Irak'ta paylaşım diplomasisi

Erdoğan'ın ziyareti yeni dönemeç. Ankara'nın Bağdat'ı tanıma süreci tamamlandı.

soL (HABER MERKEZİ) 2003 yılının Mart ayında ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle başlayan süreç, Türkiye için de yeni bir dönemin başlangıcıydı. ABD, Irak'a demokrasi götürmek bahanesiyle işgali meşrulaştırmış, diğer ülkelerden de onay almıştı. ABD, Türkiye'nin de işgal sürecine hemen o yıl katılmasını beklemiş, ancak Meclis'ten geri dönen tezkereyle dahil olunamamıştı. İşgal devam ederken ABD ile reddedilen tezkere nedeniyle ilişkilerin bozulması kaygısı, Türkiye'yi daha fazla ABD`ci bir konuma itmişti.

İşgali desteklemek için PKK bahanesi
Türkiye'nin PKK ile savaşırken yanı başında "istikrarsız ve terörist besleyen bir ülke"nin kalmasına izin veremeyeceği tezi, Irak politikasının temelini oluşturuyordu. Aslında hemen herkes, bu konunun, ABD'nin Türkiye'yi yola getirmek için elinde tuttuğu kartlardan biri olduğunu düşünüyordu ama önemli olan ABD ile ortaklığı sürdürmekti. Böylece PKK ile ortak mücadele, işgale ortak olmanın yolunu açtı.

Enerji sektörü iştah açıcı
Ortadoğu'nun en büyük petrol rezervlerine sahip ülkelerden biri olan Irak'ta inisiyatif almak, aynı zamanda belli çıkarlara da sahip olmak anlamına geliyor. Ekonomik anlamda Irak topraklarının yabancı sermayeye açılmasına da yol açan işgalin bir yanı, petrol rezervlerinin paylaşımı oldu. Bu anlamda başından beri pastadan pay kapmaya çalışan Türkiye, Irak'la özellikle son dönemlerde bu anlamda önemli temaslar gerçekleştirdi. Irak işgali sürecinde Irak'taki yatırımlardan sorumlu devlet bakanı gibi çalışan AKP'li Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, işadamlarıyla birlikte Irak'a gidip geldi ve Irak'ta kredimizin "yüksek"mi "düşük" mü olduğuna dair raporlar geçti.

Son olarak Haziran ayının sonunda Irak'a giden Tüzmen, iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması yapılması gerektiğini belirtmiş ve Irak'ta çıkarılan doğal gazın ve petrolün Türkiye üzerinden diğer ülkelere satışıyla ilgili çalışmalar olacağını duyurmuştu. Tüzmen "Irak`taki altyapı ve üstyapı çalışmalarından daha fazla pay almak istiyoruz" diyerek, iş hacmi anlamında Irak'ta belirgin bir yere sahip olmak istediğini de vurgulamıştı.

Irak'ta yasal olarak faaliyet gösterecek petrol şirketlerinin listesi açıklandığında Irak`ta enerji payı kapmaya çalışan Türkiye`nin yüreği hopladı. Irak hükümeti Nisan ayında 35 şirkete ihalelere katılma izni vermiş ancak bu listede Türkiye'yi temsil eden Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na yer vermemişti. Hükümetin ve Türk yatırımcıların "kesinlikle yanlışlık oldu" diye değerlendirdiği listeye daha sonraki girişimler yoluyla Türkiye de dahil oldu. 1990 yılında Körfez Savaşı sonrasında Irak'ın hidrokarbon sektörünü yeniden yapılandırmak için Irak'a giren TPAO, yine Irak'taki yerini almış oldu.

Operasyon gerginliği kısa sürdü
Kukla hükümet kurulduktan sonra muhatap sıkıntısı yaşanmayan Irak'la görüşmeler son bir yıl içinde gelişmiş durumda. Ancak bu süre içinde bazı restleşmeler de olmadı değil. Sınırötesi operasyon kararı alınmasıyla Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani'nin sert ama önemsenmeyen çıkışıyla karşı karşıya kalan Türkiye, operasyonu Irak'taki işbirlikçi yönetimin onayıyla gerçekleştirdi.

Operasyon sonrasında ilişkiler hızla gelişti. Mart ayında Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Türkiye'ye gelerek Abdullah Gül ile görüşmesi önemli bir adımdı. ABD istediği sonucu almış, Türkiye'yi Irak'a, Irak'ı Türkiye'ye mahkum etmeyi başarmıştı.

Irak'ı tanıma süreci tamamlandı
Erdoğan'ın dünkü Irak ziyareti bu koşullarda gerçekleşti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler eşliğinde Erdoğan, 18 yıldır Türkiye'den Irak'a giden ilk başbakan oldu.

Başbakan Erdoğan, Ortadoğu'da huzur bulmak için Irak`ta istikrarın sağlanması gerektiğinin altını çizerek, bunu sağlama ve korumada sorumluluk sahibi olacaklarını ilan etti. Irak Başbakanı Nuri El Maliki de görüşmede Türkiye ile terörizme karşı ortak mücadele etmekten memnuniyet duyduklarını ancak bunun artık ekonomik alanda da yaşanması gerektiğini belirtti. Nitekim Irak'la Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi Anlaşması imzalandı ve iki ülke liderlerinin her yıl bir kez bir araya gelmeleri karara bağlandı. Bu anlaşma ve ziyaretin en çarpıcı yanı ise Irak hükümetinin artık Türkiye tarafından tamamen tanınmış olmasıydı.

Görüşmelerin ekonomik çıktısı ise Türkiye'nin Irak'la olan dış ticaret hacminin 3-4 yıl içinde 25 milyar doları bulmasının hedeflenmesi. Başbakan Erdoğan ayrıca terörizme karşı mücadelesinde ilk kez Kuzey Irak'a teşekkür ederek Barzani'nin de gönlünü aldı.

Ziyaret sırasında mayınlı saldırı
Irak'ta Musul yakınlarında Türk kamyonlarının geçişi sırasında mayın patladı. Olayda bir şoför hayatını kaybetti. Saldırının Erdoğan'ın Irak ziyareti ile aynı güne rastlaması dikkat çekti. Irak'ın Musul ile Tikrit kentleri arasında seyreden Türk kamyon konvoyunun geçişi sırasında, daha önceden yola döşenen mayın uzaktan kumanda ile patlatıldı. Patlamada, kamyon şoförü Yasin Durak ağır yaralandı. Şırnak Silopili olan Durak, olay yerinde Amerikan askerlerinin acil müdahalesine karşın kurtarılamadı.