Hopa davasında tüm sanıklar tahliye edildi....

Hopa davasının ilk duruşması sona erdi. Mahkeme tüm tutuklu sanıkların tahliyesine karar verdi.

Güncelleme 05:09
Saat 03:30 itibariyle son tahliyelerde cezaevi önündeki coşkulu kalabalık tarafından karşılandı.

Güncelleme 23:54
Özgürlüğüne kavuşan Hopa tutuklularının gece kitlesel bir karşılama ile Sincan Cezaevi'nden alınması bekleniyor.

Güncelleme 23:15
Sakarya Meydanı'na gelen kalabalık kitleye, İlknur Birol, Alper Taş ve Erkan Baş sesleniyor.

İlknur Birol: Türkiye'yi karanlığa boğmak isteyen iktidarın ilericilere, devrimcilere yönelik terör suçlaması yırtılıp atıldı. Bunu devrimci dayanışma sağladı. Reklamda dendiği gibi, "Yaptık, oldu". Faşizm kirli çizmeleriyle bu ülkede özgürce dolaşamayacak. Bugün bir tümseği aştık. Türkiye'nin aydınlık geleceği için mücadele edenlerin sayısı arttı. Ama bitmedi. Hala poşu takanlar, seçilmiş milletvekilleri içeride. Siyasi iktidara sesleniyoruz: Çekin ellerinizi bu ülkenin üzerinden. Biz bu ülkenin geleceğinde aydınlığı görenler omuz omuza verdik. Kol kola girelim ve faşizmin karanlığını tarihin çöplüğüne gönderelim.

Alper Taş: Bazı yoldaşlarımızı alkışlamanızı isteyeceğim. Öncelikle, "Beni de alın da memleket kurtulsun" diyen, bu memlekette itin, kopuğun ve sömürücülerin yanı sıra devrimcilerin de olduğunu gösteren Metin Lokumcu ve Hopa eşkiyalarını alkışlayalım. Bugün mahkemede gururlandık. Yoldaşlarımız devrimciliğin ne olduğunu anlattılar. Buradan bir de o devrimcilere alkış gönderiyouz. Ve burada bulunanları, birleşen devrimcileri, Mustafa Suphileri, Deniz Gezmişleri, Terzi Fikri'leri alkışlıyoruz. Bu daha başlangıç. 22 arkadaşımızı karşılamaya gideceğiz. Ama hapiste binlerce kardeşimiz var. Bu bayrakları indirmeden onların özgürlüğü için mücadele edeceğiz, özgür, demokratik, sosyalist Türkiye kurulana kadar. Ama acil taleplerimiz de var. TMK ve Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılmaldır. TMK mağdurları serbest bırakılmaldır.

Erkan Baş: Sadece bugünkü kararlılığımız bile devrimcilerin neler yapabileceğini göstermiştir. Öncelikle, mahkeme salonunu sermaye ve AKP egemenliğine karşı bir kürsüye çeviren arkadaşlarımıza hoş geldiniz diyelim. Orada onları izlerken gördük ki, bedenleri tutsak edilmesne rağmen akıllarından bir milim bile oynamamışlar. Salonda ifadesi alınan yoldaşlarımızdan bir tanesi "Ben yapmadım" demedi. Yaptık, yine yapacağız dediler. Devrimciliğin tarihi budur. Bunu yaparak yüreklerimizi ve inançlarımızı büyüttüler. Onlara bin kere teşekkür ediyorum, sağ olsunlar, var olsunlar. Bir teşekkür de sizlere. Yoldaşlarımızın seslerini 6 ay boyunca tüm yurda yaydığınız için, bu gün burada sonuna lkadar durduğunuz için. AKP herkesi tutsak alabilir, devrimcileri almak için de çaba gösterebilir, ancak devrimcileri asla tutsak alamaz. Bu da bizim sözümüz olsun. Çok yorulduk, çok mutluyuz. Şimdi kutlamamızı yapalım, yarın yoldaşlarımızla daha büyük bir mücadeleye başlayalım.

