İktidarı da faşizan muhalefeti de

40 bin Ermeni'yi "gerekirse" geri yollayacağını açıklayan Erdoğan, farklı etnik kimlikte olanların ülkeden kovulmasına "faşizan bir yaklaşım" demişti. Muhalefet partileri ise hâlâ tarihi inkarla meşgul!

soL (HABER MERKEZİ) Suriye sınırında mayın temizleme işinin NATO'ya verilmesi önerisinden sonra AKP, CHP ve MHP arasında başlayan "etnik köken" tartışmaları devam ediyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Düzce İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada muhalefetin 'mayınlı arazilerin temizlenerek İsrail'e peşkeş çekileceği' iddialarına yanıt verirken, elindeki kozu kullanarak "bizden önce de anlaşma yapanlar var" diyerek muhalefete yüklendi. Konuşmasında Türkiye'de yaşanan azınlık sorunlarını hatırlatan Erdoğan "Farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Bu aslında faşizan bir yaklaşımın neticesiydi" demişti.

"Faşizan yaklaşım" olarak değerlendirdiği etnik kökenli vatandaşlara yapılan uygulamalar hakkında tartışmalara neden olan Erdoğan Gdansk Üniversitesi'nde katıldığı konferansta, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine dair yaptığı değerlendirmede Türkiye'de bulunan 40 bin kaçak Ermeni'yi gerekirse geri yollayacaklarını söylemişti.

Türkiye Ermenistan sınırının işgal nedeniyle kapandığını belirten Erdoğan, "Yani birisi sebep birisi sonuçtur. Benim ülkemde 40 bin kaçak Ermeni var. Niye bizim ülkemize girdiler? Çünkü Ermenistan'da durum vahim. Gerekirse geri de göndeririz" demişti.

Muhalefet edelim: Etnik köken sorunu yok!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, DSP Genel Başkanı Masum Türker ve MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Erdoğan'ın sözlerine tepki gösterdi. CHP'li Öymen, geçmiş hatalardan bahsederken, etnik kökenleri nedeniyle yurt dışına gönderilen hiç kimseyi hatırlamadığını söyledi. Öymen, "Başbakan ne demek istedi anlamadım. Acaba, 'istemeyen çeksin gitsin' demek mi istiyor. Ne demek istediği belli değil" dedi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın "Yıllarca farklı etnik kimlikte olanlar ülkemizden kovuldu. Bu aslında faşizan yaklaşımın sonucuydu" sözlerine tepki gösterdi. "Türk milletinin tarihinde 'insan yakma, Kazıklı Voyvoda' örneklerinin olmadığını" kaydeden Vural, "Başbakan, Orhan Pamuk gibi konuşmuştur" dedi.

DSP Genel Başkanı Masum Türker, 'Türkiye'de azınlıkların sürülmesi diye bir şey olmamıştır. Herhalde Başbakan'ın tarih bilgisi azdır. Tarih hocasına sormamız gerekiyor" açıklamasını yaptı.

Çabuk unuttular!
Türkiye'den ayrılmak zorunda kalan rumların sayısı bir milyon iki yüz bin olduğu yönünde. Mülteci ve mübadil olarak giden Rum nüfusun sayısı tam olarak belli olmasa da Yunanistan'daki 1926 Nüfus sayımından çıkarılabiliyor sayı.

1910-1912 Rum Sayımı (Osmanlı sınırları içinde Yunan hükümetince yapıldı): 2.068.402

1914 Osmanlı Nüfus Sayımı: Rum nüfus 1.498.450

1927 Türkiye Nüfus sayımına göre ise Türkiye'de Anadili Rumca olan 119.822 kişi yaşamaktadır. Ortodoks sayısı ise 109.905.

1960 Anadilinin Rumca olduğunu belirten 65.539. Ortodoks sayısı ise 106.612.

'Mustafa Kemal'in evine bomba atıldı' yalanıyla kışkırtılanlar, 6-7 Eylül 1955'te İstanbul'da azınlıkların ev, işyeri ve ibadethanelerini yağmaladı. Olaydan sonra binlerce gayrimüslim göç etmek zorunda kaldı. 6-7 Eylül olayları daha çok Rumların kolektif belleğinde yer ederken, daha sonra gelen 1963-1964'te kriz ile birlikte Yunan uyruklu Rumlar sınır dışı ediliyor (yaklaşık 11 bin kişi). Yunan uyrukluların mallarına el konuluyor ve birlikte göç teşvik ediliyor.

1964'te azınlıklar arasında tam bir panik yaşanıyor. Tırmanan milliyetçilik ortamında, uygulanan yoğun baskılar karşısında, azınlıklar kendilerini koruyabilmenin yollarını arıyorlar. 86 Rum, nüfus cüzdanlarındaki Rum-Ortodoks ibaresinin Türk-Ortodoks olarak değiştirilmesini talep ediyor ve Batman'da bir Ermeni köyü toptan din değiştirerek Müslüman oluyor.

1965 Nüfus Sayımı toplam nüfus: 31.391.421, Rumca Anadil: 48.096...

2006'da yapılan bir araştırmaya göre İstanbul'da 5249 Rum yaşamakta. Bireylerin beyanına dayanan bu araştırmada bu sayının 440'ı Yunan uyruklu, 585'i Antakya Ortodoksu. (Vinos Kotzamantis, 'İstanbul Rumlarının ve bağlantılı oldukları grupların demografik profili'.) Kimlik kartında Rum-Ortodoks yazan vatandaşlar: 8-10 bin.

Türkiye'de Rumca konuşanlarla ilgili son resmi veri 1965 yılına ait. 1985 yılında yapılan nüfus sayımında din, dil ve inançla ilgili sorular sorulmuşsa da sonuçlar gizli tutuluyor.