Tunca Özlen - soL

2012 yılının Temmuz ayında Diyarbakır’da babası ve amcaları tarafından eşcinsel olduğu gerekçesiyle öldürülen Rosin Çiçek’in davasında beklenen karar açıklandı. Gördüğü şiddet yüzünden evden kaçan Rosin Çiçek’i arayan baba ve amcaları, genci öldürüp yol kenarına atmıştı. LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) örgütlerinin başından beri takipçisi olduğu davada mahkeme heyeti emsal oluşturacak bir karara hükmetti.

Önceki duruşmalarda oğlunu öldürdüğünü itiraf eden babaya “üst veya alt soydan birine karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, cinayete ortak olan iki amcaya ise “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verildi. Tanık olarak dinlenen anne ise cinayetin kaza sonucu meydana geldiğini iddia etti.

Duruşmayı izleyenlere saldırı
Duruşma esnasında bazı aile bireylerinin CHP milletvekilleri Melda Onur ve Mahmut Tanal’ın yanı sıra duruşmayı izleyen LGBT aktivistlerini, “Eğer bizden herhangi biri ceza alırsa bu adliyeden milletvekilleri de dâhil hiç kimse sağ çıkmayacak” sözleriyle tehdit ettikleri iddia edildi. Karar için verilen ara esnasında LGBT aktivistlerine yönelik gerçekleşen saldırıda iki kişi yaralandı.

Mahkeme heyeti SPOD ve Lambdaistanbul dernekleri ile Milletvekili Mahmut Tanal’ın müdahillik başvurusunu “suçtan etkilenmedikleri” gerekçesiyle geri çevirdi.

LGBT örgütleri: Bize bir yasa lazım
LGBT örgütleri uzun süredir cinsel yönelim ayrımcılığının ve ayrımcılık kaynaklı saldırıların ceza kanununda tanımlanması gerektiğini savunuyor. Türkiye’nin ceza mevzuatında LGBT’lere yönelik ayrımcılığı ve şiddeti cezalandıran maddeler bulunmuyor. Bu tür davalarda iddianameye konu olan suç, mevcut ceza mevzuatına göre tanımlanıyor.

LGBT’lere yönelik şiddet, AKP iktidarı tarafından geçtiğimiz yıl açıklanan “Demokratikleşme Paketi” kapsamında tanımlanan nefret suçları arasında yer almamıştı.