Gezi eylemlerinde de en öndelerdi: Gençler ve kadınlar işsiz!

TÜİK'in Mart ayı işsizlik verilerini değerlendiren DİSK-AR yeni işsizlerin %69'unun genç, %80'inin kadın olduğunu vurgulayarak geniş tanımlı işsizlik oranının ise %16,8 olduğu tespitinde bulundu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi Mart 2013 dönem sonuçlarını değerlendirdi:

Yeni işsizlerin %80'i kadın
İşsizlik verilerinde Haziran dönemi ile başlayan yükseliş, resmi rakamları bir süredir iki haneli düzeylere taşımış durumda. Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre resmi işsizlik oranı 0,2 puan artarken, resmi işsiz sayısındaki artış 186 bin oldu. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 200 bin kişi arttı. Resmi işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre kadınlar için 0,6 puan artarken, erkekler için 0,1 puan azaldı. Yeni işsizlerin % 80’i kadınlardan oluştu.

Kadınlar çalışma hayatında en dezavantajlı kesimlerden birini oluşturuyor. Kadınların işgücüne katılım oranı Mart 2013 döneminde yüzde 30,2 düzeyindedir. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre işgücüne katılım oranı 2,3 puan artarken, kayıtdışı çalışan kadınların sayısı 291 bin kişi yükseldi. İstihdama yeni dahil olan kadınların % 70’i kayıtdışı olarak dahil oldu. Aynı dönemde erkeklerde kayıtdışı çalışanların sayısı 47 bin kişi azalmıştır.

Umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle (mevsimlik işçiler dahil) son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlar dahil edildiğinde işsizlik oranı % 10,1 değil, %16,8, işsiz sayısı da 2 milyon 801 bin değil, 5 milyon 53 bin kişi olarak gerçekleşti. Kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 25. Gizli işsiz olarak görülen eksik ve yetersiz istihdam edilenler de ilave edildiğinde genel işsizlik oranı yüzde 20,2, işsiz sayısı 6 milyon 55 bin düzeyinde.

İşsizlik en çok gençleri vurdu
Gençler için ise durum daha da kötüdür. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre resmi işsizlik oranı 1,9 puan artarak yüzde 19,3’e yükselmiştir. Umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayan gençler dahil edildiğinde bu oran % 28,6’ya ulaşmaktadır. 844 bin işsiz gence karşı 576 bin çalışmaya hazır ancak umutsuzluk başta olmak üzere çeşitli nedenlerle iş aramayan genç bulunmaktadır. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle genç işsizliği % 32,1’e ulaşmıştır. Genç işsiz sayısındaki artış 128 bin ile toplam işsizlikteki artışın % 69’unu oluşturmuştur.

Yoğun çalışma koşulları altında, daha kuralsız ve güvencesiz çalışma

Hatırlanacağı üzere 2009 yılında krizin yarattığı tahribat, 2010 ve 2011 yılında ekonomide dibe vuruş sonrası hızlı yükselişi getirmiş, işsizlik rakamları kriz öncesi düzeylerine gerilemişti. Ancak özellikle tarımsal istihdamda yaşanan artışa eşlik eden kayıtdışı çalışanların sayısındaki artış, kadınların ve gençlerin çalışma koşullarında yaşanan bozulma, güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, istihdamın niteliğini sorgulatan bir karakter taşımıştır. Çalışma sürelerinin son derece uzun, ücretli izin hakkının son derece sınırlı olduğu koşullarda işsizlik verilerinin olduğundan daha düşük görünmesinin temel nedeni işgücüne katılım oranlarındaki düşük seviyedir. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegane yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. Buna karşın sermaye çevreleri istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak bu süreci kendi lehlerine çevirmek istemektedir. Hükümet işveren çevrelerinin bu taleplerini Ulusal İstihdam Strateji belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek orta vadede ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge, işsizlik verilerindeki artışla birlikte daha sık gündeme gelecektir. İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır. Bu strateji işsizliğin “ne iş olsa yaparım” başlığı altında gizlenmesi stratejisidir. Bunun yanında Mart 2013 döneminde kadın ev genç işsizliğinde yaşanan artış dikkat çekicidir. İşsizlikle gerçek mücadele için

-Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
-Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
-Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
-Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır
-Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır
-Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
-Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir
-Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır. Kadın erkek ayrımı yapmaksızın 50 çalışanın üstündeki her iş yerinde kreş açılmalı, devlet kreşlerinin çocuklar için yaş sınırı olmadan, ücretsiz ve 7/24 açık olmalı, yaşlı ve hastalar için, yine ücretsiz, 7/24 açık, çalışanlarının yarısı erkek olan bakım evleri açılmalıdır.

(soL -Haber Merkezi)