Gazi katliamı Ergenekon'a havale

Üzerinden 14 yıl geçen Gazi katliamı, Ergenekon iddianamesinde yer aldı, ancak gerek katliamın sorumluları, gerek katliam sonrasında düzenlenen cenaze törenine saldıranlar, hâlâ yakalanmış değil.

soL (HABER MERKEZİ) Bundan tam 14 yıl önce 12 Mart 1995 akşamı saat 20.30 sularında, Gazi mahallesindeki cemevi, Dostlar, Öntaş ve Yavuz kahvehaneleri, Sarıoğlu Pastanesi, bir taksiden açılan ateşle taranmış, bunun sonucu Halil Kaya adlı mahalleli ölmüş, 5'i ağır olmak üzere, 25 kişi yaralanmıştı. Katiller mahalleden uzaklaştıktan sonra taksi şoförünü de öldürmüşler ve aracı ateşe vererek kaçmışlardı. Olayı duyanların Gazi Karakolu'na doğru yürüyüşe geçmesi üzerine, grubu dağıtmak için polisin "havaya" ateş açmasıyla, cemevi önünde bekleyen Mehmet Gündüz başından vurularak ölmüştü. Bu olay öfkenin büyümesine yol açmıştı.

Olaylar ertesi gün de sürmüş, cemevi önünde öldürülen iki kişinin cenazesini almak için bekleyen binlerce kişiye cenazeler verilmemiş, bunun üzerine karakola doğru yürüyüşe geçilmişti. Polisin kalabalığa açtığı ateşle, sabah 3, öğleden sonra 12 kişi öldürülmüştü. İki günde ardında 17 ölü, yüzlerce yaralı bırakan katliam, protesto gösterilerine yol açmış, Ümraniye'deki eyleme yapılan silahlı müdahale, ölü sayısını 22'ye çıkarmıştı. 14 Mart günü, devrimcilerin ve halkın sindirilememesi üzerine mahalleye askeri birlikler gönderilmişti. Ankara Kızılay Meydanı'nda yaşanan olaylarda da 36 kişi yaralanmıştı.

Sorumlular yargı karşısına çıkmadı
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, ne Gazi katliamı ne de ertesi gün polisin kitleye ateş açmasıyla yaşanan ölümlerden yargılandı. Otopside, olaylarda ölen 17 kişiden 7'sinin polis mermisiyle vurulduğu belirlendi. Gaziosmanpaşa Savcılığı'nın olaya ilişkin fezlekesiyle Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 polis hakkında "müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek" iddiasıyla dava açtı. İstanbul Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi'ne açtığı dava, kamu güvenliğinin sağlanamayacağı iddiasıyla Trabzon'a aktarıldı. 11 Eylül 1995'te Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılama sürecinde, 5 yıl içinde 31 duruşma yapılarak, dava 3 Mart 2000'de karara bağlandı. Yargılanan 20 polisten 18'i beraat ederken, 2 polise toplam 4 yıl 32 ay hapis cezası verildi. Yargıtay'ın 11 Temmuz 2002'de kararı onaması üzerine, yakınlarını kaybeden 22 kişi AİHM'e başvurdu. Mahkeme 27 Temmuz 2005'te, Gazi Mahallesi'nde hayatını kaybeden 12 kişinin ve Ümraniye'de ölen 5 vatandaşın ailelerine tazminat ödenmesine karar verdi. Olaylarda yaşamını yitiren 17 kişi için ayrı ayrı 30 bin avro tazminat belirleyerek, Türkiye'yi toplam 510 bin avro ödemeye mahkûm etti.

Dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu da Mehmet Ağar gibi katliamdaki rolü nedeniyle henüz mahkeme karşısına çıkmadı. Basına sızdırılan, Sedat Peker ile Veli Küçük arasındaki telefon görüşmesinde, Sedat Peker katliamı yaptıklarını kabul etmişti. Bu konuşmayla ilgili olarak hukuki soruşturma halen sürüyor.

Ergenekon'a havale edildi
Önceki gün tamamlanan ikinci Ergenekon iddianamesinde, Gazi katliamının Ergenekon örgütüyle ilişkisi olduğu belirtildi. Ancak saldırının ayrıntılarına yer yer verilmedi. Gazi davasının yeniden açılıp açılmayacağı da merak konusu.


DİSK yazılı açıklama yaptı

Katliamın yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) olayın hâlâ karanlıkta kalmasını eleştirdi.

Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"14 yıl önce, 12 Mart 1995'te, İstanbul Gazi Mahallesi'nde ve 15 Mart'ta Ümraniye'de toplam 17 yurttaşımız katledilmiştir. Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen hâlâ sorumluları cezalandırılmamıştır bu da toplumsal vicdanın kanamaya devam etmesine yol açmaktadır. Tarihimimizin kara sayfalarından biri olan bu katliamın aydınlatılması, ülkemizin aydınlığa kavuşmasında önemli fırsat olarak değerlendirilmelidir."

Katliamın yıldönümü olan perşembe günü ülke genelinde eylemler yapılması bekleniyor.