Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, emekli albay Arif Doğan'ın kamuoyuna yansıyan bir takım açıklamaları nedeniyle JİTEM ile ilgili başlattığı soruşturmada, JİTEM adlı oluşumun, İçişleri Bakanlığının onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığının görüşü alınmadan, Jandarma Genel Komutanlığının kendi inisiyatifiyle kurulduğu öne sürüldü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılarından Hakan Yüksel'in emekli Albay Arif Doğan'ın itirafları üzerine başlattığı soruşturma çerçevesinde İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği yazılarda "JİTEM adlı bir oluşumun var olup olmadığı"nı sordu.
Jandarma Genel Komutanlığı tarafından verilen cevabi yazıda, JİTEM'in terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşum olduğu, İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan habersiz Jandarma Genel Komutanlığı inisiyatifiyle oluşturulduğu ve 1990 tarihinde de tasfiye edildiği ileri sürüldü.
Oysa Türkiye'nin en büyük "herkesin bildiği sır"larından biri olan JİTEM'in, Genelkurmay'ın haberi olmaksızın, Jandarma'nın inisiyatifiyle kurulduğu ve 1990'da da tasfiye edildiği iddiası, şimdiye kadar ortaya çıkan ama devlet kurumlarının yokmuş gibi davrandığı belgelerin tümüyle çelişiyor. JİTEM'in resmen kabul edilmesine rağmen 1990 yılıyla sınırlanması da, işlenen suçların, bugün halen görevde olanlar kurtarılarak, ölmüş askerler ve itirafçıların üzerine yıkılma çabası içinde olunduğunu düşündürüyor.
"Aziz Turan" neci?
JİTEM'in, başında Veli Küçük, Ahmet Cem Ersever, Arif Doğan, Cemal Temizöz, Aytekin Özen, Abdülkerim Kırca, Cahit Aydın, Nurettin Ata gibi komutanların bulunduğu ve sayısız faili meçhul cinayetin sorumlusu olduğunu Türkiye, bütün çıplaklığıyla Abdülkadir Aygan'ın itiraflarından öğrenmişti.
80'lerin başında PKK'ye katılan, fakat 85'te örgütten ayrılıp itirafçı olan Abdülkadir Aygan, Jandarma'nın resmi yazısında "JİTEM'in tasfiye edildiği tarih" olarak verdiği 1990 yılında cezaevinden tahliye edilip, JİTEM'e alınmıştı. Aygan, Cem Ersever'in girişimiyle kurulan 7 kişilik bir JİTEM timinde 10 yıl boyunca görev yaptı.
Aygan, 10 yıl boyunca "Aziz Turan" adına düzenlenmiş bir kimliği kullanmıştı. Şimdiki açıklamalara inanacak olursak, Aziz Turan'ın ne iş yaptığı belirsiz.
İbrahim Babat'ın anlattıkları ne olacak?
Bir başka PKK itirafçısı İbrahim Babat, 1997'de iş ortağını öldürmek suçundan aranırken, dönemin Yalova İl Jandarma Alay Komutanı Arif Doğan'ın evinde yakalanınca, bu defa JİTEM'e dair itiraflarda bulunmuştu. Babat'ın JİTEM'e dair itirafları, Kutlu Savaş'ın Susurluk Raporu'nun 10 numaralı ekinde de yer aldı. Babat'ın itirafları üzerine dönemin İdil Savcısı İlhan Cihaner soruşturma açtı, fakat sayısız devlet engeli nedeniyle bu soruşturmadan bir türlü sonuç alınamadı.
Devletin raporunda bile 1990 sonrası suçlar var
Kutlu Savaş'ın söz konusu Susurluk Raporu'nda JİTEM'e, özellikle de JİTEM'in en namlı katili "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'a dair çok fazla ve önemli bilgi yer aldı. Bu raporda Yeşil'in karıştığı belirtilen suçların birçoğu, 1990 yılının sonrasına ait suçlar.
Ersever'in itirafları
Yeşil'in 90 sonrasında karıştığı olaylardan biri, 1993 yılında JİTEM komutanı Ahmet Cem Ersever'in öldürülmesi idi. Ersever, o sene JİTEM'in varlığını deşifre etmiş, örgüte dair önemli bilgileri kamuoyuyla paylaşmıştı. Ersever, örgütün sadece cinayet işlemediğini, uyuşturucu ticaretine de karıştığını anlatmıştı. Bu ifadeler de Susurluk Raporu'nda resmi kayıtlara geçmişti.
Arif Doğan "Genelkurmay tasdikli" demişti
JİTEM'in varlığını kabul eden bir diğer JİTEM komutanı, Ergenekon sanığı emekli Albay Arif Doğan oldu. Doğan, JİTEM'in kadrosunun Genelkurmay tarafından tasdiklendiğini ve komutanların bilgisi dahilinde kurulan bir oluşum olduğunu itiraf etti.
Ergenekon operasyonu sırasında Doğan'ın evinde ele geçirilen belgeler, JİTEM'e dair ciddi verilerin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Bu çuvallar dolusu belgelerde ne olduğu, Ergenekon 2. iddianamesinde özetlenerek yazıldı. Fakat belgeler, ek belgeler klasörüne bir türlü tümüyle koyulamadı.
(soL - Haber Merkezi)