Güncelleme 22:30
Bütün yargılananlar için tahliye kararının çıkmasının ardından mahkeme önünde bekleyen kalabalık ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bugün devrimci dayanışma örneği ile arkadaşlarımızı çıkarttık ve bir kutlama yapacağız. Ama bundan sonra AKP'nin hukuksuzluklarını dile getirmek için daha toplu mücadele edeceğiz. Şimdi bir yürüyüş başlatıyoruz... Bu yürüyüş hala AKP'nin zulmü nedeniyle hapishanede tutsak olanlar içindir..."

Kalabalık büyük bir coşku içinde önce Sıhhiye Meydanı, oradan da Sakarya Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.

Güncelleme 22:10
Mahkeme kararını açıkladı ve tüm sanıklar tahliye edildi...

Güncelleme 21:55
Duruşmaya ara verildi. Kısa bir süre sonra kararın açıklanması bekleniyor...

Güncelleme 21:36
Av. Mehdi Bektaş savunmasında “Örgüt diyorsanız THKP-C 1970’lerde liderleri katledilmiş, DEV-YOL 80’lerde yargılanmış, hukuk fikirle değil fiille uğraşır. Bu yargılama Paris komününe kadar gidecek herhalde” dedi. Bektaş şu ifadeleri kaydetti: “Bu yapılan iktidar yandaşlığıdır, bunun hazırlığını polis yapıyor siz de sürdürüyorsunuz. Buradan tahliye çıkmaması AKP'ye yandaş olmaktır.”

Diğer müdafii avukatlar da kısa özetlerle tahliye istiyorlar...

Sabahın erken saatlerinde yargılananlara destek vermek için mahkeme önünde toplanan ve bekleyişini sürdüren kalabalığın, kararın açıklanmasının ardından Sakarya Meydanı'na doğru yürüyüşe geçeceği bildirildi.

Güncelleme 21:10
Avukat Arzu Becerikli yaptığı savunmada "İfadenin açıklanması anayasal güvenceler altına alınmıştır. Savcılık bu güvenceleri tekrar tekrar hatırlamalı" dedi. Becerikli "Demokratik hakkini kullananlara nasıl silahlı terör örgütü üyesi muamelesi yapabiliriz?" diye sordu ve "Güvenlik güçlerinin olduğu yerde olay çıkmakta güvenlik güçleri her defasında saldırmaktadır. Protestoda katil AKP denmesinde bir sorun yoktur, burada bir ölüm protesto edilmektedir. Sorumluları bulunamamıştır. Sorumlu AKP'dir. Herkes mitinglerde 'Son Osmanlı Padişahı Tayyip Erdoğan pankartı taşımak zorunda değildir. Bu gösteriler en fazla 2911 ile yargılanabilirdi. Kaldı ki biz suçu da kabul etmiyoruz. O halde biz neden DGM'deyiz" dedi.

"Gerçekten yargılanması gerekenlere savcı müdahale etmemiştir. Demek ki kimse AKP’ye gözünün üstünde kaşın var diyemeyecek" diyen becerikli mahkemenin "Kötü muameleye ilişkin suç duyurularını değerlendirmediği" için tarafsızlığının bozulduğunu belirtti.

Güncelleme 20:51
Av. Ayhan Erdoğan ise "...sanıklar hakkında değilde düşünce açıklamasının engellenmesi anlamında polisler yargılanmalıdır" ifadelerini kullanarak tüm sanıkların tahliyesini istedi. Erdoğan "... Özel Yetkili Mahkemeler'in yöntemleri DGM'lerin yöntemlerini anımsatıyor. Bir örgüt aranacaksa polis teşkilatı içinde aranmalıdır” dedi. Savcılığın lehte delilleri toplamadığını dile getiren Erdoğan, sahte delil imal edildiğini belirterek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından sonra tüm bunların yaşanmasının kasıtlı olduğunu kaydetti.

