi olduğunun savunulduğu açıklamada Öcalan'la avukatlarının görüştürülmemesi, PKK'ye karşı operasyonlar ve Şırnak, Cizre ve Van’daki tutuklamalar örnek gösterildi. Açıklamada "Erdoğan demokrasisi, 'dün dündür, bugün bugündür' anlayışıyla yürütülmekte, demokratik kültür ve teamüller kurumsallaşmamış, demokrasinin geçerliliği AKP katı merkeziyetçi otoritesinin keyfi uygulamalarına göre her an değişkenlik arz etmektedir. AKP, diktatoryal, faşist bir rejimi kurumsallaştırmaktadır. Bu zihniyet ve rejimin ancak devrimci mücadeleyle değiştirilebileceği, halk hareketleriyle alaşağı olabileceği tarihin bir kez daha önümüze koyduğu en değerli ödevlerdendir" denildi. 'Görüşmeler doğru, amacımız demokratik çözüm' Açıklamada, Oslo görüşmeleriyle ilgili ise şu değerlendirmeye yer verildi: "Oslo görüşmeleri olarak basına sızdırılan görüşmeler, kamuoyunda yoğunca tartışılmaktadır. Bu görüşmelerin basına sızdırılması tamamen dışımızda gelişmiştir. İlkelerimiz ve siyasi ahlakımız gereği böyle bir tutum içine gireceğimiz asla düşünülemez. Kaldı ki, bunu sızdıranların pek de olumlu olmayan bir niyet taşıdıkları açıkça ortadadır. Ancak Hareketimizin üst düzeyde TC hükümeti ve devletiyle görüşmeler yaptığı doğrudur. Amacımız, halklarımız için onurlu, özgür ve demokratik bir gelecek yaratmaya hizmet eden demokratik çözümü gerçekleştirmektir. Biz her zaman sorunun diyalog ve müzakereler yoluyla çözülebileceğine inandık. TC hükümeti ve devletiyle yapılan söz konusu görüşme ve müzakereler de tamamen bu amaçla yapılmıştır. Gerek Önderliğimizle gerekse de Hareketimizle yapılan görüşmelerde belli bir mesafe kat etmekle birlikte AKP’nin tekçi, retçi ve şiddete dayalı baskıcı-saldırgan tutumundan dolayı diyaloglar istenilen sonuca ulaşmamıştır. Önderliğimizin hükümete resmen sunduğu ve TC adına görüşmeye katılan yetkililerle mutabakata varılan protokoller askıya alınarak cevapsız bırakılmış, Anayasa ve Barış Konseyi oluşturulmamış, TBMM Kürt sorununun çözümünde sorumluluk almamıştır. Önderliğimizin ‘önümün açılması halinde sorunu bir hafta içinde çözerim’ çağrısı ölüm sessizliğiyle karşılanmıştır. Tersine kendilerinin de altını önemle çizdikleri yeni bir “savaş stratejisi” devreye konulmuştur. Önderliğimize dönük ağır tecritle başlatılan bu imha yönelimlerine ve savaşa karşı Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak her düzeyde kendimizi savunma ve direnme kararlılığıyla karşılandığı bu sürece böyle girilmiştir."