2 Nisan 2013’te Suriye’de, Halep Süryani Ortodoks Metropoliti Yuhhana İbrahim ile Halep ve İskenderun Rum Ortodoks Metropoliti Pavlus Yazıcı’yı kaçırdığı iddia edilen, din adamlarının kafalarının kesilerek infaz edildiği görüntülerdeki kişi olduğu belirtilen ve El Kaide üyesi olmaktan yargılanan Ebu Banat lakaplı Magomed Abdurakhmanov, çıktığı mahkemede Türk istihbaratıyla ortak hareket ettiğini söyledi.
Agos gazetesinden Uygar Gültekin’in haberine göre özel yetkili mahkemelerin kaldırılması nedeniyle Bakırköy Adliyesi’nde bulunan 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan yargılamanın ilk duruşmasında tutuklu sanıklar Magomed Abdurakhmanov, Abdullah Kuşman ve Mevlüt Kuşman katıldı.
Duruşmada konuşan Abdurakhmanov, kendisine yöneltilen, ruhsatsız silah bulundurmak ve El Kaide üyesi olmak suçlamalarını reddetti. Ebu Banat, iki eşli olduğunu ve eşlerinden birinin Suriye’de yaşadığını ve eşini korumaya çalıştığını iddia etti.
Beşar Esad’a karşı savaştığını da söyleyen Abdurakhmanov, örgüt lideri olmadığını savundu.
Yakalandıktan sonra Emniyet’te verdiği ifadede El Kaide’ye bağlı Katibetül Muhacirun örgütünün lideri olduğu ve çok sayıda savaşçısının olduğunu, Hıristiyan din adamlarının kafasını kesen kişinin kendisi olduğuna dair ifadeleri sorulan Abdurakhmanov, “Şimdiki ifadelerim doğrudur” dedi.
Abdurakhmanov, Emniyet ifadesinde Suriye’de savaşırken evlendiğini söylemişti.
Mahkemede Ebu Banat’a kendisine ait görüntüler gösterildi. Bunun üzerine söz alan Abdurakhmanov, “Ben Hıristiyan din adamlarının kafasını kesmiş değilim. Ben Müslümanım. Benim dinimde öyle bir şey yok. Fotoğraflardaki benim. Esad’ın askerlerine karşı savaştım. Hıristiyan din adamlarının kafasını kesmem söz konusu değil” dedi.
'Türk istihbaratı ile sürekli irtibat halindeydik'
Abdurakhmanov, tedavi olmak için Türkiye’ye geldiğini ve yakalandığı evde ele geçirilen el bombası ve silahlarla ilgisi olmadığını savundu.
Türkiye istihbaratının kendisine yardım ettiğini söyleyen Abdurakhmanov, şunları söyledi “Ben El Kaide üyesi olsam Türk istihbaratı bana yardım etmezdi. Suriye’deyken Türk istihbaratı ile yardımlaştık. Cezaevinde girdikten sonra istihbarata yazılar yazdım ancak hiçbir cevap alamadım. Biz Suriye’deyken Türkiye’den bize silah, araba ve para yardımı yapılıyordu. Türk istihbaratı ile devamlı irtibat halindeydik. Ancak daha sonra kendilerine yazdığım halde kendilerinden bir cevap alamadım. Biz Esad’ın askerleriyle savaştığımız için Türkiye bizzat yardım ediyordu. Hıristiyan din adamları ile savaşırsak Türkiye istihbaratı bize yardım eder miydi. Türkiye’de yasadışı bir şey yapmadım, Türkiye’nin iyiliğinden başka bir şey yapmadım. Ben kurtarılmış bölgede kaldığımda zaman zaman sınıra gidip Türk istihbaratından yardım alıyordum. Elime ne silah geçirdiysem ailemi korudum. Esad’ın askerlerine karşı savaştım.”
Savcı, delil durumu, tutuklama tarihi, suçun niteliği ve mağdur olma ihtimalini göz önüne alarak Abdurakhmanov’un tahliyesini istedi. Ancak mahkeme heyeti Abdurakhmanov ve diğer tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.