Güncelleme 20:17
Savcı mütalasında Cüneyt Çakır, Ozan Gündoğdu, Ferhat Konukçu, Eda Dışkaya ve Göksel Ilgın'ın tahliyesini talep etti. Savcı suçlamanın mahiyetinin değişmesinden ötürü bu tahliyeleri istediğini ifade etti. Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri dışındaki sanıkların terör örgütü üyeliğinden değil, terör örgütü doğrultusunda eylemden yargılanmaları istenmişti.

Güncelleme 20:06
Öğrencilerin savunmalarından dışarıya yansıyanlar şu şekilde:

Hikmet Tanıl: Başbakan Necdet Adalı ve Erdal Eren'e ağladı, bana da ağlamasın diye tahliyemi ve beraatımı istiyorum. 12 Eylül'den hesap soracağını söylemişti ama 12 Eylül yargılamalarının hesabını tarih kesti. Bizi 52 yılla yargılayanları da tarih yargılayacak.

Özgür Atmaca: Kendi ayağımla savcılığa ifade vermeye gelen biri olarak, nasıl kaçma şüphesi ile tutuklanabilirim?

Göksel Ilgın: Öğretmenim, Eğitim-Sen üyesiyim. Meslektaş duyarlılığı ile eyleme katıldım. Polisler bizim komiserlerine öldürmedikleri için dua etmemizi, onların elini öpmemizi söylediler.

Nuri Özçelik: Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş yalkın arkadaşımdır. Öldürülenin Metin amca olduğunu öğrenince eyleme katıldı. Saçımı kestirmekle suçlanıyorum ama 21 yıllık hayatımda saçlarımı hiç uzatmadım.

Demet Yılan: Siyasi partiler nasıl miting yapıyorsa, halkın da haklarına sahip çıkıp protesto etme hakkı vardır. Yumurta eylemine katıldım ama yumurta biber gazı gibi insan öldürmez.

Ömür Çağdaş Ersoy: (ODTÜ de ulaşım zamları ile ilgili) Danıştay'ın kararı var ‘Gökçek uygulamıyor’ dedim. Yargı kararına uymayan onlar yargılanan benim. Ben kamu malına zarar vermedim cam benim kafama çarptıysa kamu malı bana zarar vermiştir…

Uğur Tuna: Demokratik hakların kullandırılmadığı bir ülkede demokrasiden bahsetmek gerçeklikten uzaktır. Süreli ve yasal yayınlar misafir olduğum evde çıktı diye suçlanıyorum. Prostestoda alkışladığım için terörizmle suçlanıyorum. Cezaevinde düşün düşün bulamadım.

Hamza Doruk: Benim kaçacak bir şeyim yok, kaçması gereken bu ülkeyi yönetenlerdir... İki yılda bir İçişleri Bakanlığı'na rapor olarak sunulan Halkevleri çalışma raporu nasıl delil olarak sunulur?

Can Kaya: Gaz bombası ve polis saldırısı artıyor. Saldırılar, neoliberal sömürü politikalarına karşı eylemleredir. Biz ölüleri adet hesabıyla saymayız. Yaşamını yitirenlere 'bir adam ölmüş umrumda değil' demeyiz. Biz üniversite öğrencisiyiz.

Soner Torlak: Ben doktora öğrencisiyim. Okuma listemi söylesem üç kere idam edilmem gerekir... Bu dava toplumsaldır. Bir savcı suç sinat ederken delil sunar. 6 buçuk aydan sonra delil yok.

Ozan Gündoğdu: Bugün yargılanan dünyadaki öğrencilerin kullandığı araçlar ve eylemlerdir... Olayın 30. saniyesinde kafam yarıldı ve hastaneye götürüldüm. Dikiş varken, doktorlar tedavi gerek derken polisler 'biz ona gözaltında bakarız' dediler. İşkencede özellikle dikişlerime çalıştılar ve patlatmayı başardılar... Soner benim kitaplarıma bakılırsa idam alırım dedi, o zaman ben, SBF'nin kapatılması gerek diyorum.

