İşçilere Ergenekoncu yaftası tutmadı

DESA'da bir yılı aşkın süredir devam eden grev başarıyla sonuçlandı. İşçi Emine Arslan'ın simgeleştiği greve gerici basın sürekli saldırıyordu. Samanyolu TV direnişteki işçileri Ergenekonculukla suçlamıştı.

soL (HABER MERKEZİ) Yargıtay, 453 gündür direnişlerini sürdüren DESA işçilerinin işe iadesi kararını onayladı. Sendikalı oldukları için işten çıkartılan işçiler, daha önce alınan işe iade kararına karşın geri alınmamıştı. Patronun itirazı üzerine Yargıtay'a taşınan davada gülen taraf yine işçiler oldu. Dava devam ederken DESA patronu işçilere saldırmaya devam etti. Gerici basın ise haklarını savunan işçileri ve sendikalarını Ergenekonculukla suçladı.

"İnatla sürdürdük"
Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi, yaptığı açıklamada, Yargıtayın onama kararıyla, ya işçilerin işe geri alınmasının ya da 12 aylık sendikal tazminat ile 4 ay boşa geçen süre dahil tüm alacaklarının ödenmesinin karara bağlandığını söyledi.
İşçilerin tekrar işe alınmasının patronun insafına bırakılmasının ve alternatif sunulmasının patronu kurtarıcı nitelikte olduğunu belirten Servi, "İşveren uluslararası sözleşmelere ve davranış kurallarına göre sendikal nedenle işten atılan işçilerin tamamının geri alması gerekirken, göstermelik 3 işçiyi işe çağırdı. Bunu üzerine 453 gündür, sendikamızın ve üyelerimizin inatla ve inançla sürdürdükleri sendikalaşma mücadelesinde yargıtay kararları onadı" dedi.

"Ergenekon tezgahı"
Samanyolu TV, 22 Mart 2009 tarihinde yayınladığı bir haberde, DESA'de direnen işçileri ve Deri-İş sendikasını Ergenekoncu olmakla suçlamıştı. Tekstil işçisi Emine Arslan ile simgeleşen direnişi Ergenekon'a bağlayan Samanyolu, bu haberinde DESA patronunun iftiralarına da yer vermişti. Samanyolu TV, işçileri ve sendikayı hükümeti zor durumda bırakmak için direnişe başlamakla suçlarken emirleri de "Ergenekon'a bağlı Devrimci Karargah Örgütü"nden aldıklarını iddia etmişti. İşçilerle ilgili hiçbir yasa dışı bilgi sunulamayan haberde, "Gizli tanığın verdiği bilgiye göre Devrimci Karargah Örgütü, Sendikalar aracılığıyla işçileri sokağa dökecek ve kargaşa çıkaracaktı. Böylece legal eylemler illegal eylemlerle desteklenerek hükümet zor durumda bırakılacaktı. İşte bu tezgah Türkiye'nin en köklü Tekstil firmalarından Desa Deri'de de uygulanmaya çalışılmış. Çok iyi şartlarda çalışan işçilerin bir kısmı ortada hiçbir sorun yokken iş yavaşlatmaya başlamış" denilmişti. Daha önce de bir çok benzer habere imza atan Samanyolu TV pek çok dernek ve meslek örgütü tarafından protesto edildi.

"Çok iyi şartlarda çalışıyorlardı"
Samanyolu TV'nin haberinde konuşan DESA Deri Yönetim Kurulu başkanı Melih Çelet, fabrikada çok huzurlu bir çalışma ortamı olduğunu, sendika gelince huzurun bozulduğunu, sendikanın kendileri için karalama kampanyaları açtığını, çalıştığı uluslararası firmalarla işlerini bozmaya çabaladığını ileri sürmüştü. Bunun bir tezgah olduğunu söyledikten sonra tüm patronların aynı tehlikeyle karşı karşıya olduğunu iddia eden Çelet onları duyarlı olmaya çağırdı.

Patronun bu sözerine yanıt veren Emine Arslan, DESA patronlarını canlı yayında karşılıklı konuşmaya çağırdı. Patronun, "Fabrikada çok huzurlu bir ortam vardı" sözüne de tepki gösteren Arslan, "Madem huzur vardı ben neden sendikalı oldum? Huzur vardı da neden öğlen yemeğine çıkarmıyordu, neden günlerce evimize gidemiyorduk, neden emeğimizin hakkını alamıyorduk?" dedi. "Korkudan işçiler sesini çıkarmayınca o da huzur var sanmış galiba" diyen Arslan, ilk işe girdiğinde 9 ay sigortasının yapılmadığını, yıllarca sigortasız çalışan işçiler olduğunu dile getirdi.