Güzergâh boyunca rant

Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım 3. köprü güzergâhı hakkında küçük de olsa ipucu vermişlerdi. Araziler el değiştirdi. Pazarlıklar yapıldı. Güzergâhı açıklama görevi Topbaş'a verildi!

Aslında Erdoğan, 2007'de Karadeniz Otoyolu’nun açılışı sırasında “Bu otoyolu, üçüncü köprüye bağlayacağız” şeklinde bir açıklamada bulunduğunda yeni köprünün güzergâhı ve bağlantı yollarıyla ilgili ipuçlarını vermişti.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Haziran ayında yaptığı açıklamada da, “İstanbul'a inşa edilecek köprünün güzergâhıyla ilgili 6 seçenek üzerinde yapılan çalışmanın tamamlandığını” söylemişti. Yıldırım, güzergâhın zamanı geldiğinde açıklanacağını vurgulayarak, "Daha önce 6 alternatif vardı. Seçimi yaptık. Bu aşamada tek söyleyebileceğim, yeni köprünün Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nin daha kuzeyinde olacağıdır" demişti. Gazeteler bu açıklamanın yapıldığı tarihte, iki güzergâhı şöyle saptamıştı: Beykoz-Tarabya ve Beykoz-Sarıyer.

800 hektar orman yok olacak
Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle yapılacağı söylenen üçüncü köprünün 700 milyon dolara mal olacağı, bağlantı yolları ile bu rakamın 1.5 ile 2 milyar dolara ulaşacağı ifade ediliyor. Bu güzergâh nedeniyle 800 hektar orman alanının yok olacağı düşünülüyor.

CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin de, iki önce, Ankara'da Başbakan Erdoğan'ın bilgisiyle hazırlandığını öne sürdüğü 3. Köprü'nün güzergâhını açıkladı. Tekin, resmi açıklamadan önce, 3. Köprü'nün Tarabya ile Beykoz arasına yapılacağını söyledi.

Üçüncü köprü güzergâhının belirlenmesi sürecinde ipuçları verilmiş olsa da, güzergâhın aslında önceden belli olduğu düşünülüyor. Bu süre zarfında, rantın planlanması, arazi satın alımı gibi işlemlerin zaman aldığı aşikâr.

Bunun yanı sıra, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın haberinin olmadığı Çevre ve Orman Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürü’nün imzasının bulunmadığı iddia edilen planı, Erdoğan'ın bilgisi dahilinde Ulaştırma Bakanlığı’nın hazırladığı söyleniyor.

Üçüncü köprü ve Uludağ projelerinde Çevre ve Orman Bakanlığı'nın karar alma süreçlerinde yer almaması ya da diğer bakan(lık)larla gerginlik yaşanması tartışmanın başka bir boyutunu gösteriyor.

(soL - Haber Merkezi)