Can Türkyılmaz: Dışarıda parasız ders verdiğimiz öğrenciler bize kart atmış öğretmenim sizi dışarıda görmek istiyoruz... Komünist manifesto benim dersimin konusudur. Eğer Karl Marks suçsa, bu sucu beynimize akademi işlemiştir... Evdeki THKP-C ye ait belgeler Türk dış politikasında siyaset dersi ödevi içindi.

Zafer Algül: Hem öğretmenim, hem HES yapılmak istenen Karadenizliyim... Gözaltında açlık grevi yapmakla suçlanıyorum. Bana bunları yapanların o yemeğini kabul etmek onursuzluktu. Ben Halkevciyim, öğretmenim. Halkevi'nde eğitim ve sağlık söyleşileri düzenledik, başkentte eşek görmemiş cocukları alıp Nasrettin Hoca'nın eşeğine bindirdik. Bu nasıl teröristliktir. Bugün yargılanan AKP'ye muhalefettir.

Ferhat Konukçu: Polis kitleye saldırdı ve ben gözaltına alındım. 5saat kadar otobüste işkence gördüm. Otobüste 5 dk arayla ışığı kapatıp bizi dövdüler.

Sevgi Sönmez: Gözaltında taciz edildim tecavüz tehditi yapıldı. Bacaklarım ellendi. Otobüsten koşarak emniyete kaçtım. Otobüsten kurtuldum.Sonra aynı polis suratıma yumruk attı ellerim arkadan kelepçeliydi şimdi sana kim bakacak dedi. Yüzüm şişmeye başlamıştı. İşkencenin ardından annem bile beni tanıyamadı, savcı ise “ne oldu sana” bile demedi.

Hazal Kangal: Ben N.Ç.'ye tecavüz etmedim Metin Lokumcu’yu öldürmedim. Benim elimden kitaplarımı aldınız ama ben gidip tekrar aldım. Sosyalist düşüncelerim yargılanmak isteniyor benden bunu alamazsınız.

Uğur Bayraktutan: 6 aydır F tipinde kalıyorum. Eğer savunmamda bir tutukluk olursa 6 aydır 3 kişiden fazla kişi görmediğimdendir. 6 aydır tecritteyim... Madem bu kitaplar yasaklı neden gittiğimiz her kitabevinde bulabiliyoruz.

Güncelleme 19:33
TKP üyesi Cüneyt Çakır savunmasını verdi. Çakır'ın savunması şu şekilde:

"Ben TKP üyesiyim, herhangi bir örgütle ilgim yoktur. Basın açıklamasına TKP üyesi olarak katıldım. TKP üyesiyim, terör örgütü suçlamasını kabul etmiyorum. Hopa’da HES’lerle ilgili yapılan eylemde 1 kişinin hayatını kaybettiğini televizyondan öğrendim. KESK’in eylem çağrısına TKP olarak katılacağımızı da partili bir arkadaşım söyledi. Daha sonra TKP Genel Merkezi’ne gittim. Basın açıklaması yapılmadan arkadaşıma geri döndüm. Basın açıklamasına TKP ile katılmak istedim. TKP üyesi dışında herhangi bir örgütle ilgim yoktur, bu suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, bu suçlamalar tamamıyla soyuttur. Eğitimimin aksadığını düşünüyorum, tahliyemi talep ediyorum."

Güncelleme 18:48

Can Türkyılmaz’dan sonra Zafer Algün savunma verdi. Algün savunmasında: “Öğretmenim. Halkevleri üyesiyim. Sokakta gözaltına alınıp, terör suçlamasıyla yargılanmam onursuzluk. Ben Halkevleri’nde halkı bilinçlendirdim. Okuma yazma öğrettim. Bu dava yalnızca Hopa Dava'sı değil, bu davada "AKP'ye muhalif olmak yargılılanmaktadır" dedi.

