Haluk Özdalga da AKP'den istifa etti

AKP MYK sonrası kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna gönderildiği açıklanan Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, açıklama yaparak partisinden istifa etti.

AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, partisinden istifa etti. "17 Aralık'tan itibaren Türkiye yanlış bir yola girmiştir" diyen Özdalga, "Polis teşkilatı doğrama makinasından geçirilmektedir. Adli polis üzerinde baskı uygulanıyor. Yargıya müdahale edilmektedir. Anayasa kanuna ve akla ters uygulamaya konuldu. Bu şekilde bu yollardan yolsuzluk iddialarının üstünün örtülmek istendiği ortadadır" ifadelerini kullandı. Özdalga'nın, Cumhurbaşkanı'ndan Anayasal hakkını kullanmasını istemesi ve "Bugünkü gidişin demokratik rejim içinde sürdürülmesi mümkün değildir. Türkiye kritik bir yol ayrımında olduğunu düşünüyorum" demesi dikkat çekti.

Haluk Özdalga şu açıklamaları yaptı:

Turgut Özal yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca hiç beklemeden harekete geçti. Hemen öncelikle iddiaları araştırmadan ortada ciddi şüphe olduğunu görünce bakanını görevden azletti. Ardından da yüce divanda kendini savunmasının yolunu açtı. Tüm bu adımları Özal hiç duraksamadan hatta kamuoyunu bile şaşırtacak takdirini kazanacak şekilde attı.

Ayrıca rahmetli Özal'ı harekete geçiren iddia sadece işadamının iddiasıydı. Yargıdan bile gelmiyordu. Tarihe geçecek liderlerin atacağı adım yapacağı budur.

17 Aralık'ta kamuoyuna yansıyan yolsuzluk iddiasında adı geçen arkadaşlarımıza yargı önünde kendisini savunma fırsatı vermeliyiz. Aksi ıspat edilene kadar masum olduğunu kendilerin aklamalarını dilediğimi belirtmek istiyorum.

Ancak 17 Aralık'ta itibaren Türkiye yanlış yola girmiştir. Kamuoyunun gördüğü şudur. Polis teşkilatı doğrama makinasından geçirilmektedir. Adli polis üzerinde baskı uygulanıyor. Yargıya müdahale edilmektedir. Anayasa kanuna ve akla ters uygulamaya konuldu. Bu şekilde bu yollardan yolsuzluk iddialarının üstünün örtülmek istendiği ortadadır. Tüm kamuoyu da bunu değerlendirmektedir.

Bunların açıklanması mümkün değildir. Eğer devlet içinde hukuk devletinin kurallarına göre değil kendi inançlarına göre hareket edenler varsa bunlara müsahama gösterilemez. Ama böyle bir durum ileri sürülerek yolsuzluk iddialarının üstü örtülmek için yapılanlar da hiç bir şekilde savunulamaz. İç ve dış mihraklar, faiz lobileri gibi dayanağı olmayan ifadelerin inandırıcılığı bulunmuyor. Esasen bunlar hiç inandırıcı bulunmuyor. Başınıza gelecek herşeyi açıklayabilirsiniz. Ama yolsuzlukları açıklayamazsınız. İç ve dış mihrak faizlerini suçlu gösterme uluslararası zeminlerde Türk siyasetinin itibarına gölge düşürüyor.

İç ve dış mihraklarla ilgili bu yolsuzluk bir komplo diye üstü örtülmeye çalışılmamalıdır.

Ben buraya gelirken aldım Danıştay tarafından iptal edildi. Benim önerim şu olacaktı Danıştay kararı beklenmeden yürürlükten kaldırılmalıdır. Ama şuan benim önerim şudur sakın ola Danıştay tarafından iptal edilen yönetmelik benzeri çıkarılma yöntemine gidilmemelidir. İptal edilen yönetmellik adli soruşturmalara anayasa dışı müdahale için yol açıyor. Soruşturmaların gizliliğini ortadan kaldırmıştı. O yönetmelik soruşturmaların gizliliğini fiilen ortadan kaldırmıştı. Bir yolsuzluk soruşturmasını imkansız kılıyordu. Böyle biryeyi hiç bir vicdanın kabul etmesi mümkün değil.

Adli kolluk teşkilatı kurmamız gerekiyordu. AB ülkelerinin uyguladığı standart budur. Daha önceki sistem de yeterli değildi. Danıştay'ın iptalinden sonra ona benzer bir metin uygulamaya koyma yoluna gidilmemelidir.

Polis teşkilatının aşırı sert yöntemlerle hırpalanması yöntemine gidilmemelidir.

Yargıya müdahaleden vazgeçilmelidir. Yargıda kriz yoktur. Yargıya müdahale var. Bu müdahale ortadan kaltığında yargıda kriz kalmamıştır. Eğer böyle önerdiklerim yapılmayacaksa herkes şunu iyi bilsin. Bu iş demokratik rejim içinde sürdürülmesi mümkün değildir. Bugünkü gidişin demokratik rejim içinde sürdürülmesi mümkün değildir.

Türkiye kritik bir yol ayrımında olduğunu düşünüyorum. Yazılı metinde ihmal ettim. Polis binalarımıza medyanın girmesini yasaklayan uygulamadan da vazgeçilmelidir. Şeffaflık özellikle polisin şeffaflığı demokratik hukuk devletinin vazgeçilmezidir.

Askeri vesayet rejimine karşı durmak demokratik hukuk devletinin inşaasına katkıda bulunmak 2007 yılında savunduğum fikirlerdi. Bunları söylemekten hiç bir zaman vazgeçmem söz konusu olmamıştır. Bu düşüncelerle tabi parti genel merkezinin aldığı kararı da dikkate alarak AK Parti üyeliğinden ayrılıyorum.