soL (HABER MERKEZİ) Avrupa Birliği'nin (AB) Hayat Boyu Öğrenme Programları ile gençler, Avrupa ülkelerinde çeşitli eğitim programlarına katılıyor. Bu tür programlarla öğrencilerin yurtdışında kısa dönem eğitim olanakları sadece AB programlarıyla mümkün hale getirilirken, öğrencilerde AB her yönüyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor.

AB'nin Hayat Boyu Öğrenme Programlarının "Avrupa ülkelerinde dil eğitimi almak, birkaç dönem Avrupa'da okumak ya da asistanlık yapmak, meslek sahibi olup Avrupa'ya mesleki gezi düzenlemek ya Avrupalı meslektaşlarını Türkiye'ye davet etmek isteyenler için" düzenlendiği ifade ediliyor. Bu programların finansmanı AB üyesi ve aday ülkelerin önceden yatırdığı paralarla karşılansa da sanki verilen destek AB'nin kendi bütçesinden sağlanıyormuş gibi bir yanlış düşünce genel olarak kabul görüyor. AB bu programların amacının ise, "toplumların ileri bir bilgi toplumu olarak gelişmesine, sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya, daha fazla ve daha iyi iş imkanlarına ve sosyal bütünlüğe katkıda bulunmak ve çevrenin gelecek kuşaklar için korunmasını sağlamak" olduğunu iddia ediyor. Türkiye'de AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından başvuruları alınan programlara 31 ülke katılıyor.

Gençler AB'ye bağımlı kılınıyor
Son yıllarda özellikle üniversitelerde bu programlara öğrencilerin ilgisi dikkat çekiyor. Üniversitelerde kısıtlı olanaklarla okuyan ve hem Türkiye dışında çeşitli ülkeleri görmek hem de oralardaki eğitim olanaklarından yararlanmak, yabancı dillerini geliştirmek isteyen öğrencilere AB Hayatboyu Öğrenme Programı kapsamındaki eğitim programlarına katılmak dışında bir şans sunulmuyor. Türkiye'deki üniversitelere araştırmalar için çok kısıtlı kaynaklar ayıran hükümet, öğrencileri, öğretim üyelerini araştırmalarına, çeşitli eğitim olanakları yaratmalarına AB programları üzerinden kaynak bulmaya zorluyor. Bu şekilde AB zaten finansmanını üye ve aday ülkelerden sağladığı programlarla, AB projesini özellikle gençler üzerinde meşrulaştırma olanağı buluyor.