Can Türkyılmaz savunmasını yapıyor. Mahkemeye 3 sayfa yazılı savunma veren Can Türkyılmaz, ev baskınları nedeniyle ailesinin yaşadığı zorlukları anlattı. Can Türkyılmaz ulaşım hakkı için eylem yapmanın terör eylemi olamayacağını belirtti. Kendisine gösterilen fotoğrafa ilişkin Türkyılmaz'ın "Bu ben değilim, bu kişi biraz kilolu" demesi üzerine Mahkeme Başkanı, duruşma başladığından beri sürdürdüğü ciddiyetsizliğiyle şöyle dedi: "Sen de zayıf değilsin ha! Biraz zayıfla cezaevinde"

Can Kaya da savunmasını yaptı. 15 Haziran'da tutuklanan Can Kaya, "Saçımı tanınmamak için kestirmek çok saçma. Dayanaksız bir iddia. Velev ki tanınmamak amacıyla kestirdim, neden 12 Haziran'da oy kullanmaya gittim, kaçmak gibi bir niyetim var ama sabahın 7'sinde pijamalarımla polise yakalanıyorum" dedi. Cezaevine herkesin elinden geçen ve içinde saç olan bir zarf gönderdiğini belirten Kaya "Hem Çağdaş'a destek olmak için hem de cezaevlerinde tektipleştirmeye karşı çıkmak için gönderdim" dedi. Lenin'in Emperyalizm: Kapitalizmin en yüksek aşaması adlı kitabını mahkeme heyetine gösteren Can Yılmaz: "İddianameye göre bu kitabı dışarıda okumak yasak ama yasaklarıyla ünlü bu cezaevinde okumak serbest" dedi ve kitaba cezaevi yönetimi tarafından vurulan "Görüldü" damgasını gösterdi.
Hakim ise gene olanca ciddiyetsizliğiyle ifadeleri yazacak kâtibe: "Lenin ya bilmiyor musun Lenin'i" dedi. Mahkeme salonundan kahkalar yükseldi. Can Kaya mahkemeden beraatini ve tahliyesini talep etti.
Güncelleme Saat 16:15

Şu ana kadar savunma yapan 2'si tutuksuz 13 Halkevleri ve Öğrenci Kolektifi üyesi sanık, parasız eğitim, parasız ulaşım ve parasız barınma hakkını savunduklarını ve yoksul çocuklarına parasız ders verdiklerini belirttiler. Sanıklar bunları yapanların terörist olamayacağını söylediler.

Güncelleme Saat 16:11

Mahkeme Başkanı'nın ciddiyetsizliği sürüyor. Gösterilen fotoğraflardakilerin kendileri olmadığını belirten öğrencilere mahkeme başkanı "hiç mi benzemiyor" diye sordu. Sanık avukatları böyle bir soru sorulamayacağını belirterek mahkeme başkanına itiraz etti.

Avukat Ayhan Erdoğan'ın "Öğrenci Kolektifleri terör örgütü gibi gösterilmeye çalışılıyor" ifadesine karşılık mahkeme başkanı "Biz tez üretelim, siz de antitez" yanıtını verdi.

Şu ana kadar 2'si tutuksuz 12 kişi savunmalarını yaptı.

Duruşmaya ara verildi.

Güncelleme Saat 16:04

Sanıklardan Ömür Çağdaş Ersoy: Ben muhalif, duyarlı bir üniversite öğrencisiyim. Emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun öldürülmesinin ardından kendimi vicdani olarak sorumlu hissederek eyleme gittim. Bencil bir üniversite öğrencisi olsaydım dışarıda olacaktım.

