Fosillerini toplayıp gittiler

Samsun OMÜ rektörünün onayıyla ilk kez bir üniversitede açılan ‘Yaşayan Fosiller’ sergisinde Adnan Hocacı İstanbul Paleontoloji Derneği’nin 2. Başkanı Biyolog Onur Yıldız’a, Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Apaydın evrim dersi verdi. Yıldız, süresinden önce fosillerini toplayıp gitti.

soL (Samsun) Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde (OMÜ) rektörün onayıyla 1 Aralık'tan bu yana sergilenen 'Paleontoloji (Fosil) Sergisi' dün ilginç bir protestoya sahne oldu. Bu kez, Atakum Eğitim Kampusu giriş kapısında açılan ve öğrencilerin ilgi göstermediği evrim karşıtı sergiyi Üniversite Konseyi Derneği üyesi öğretim görevlileri ve OMÜ Yurtsever Cephe Öğrenci Birliği'nden eğitim fakültesi öğrencileri ziyaret etti.

Evrim teorisini çürüttüğü iddia edilen bir dizi fosilin nasıl bulunup çıkarıldığını anlatan bir tabelanın ve '10 milyon yıllık yusufçuk', '90 milyon yıllık kutup porsuğu', 'asya aslanı kafatası' gibi isimlendirmelerin dışında hiçbir bilimsel verinin yer almadığı sergiyi inceleyen öğretim görevlileri, sergiyi düzenleyen İstanbul Paleontoloji Derneği 2. Başkanı Biyolog Onur Yıldız`ı evrim dersi vererek protesto ettiler.

Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Apaydın, öğrencilerinden, sergilenenlerin referanslarının olup olmadığına bakmasını isteyince, Yıldız, "Fosil olmadığını nereden biliyorsunuz, bunun kanıtı var mı?" diyerek tepki gösterdi. Öğrencilerin "Peki, fosil olduğunun kanıtı var mı? Biz bilimsel bir veri göremiyoruz" sorusu üzerine, Yıldız, "Var ama şu anda burada yok. Eksiklerimizi zamanla tamamlayacağız" yanıtı verdi.

Fosil oldukları sadece bir iddia
Bunun üzerine Apaydın, bir bilginin bilimsel bilgi olabilmesi için belgeleme yükümlülüğünün olmazsa olmaz koşul olduğunu belirterek, sergilenen fosillerin doğruluğu konusunda hiçbir veri olmadığından, bilimsel olmayan hiçbir şeye itibar edilemeyeceğini ifade etti. "Fosil olduğu iddia edilen materyallerle kamuoyu ve üniversite öğrencileri, bilimin çok önemli bir teorisi olan evrim teorisinin olmadığı yönünde yanlış bir kanaate itilmeye çalışılmaktadır. Dolayısıyla bu arkadaş, bir kireç taşı mağazasından o materyalleri eskiterek bize sunuyor olabilir. Ben bilim insanı olarak kanıtlara bakmak zorundayım" dedi.

Evrim nedir hocam?
"Bir şey söyleyebilir miyim?" diyerek söz alan Yıldız, "Evrimin içeriğini sizinle tartışamayacak mıyız? Benim en çok istediğim şey oydu" dedi. "İçeriğini tartışabilmemiz için bunların bilimsel olduğunu biçimsel olarak görmem lazım, dolayısıyla içeriğini tartışamayız" yanıtını veren Apaydın'a, bu kez de "Evrim nedir teorik açıdan?" sorusunu yönelten Yıldız'a Apaydın ve öğrencileri uzun bir süre evrim dersi verdi.

Harun Yahya'ları değil, bilimi anlatacağım
Yrd. Doç. Dr. Zeki Apaydın, referansları olmayan böylesi bilim dışı bir serginin bilimin özgür olması gereken üniversitelere girmemesi gerektiğini belirterek, sergiden ayrıldı. Ancak, OMÜ Yurtsever Öğrenci Birliği'nden öğrencilerle Yıldız arasındaki tartışma devam etti. Öğrencilerin konuşmasını engellemeye çalışan özel güvenlikçilere tepki gösteren Yurtsever Öğrenci Birliği'nden bir öğrenci, "Ben fen bilgisi öğretmeni olacağım. Çocuklara Harun Yahya'ları değil, bilimi anlatacağım. Sokaklarda, metro istasyonlarında sergilediğiniz Adnan Hoca sergilerini üniversitemize sokamazsınız. Siz Harun Yahya'nın müritlerisiniz. Burası bilim yuvası, aydınlanmadan yana öğrenciler bu stantlar kapanana dek sizi rahat bırakmayacak" dedi. Süresinden önce sergiyi toparlayan Yıldız, basın mensuplarına "Evrim teorisine inanmamalarından dolayı bir tartışma oldu. Bu bizim bir üniversitede ilk sergimiz. Başka davet eden üniversite olmadı, olursa gideriz. Bu fosilleri bulan kişilerden satın alıyoruz" açıklamasında bulundu.

Yrd. Doç. Dr. Zeki Apaydın, Yıldız'ın evrim ve epistemoloji konusunda, bilimin doğasından yoksun, son derece yetersiz ve yetkisiz olduğunu vurgulayarak, üniversitenin içine sanki bilim sunusu yapıyormuş gibi alınmasının da düşündürücü olduğunu belirtti. Üniversitelerin bilimsel özgürlüğün sonsuz olduğu, bilimin özgür olduğu yerler olduğunu söyleyerek, metafizik- skolastik düşüncenin açmazlarını yok etmek için misyon üstlenen üniversitelerde söz söyleyenlerin de bilim insanı statüsünde olması gerektiğine dikkat çekti.