Gürsel Tekin islamcıları hiç anlamamış!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin "Şu an şeriat geleceğini sanmam. AK Parti de istemez, artık çok paraları var" dedi. Tekin bu sözleri ile ne Türkiye'yi ne de komşu İran'ı anlamadığını gösterdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, konuk olduğu bir radyo programında "yeni CHP" ile ilgili soruları yanıtladı. "Dindarlara yönelik mesajınız var mı?" sorusuna Tekin'in verdiği yanıt oldukça ilginçti. Tekin, AKP'nin artık zengin olduğunu ve şeriat istemeyeceğini iddia etti. Ancak şeriatla yönetilen İran'da molların durumu ve Türkiye'de siyasal islamın ekonomik gücü ile siyasal gücünün birlikte yükseldiği biliniyor.

Gürsel Tekin: Kimse bizden dindar olamaz
Gürsel Tekin, radyo programında "Dindarlara yönelik mesajınız var mı?" sorusuna "Kimse bizden dindar olamaz" diyerek şu yanıtı verdi:

"Dindarları kimsenin korkusu olmamalı. Kimse bizden dindar olamaz. İnsanların dindarlığı kendi içindedir. Görüntü olarak dini vecibelerinizi yerine getirip, gerisini yapmıyor ve günah işliyorsanız, sizin hayrınız olamaz. Biz bütün azınlıkların güvencesi olacaktır. Herkesin sigortası olacağız.

Bu ülkenin öyle bir çimentosu var ki... En tutucu yer neresi dense, hemşerilerim olduğundan Erzurum'dur. Bugün şeriat gelecek dense ilk onlar karşı çıkar. Şu an şeriat geleceğini sanmam. AK Parti'de istemez, artık çok paraları var."

Tekin mollaları bilmiyor mu?
İran'da iktidarda olan molla rejiminin durumu Tekin'in söylediklerini tamamen yanlışlıyor.

İran'da yaklaşık 300 bin molla olduğu belirtiliyor ve bu mollalar ülkenin sadece siyasal, askeri, yargısal, toplumsal yönetimini elinde bulundurmuyor. Bu mollalar aynı zamanda İran kapitalizmini yönetiyor ve aralarında inanılmaz servete sahip olanların varlığı biliniyor.

1979'daki islamcı karşıdevrim ile iktidarı tamamen ele geçiren mollalar ülkedeki en büyük özel sermaye kuruluşlarını da ellerinde bulunduruyor. Cemaatlerden "bağış" adı altında toplanan büyük paraların yanı sıra birçok vakıf aracılığıyla çok büyük banka ve oteller mollaların kontrolünde bulunuyor.

Karşıdevrimin ardından kurulan şeriat yönetiminde Humeyni'nin yardımcılığını yapan ve daha sonrasında 1989-1997 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Ayetullah (dini lider) Ali Ekber Haşemi Rafsancani'nin İran'ın en zengin kişilerinden biri olduğu biliniyor.

İsviçre bankalarında milyarlarca doları olduğu iddia edilen Rafsancani'nin ailesi İran ekonomisinin kritik noktalarını da elinde bulunduruyor: Ülkenin en büyük bakır madeni, 500 milyon dolara yakın fıstık ihracatı, devlet televizyonu yönetimi, Petrol Bakanlığı'nda kilit pozisyonlar, 1 milyar dolara yakın para harcanan Tahran metrosu inşası, Daewoo otomotiv fabrikaları, özel havayolu şirketi, Lavasan'da sadece arazi değeri 120 milyon dolarlık bir at çiftliği...

Suudi Kralı şeriattan vazgeçer mi?
Gürsel Tekin'in mantığı ile bakıldığında Suudi Kralı'nın da şeriattan vazgeçmesi gerek. Ülkenin servetinin ciddi bir bölümünü elinde bulunduran Kral Abdullah ve ailesinin "Milyar dolarlarımız var, artık şeriatten vazgeçelim" dediği henüz duyulmuş değil.

Türkiye'de islamcılar nasıl iktidara geldi?
Gürsel Tekin'in söyledikleri Türkiye'de islamcıların nasıl iktidara geldiğini birazcık bilenler açısından da tamamen gerçek dışı. Zira Türkiye'de siyasal islamın ekonomik gücünü arttırmasına paralel olarak siyasal gücünü arttırdığı ve siyasal gücünü arttırdıkça da ekonomik gücünü katladığı hemen herkesin malumu.

Fethullah Gülen cemaatinin nasıl yükseldiği ve devletin en kritik noktalarını nasıl ele geçirdiği de biniyor. Gülen cemaati, diğer tarikatler ve islamcı partilerin güçlendikçe islamcı siyasi taleplerden vazgeçtiğini söylemek ise oldukça komik.

Yönetsel yapısının giderek cemaatlerin eline geçtiği, eğitim başta olmak üzere birçok alanda hem devlet hem de cemaatler eliyle ciddi bir gericileşme yaşandığı, kutlu doğum haftasının artık bir anlamıyla resmi bayram gibi kutlandığı ülkemizde Gürsel Tekin'in bu iddiasını neye dayanarak dile getirdiği anlaşılamadı. Bu kadar büyük bir dinselleşme yaşanırken "şeriat gelir mi?" diye sormanın ve tartışmanın kime hizmet ettiği de ayrı bir tartışma konusu.

(soL - Haber Merkezi)