Güncelleme Saat 15:57

Sanıklardan Göksel Ilgın yaptığı savunmada "Savcılıkta söylediklerim kabul olmadı, burada ne diyeceğim. Ben müzik öğretmeniyim, meslektaşım için eyleme gittim. Birden polis saldırdı üzerimize, polis şiddetine maruz kalıp gözaltına alındım. Gözaltında da polis şiddetine maruz kaldım. Polisler 'Kenan müdür'ün elini öpmemiz gerektiğini, kendisinin bizi dövmelerini istediğini söyledi. Bizi nasıl terörist olarak suçlayabiliyorsunuz" dedi.

soL Radyo'da Ankara Havası programında Adliye önünde desteğe gelenlerle röportajlar yapıldı. Ankara Havası programına tıklayarak röportajları dinleyebilirsiniz.

Güncelleme Saat 14:52

Cezaevinde saçları kesilen arkadaşları Çağdaş Ersoy'a destek amacıyla saçlarını kestirip fotoğraf çektiren ve bu fotoğrafı cezaevindeki Çağdaş'a göndermelerinin hemen ardından gözaltına alınıp tutuklanan 3 öğrenciden Hikmet Tanıl savunmasını yaptı. Tanıl, tanınmamak gibi bir amaçlarının kesinlikle olmadığını, arkadaşlarına destek amacıyla saçlarını kestirdiklerini belirtti ve ekledi: Şimdi de tanıyasınız diye saçlarımı uzattım da geldim.

Mahkeme Başkanı da oldukça ciddiyetsiz biçimde "Zaten adınız Himet, soyadınız Tanıl" diyerek espiri yaptı.

Mahkeme Başkanı'nın savunmalar sırasında oldukça ciddiyesiz espiriler yaptığı belirtiliyor.

Güncelleme Saat 14:29

Ankara Adliyesi önünde binlerce kişinin bekleyişi sürüyor. Adliye önünde "Her Yer Hopa Her Yer Direniş, Gençlik Gelecek Gelecek Hapsedilmez, Yaşasın Devrimci Dayanışma, Yaşasın Devrim ve Sosyalizm, Yağma Yok Sosyalizm Var, Hopa'da Direniş Amed'de Serhıldan Kazanacak" sloganları atılıyor.

Şu sıralar Beyoğlu Kumpanya bir kez daha sahne aldı.

Güncelleme Saat 14:15

Verilen aranın ardından duruşma tekrar başladı. Şu ana kadar Halkevleri üyeleri Kadir Aydoğan ve Mahir Mansuroğlu savunmasını yaptı.

Kadir Aydoğan savunmasında ilginç bir bilgi paylaştı. Aydoğan, gözaltı işlemi sırasında Terörle Mücadele Şubesi'ne bağlı polis amirinin kendisine "15 kişi tutuklanacaksınız, 3 ay içeride yattıktan sonra aklınız başınıza gelecek" dediğini belirtti.

Aydoğan ve Mansuroğlu, parasız eğitim mücadelesi veren gençler olduklarını ve 31 Mayıs günü Hopa'da emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun polis tarafından öldürülmesine tepki göstermek için düzenlenen eyleme katıldıklarını söylediler.

Güncelleme 12:35

Sanık avukatlarından Ayhan Erdoğan, sanıkların tahliyesini talep etti. Erdoğan, sanıkların terör suçundan değil CMK'dan yargılanması gerektiğini belirterek mahkeme hakkında görevsizlik talep etti. Savcı görevsizlik talebine ilişkin mütaalasında Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri'nin terör örgütü faaliyetlerini yasal zeminde sürdürdüklerini ileri sürdü. Görevsizlik talebini mahkeme reddetti.

Şu an sanıklar savunmalarını yapıyorlar.

Güncelleme 12:02

Beyoğlu Kumpanya Sanat Topluluğu, tutuklu öğrencilerle dayanışma amacıyla hazırladığı Bin Bir Dere Masalları - Bölüm 1: Sultanın İntikamı adlı oyununu sergiliyor.

