Füze Kalkanı'nda danışıklı dövüş!

AKP, Füze Kalkanı Projesi'nin parçası olmayı 2009 yılında kabul etmiş.

Türkiye kısa bir süre önce Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenen NATO toplantısında Füze Kalkanı Projesi'ne ortak olmayı kabul etmişti. Wikileaks'ten sızan belgelere göre, aslında AKP hükümeti, 2009 yılında bu planı hemen hemen kabul etti.

Füze Kalkanı Projesi 16 Şubat 2010 tarihli ABD'nin Ankara'daki Büyükelçiliği'nden gönderilen belgede yer alıyor. Savunma Bakanı Vecdi Günül ile ABD Savunma Sekreteri Robert Gates arasında yapılan görüşmeler hakkındaki belgenin 13. ila 16. maddeleri arasında şu bilgilere yer veriliyor:

"13. Milli Savunma Bakanı Gönül bir önceki anlaşma Türkiye’yi içine almadığı için, ABD’nin yeni Aşamalı Uyarlama Yaklaşımı'nın önceki yönetimin yaklaşımından daha iyi olduğunu söyledi. Savunma Sekreteri, Romanya ve Polonya’nın da SM 3 füzelerine ev sahipliği yapmak konusunda anlaştığını belirterek hemfikir olduğunu gösterdi. Ayrıca Türkiye’ye bağlı bir radar olmadıkça, ülkenin doğu kısmındaki belirli bölgelerin sistem tarafından kapsanmayacağını vurguladı.

14. Gönül, Savunma Sekreteri’ne radar konusundaki tartışmaların Türk hükümeti içerisinde sürmekte olduğunu ve ABD’nin ne gibi alternatifler üzerinde durduğunun soruşturulduğunu belirtti. Savunma Sekreteri ise, Güney Doğu Avrupa’daki diğer ülkelerin radara ev sahipliği yapmakla ilgilenebileceği şeklinde yanıt verdi, ancak en iyi konumdakinin Türkiye olduğunu tekrarladı. Savunma Sekreteri yeni yönetimin yaklaşımını memnuniyetle kabul etme nedenlerinden birinin ise yeni yaklaşımın ABD’nin de emniyetine de gölge düşürmeden, müttefikler ve askeri birlikler adına bir önceki programa nazaran daha erken koruma sağlamasıdır.

15. İran’a dönersek, Gönül zenginleştirme programına atıfta bulunarak, Ankara’nın “İran tehdidi konusunda kaygılı” olduğunu kabul etti ancak uluslararası çevrelerin bir silahlanma programının var olduğuna ilişkin herhangi bir kanıtı olmadığını da sözlerine ekledi. Gönül, Türkiye’nin İran’dan herhangi bir saldırı beklememesine karşın, İran’dan Türkiye’nin Avrupa’daki müttefiklerine yönelik herhangi bir tehdidin hava savunma kapasitesini önemli kıldığını söyledi. (Yorum: İran’ın Avrupa için bir tehdit olabileceğini kabul etmesi, söz konusu tehdidi hafife alan daha önceki Türk söylemlerinden ayrılmaktadır) Sistemin yalnızca Türkiye değil, tüm Avrupa’nın güvenliği için tasarlanacağını yineledi.

16. Savunma Sekreteri, İran’ın nükleer silahlanma programını ilerletmesi halinde bölgedeki diğer ülkelerin de aynı şekilde hızla silahlanabileceği konusunda uyardı. Ek olarak, kimi noktada İsrail’in askeri harekatın gerekli olduğu noktasında karar vermesinin iyi bir şans olduğunu belirtti. Türkiye kaçınılmaz olarak, bölgedeki herhangi bir çatışmanın dışında kalamayacağı için, uluslararası çevreler İran’ın çalışmalarını durdurma çabası içinde olsalar da, askeri açıdan hazırlıklı olmalı ve Ankara savunma sistemleri edinmek konusunda tereddüte düşmemelidir."

Türkiye'ye gereken hassasiyet gösteriliyor
Füze kalkanı ile ilgili olarak AKP yönetimi, Lizbon toplantısında İran'ın adını açıkça zikredilmemesi ile övünmüştü ancak bu durum 2009 yılında zaten karara bağlanmış.

Türkiye'nin ABD ile güçlü ilişkilerini sürdürürken bir yandan İslam dünyası ve komşusu Rusya ile bağlarını korumak gibi bir denge politikası olduğunu belirten 09ANKARA1472 kodlu belgede şu ifadeler yer alıyor:

"Hükümet, herhangi bir füze savunma programının özel olarak İran’a karşı ve bariz biçimde İsrai’ı destekleme amaçlı olmadığını açıkça gösterebilmeli."

(soL-Haber Merkezi)