Gül'ün Türkiye'yi pazarlama gayreti

Cumhurbaşkanı Gül, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "girişimci ve uzlaşmacı Türkiye" imajı çizerek, "faydalanılacak nimet" mesajı verdi.

soL (HABER MERKEZİ) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 63'üncü Dönem BM Genel Kurulu görüşmelerinin açılışında yaptığı konuşmada, Kafkasya'dan Ortadoğu'ya, Kıbrıs'tan BM Güvenlik Konseyi'ne birçok konuya değinirken, emperyalizme hizmette kusur işlemeyecek bir Türkiye pazarlamacılığına soyundu.

"Yoksulluk, cehalet, salgın hastalıklar, çocuk ölümleri ve iklim değişikliğine karşı verdiğimiz mücadele henüz sona ermemiştir" diyen Gül, terörizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, her türlü dini ayrımcılık ve aşırılıklarla mücadelenin öneminin daha da arttığını söyledi.

"Umut, Medeniyetler İttifakı'nda"
Gül, bu türden sorunları önlemekte önemli bir araç olarak gördüğü, 76 ülke ve 14 uluslararası kuruluşun üyesi olduğu Medeniyetler İttifakı Dostlar Grubu'nun büyümeye devam edeceğini umduğunu ifade etti.

Türkiye'nin "diyaloğu kolaylaştırıcı rolüyle barışın ilerlemesine etkin katkılarda bulunduğunu" iddia eden Gül, "Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu'nun, bölgede ortak sorunlarımızın demokratik bir zeminde tartışılmasına imkan sağlayacak bir güven ortamının tesis edilmesi bakımından yararlı bir çerçeve teşkil ettiğine inanıyorum" dedi.

Konuşmasında, Irak'ta, İran'da, Afganistan'da, Pakistan'da yaşanan gelişmelere de değinen Gül, Türkiye'nin Ortadoğu'daki 'uzlaşmacı' girişimlerine dikkat çekti. Afganistan'daki pazardan pay talebini, "Türkiye'nin, Afgan halkının güvenliğine ve yeniden inşa çabalarına katkılarının devam edeceği" sözleriyle dile getirdi.

İran meselesi aktif diplomasinin gündeminde
Türkiye'nin aktif diplomatik gündeminde ilk sıralarda yer alan bir başka konunun, İran'ın nükleer programı olduğunu ifade eden Gül, sorunun, "Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) normları ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) yükümlülüklerine uygun şekilde ve nükleer enerjinin barışçı amaçlarla kullanımı hakkına saygı temelinde, barışçıl yollardan acilen çözümü" için uğraştıklarını belirtti.

Gül, "Ortadoğu'daki ilgili bütün tarafları, karşılıklı güveni artırmak, siyasi diyaloğu kolaylaştırmak, ekonomik ve kültürel işbirliğini teşvik etmek suretiyle, bölgesel güvenlik ve istikrarı sağlayacak kolektif düzenlemeler oluşturulmasına ilişkin düşünceyi yeniden değerlendirmeye" çağırdı.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, Kıbrıs'ta siyasi çözümü sağlamaya yönelik diplomatik çabalara da tam destek verdiğini söylerken, Kıbrıs'ta çözümün, eşit statüye sahip iki kurucu devletten oluşan yeni bir ortaklık devletinin kurulmasından geçtiğini öne sürdü.

"Artık Güvenlik Konseyi'ne girsek..."
Konuşmasının son bölümünde, BM'ye yönelik değerlendirmelerde bulunan Gül, "Türkiye'nin kalkınma, barışın korunması ve insan haklarına kadar BM'nin gündemindeki bütün konularda katılımcılığını ve katkılarını sürekli artırdığını" söyledi. "Türkiye'nin bu kapsamda hissettiği sorumluluk duygusuyla 2009-2010 dönemi için BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığını koyduğunu" ifade eden Gül, "Türkiye, Konsey'de yaklaşık yarım yüzyıldır temsil edilmemektedir. İnanıyoruz ki, dış politikamızın temel akideleri ile ekonomik, sosyal ve kültürel vasıflarımız, Konsey'in çalışmalarına bir katma değer sağlamamızı mümkün kılacaktır'' diyerek, Genel Kurul'dan destek istedi.