Güncelleme - 10:30

Öğrenci örgütleri adına yapılan konuşmaların ardından TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı konuşma yaptı.

Güncelleme - 10:20

BDP Milletvekili Hasip Kaplan ve Sine-Sen Genel Başkanı Zafer Ayden Adliye önünde toplananlara seslendi. Şu an öğrenci örgütleri adına konuşmalar yapılıyor.

Güncelleme - 09:43

Ankara Adliyesi önünde binlerce insan tutuklu öğrencilerle dayanışmak için buluştu. Havanın soğuk ve kar yağışlı olmasına rağmen öğrenciler, aydınlar, akademisyenler, siyasi parti, sendika ve meslek odaları üyeleri Adliye önünde bir araya geldi.

Adliye önünde kurulan kürsüde ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol ve TKP MK üyesi Erkan Baş birer konuşma yaptılar.


31 Mayıs 2011 tarihinde Başbakan’ın Hopa mitingi öncesinde çıkan olaylarda emekli öğretmen Metin Lokumcu polis müdahalesi sonucu hayatını kaybetmiş, olaylar aynı gün İstanbul, Ankara ve Bursa’da protesto edilmişti. Ankara’daki protestoya katılan altı kişi ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ve mala zarar verme’ suçlarından tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne konulmuştu.

Özel yetkili savcılık, mahkemenin “Terör örgütü bağlantısı yok” tespitine rağmen ‘terör örgütü adına faaliyette bulunmak’ suçundan sürdürdüğü soruşturmayı derinleştirdi. Çok sayıda kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Seçimlerden sonra da gözaltı ve tutuklamalar devam etti. 31 Mayıs’taki eylemden beş ay sonra tutuklanan SDP Ankara İl Sekreteri Erdal Kozan ile birlikte tutuklu sayısı yirmi üçe çıktı.

28 kişi yargılanıyor
Ekim ayında, Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianameye göre 28 kişi ''silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütünün propagandasını yapmak, görevli memuru kasten yaralama, kamu malına zarar verme, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet, kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak için direnme ve 6136 sayılı yasaya muhalefet'' etmek suçlamalarından yargılanıyor.

Yasal örgütlerin ‘terör örgütü’ olarak gösterildiği iddianamenin, solu kriminalize etme amacı taşıdığına işaret etmiştik.

Gençlik örgütleri tutuklu arkadaşlarının yanında
Gençlik örgütleri bugünkü duruşmada yargılanan arkadaşlarını yalnız bırakmıyor. TKP’li Öğrenciler, Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti geçtiğimiz haftalardan başlayarak ilerici kesimleri Hopa davasının ilk duruşmasına çağırdılar.

TKP’li Öğrenciler, tutuklu yargılanan arkadaşları Cüneyt Çakır’a üniversitelerden dayanışma kartpostalları yolladılar. Bu süreçte üniversiteliler tutuklu öğrencilerle dayanışmaya çağrıldı. Bugün mahkeme önünde davada yargılanan tüm arkadaşlarına destek olmak için, dün Haydarpaşa Tren Garı’ndan “özgürlük treni” ile yola çıktılar. Öğrenci Kolektifleri “sokağı özgür bırak” sloganıyla başlattığı imza kampanyasında toplanan 40 bin imzayı meclise teslim etti. Pek çok üniversitede, üniversiteliler Hopa tutuklularına ve tutuklu öğrencilere destek olmaya çağrıldı. Gençlik Muhalefeti geçtiğimiz hafta ODTÜ’de, “Hopa Tutuklularına Özgürlük” haftası düzenledi. Bu kapsamda pek çok etkinlik gerçekleştirildi. Gençlik Muhalefeti bugün de, arkadaşlarına destek olmak için kitaplarıyla yürüyor.

(soL - Haber Merkezi, Ankara)