Ertuğrul Özkök: Beş kulak beni dinliyor

Gazeteci Ertuğrul Özkök, kendisine ait dinleme kayıtlarıyla ilgili olarak ifade verdikten sonra gazetecilere açıklama yaptı. 14 yıl önceki ses kayıtlarının saklandığını, devlette herkesin herkesi dinlediğini söyleyen Özkök, kanunsuz dinlemelere isyan etti.

"DEVRİMCİ Karargah örgütü" soruşturması kapsamında “Terör örgütüne yardım ve yataklık" suçundan tutuklanan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın Eskişehir'deki ofisinde ele geçirildiği önü sürülen ses kayıtları ile ilgili Gazeteci-Yazar Ertuğrul Özkök “mağdur” sıfatıyla ifade verdi.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne saat 10.50'de gelen, soruşturma savcısı Kadir Altınışık'a ifade veren Ertuğrul Özkök, yaklaşık 1 saat kaldığı adliyeden ayrılırken kayıtlarla ilgili şikayetçi olduğunu söyledi.

Adliye çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özkök, kendisine 4 ya da 5 konuşma dinlettirildiğini belirtti. Kayıtların kim tarafından yapıldığını ve saklandığını bilmediğini söyleyen Özkök, " Tüm hayatım boyunca illegal dinlemeler ile mücadele ettim. Dolayısıyla bunları kim yaptığıysa kim sakladıysa bulunmasını rica ediyorum. İllegal telefon dinlemeleri hangi toplumda olursa olsun insan haklarına karşı yapılmış saldırılardan bir tanesidir. Çünkü telefon insanın özel hayatıdır. Dolayısıyla bunun sadece beni ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Zaten gördüğüm konuşmalarda suç unsuru da yok. Sıradan konuşmalar" dedi.

"Daha önce DYP tarafından dinlettirildi"
Özkök, 12 yıl önce telefonlarının dinlendiğini hatırlatarak, "Radyodan, oralardan buralardan, Doğru Yol Partisi tarafından kamuya dinlettirildi ve şunu söyleyeyim Allah'tan en kızdığım insanlara, en öfkelendiğim insanlara dahi ‘kendi sesini telefonda dinlemeyi nasip etmesin’ diyorum. Çok samimi olarak söylüyorum bir insanın telefonla yaptığı en sıradan en normal konuşma bile, dinlediğiniz zaman telefon konuşmasını, insana bir böğürtü gibi geliyor. Bu psikolojiyi ben herkese anlatmak istiyorum” diye konuştu.

"Devletin her kademesi beni dinlemiş"

Devletin her kademesinin kendisini dinlediğini belirten Özkök, “Yani MİT'i de, Genelkurmay’ı da, istihbaratı da dinlemiş. Dinlesinler, legal dinleme varsa benim itirazım yok. Çünkü dinlemeler gerektiğinde toplumdaki en büyük terör örgütlerini ortaya çıkarılmasında da çok yararlı işler de yapıyor ama ben kanunsuz dinlemelerden, özel hayatla ilgili kayıtların tutulmasından şikayetçiyim. Herkes beni 28 Şubatçı biliyor. Meğer ben de 28 Şubat'ın mağduruymuşum. Çünkü yapılan dinlemeler 28 Şubat dönemine ait dinlemeler. Bir suç unsuru yok benim telefon dinlemelerim arasında" dedi.

"Herkes herkesi dinliyor bu devlette"
“14 yıl önce yapılan konuşmalar saklanıyor" diye konuşan Özkök, "Bir insan ruh hastası değilse, sapık değilse niye saklar bunu? Bir şekilde kullanmak için saklar değil mi? Yani zamanı gelince kullanmak için. O yüzden bugün kendisini güçlü gören insanlara da seslenmek istiyorum. Bakın 14 yıl saklanıyor. O yüzden bu hepimizin sorunu. Bugün bu soruşturmayı yürüten savcıların da, devletin başında bulunan insanların da, 14 yıl sonra onların başına da gelebilir. Çünkü herkes herkesi dinliyor anladığım kadarıyla bu devlette. Ve bazen bizler yüzünden gereksiz insanlar da dinleniyor. Onların hayatları da kayıyor yani. Dolayısıyla yani ben önemli insan değilim, ben bundan yırttım diye kimse bakmasın. Çünkü sizin konuştuğunuz herkes de giriyor içine” diye konuştu.

Hürriyet dinlenmiş
Hanefi Avcı'yı tanımadığını belirten Özkök, “Hürriyet Gazetesi'nin santrali mi dinlendi?" şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi: “Kesinlikle. 1997-98, bizimle ilgili o telefon kayıtlarının da aynı kaynaktan servis yapıldığını düşünüyorum. Zamanında 'Hürriyet'in kendi içinden dinlendi' diye bir şeyler söylendi. Ama biz ulaşamadık, şimdi anlaşılıyor ki aynı kaynak o zaman da işine gelen kısımları almış ve dönemin siyasi iktidarına servis yapmış"

"Beş kulakla beraber konuşuyorum"
Hayatının her tarafının şeffaf olduğunu belirten Özkök, "Beş kulakla beraber konuşuyorum yani. Bunun bilincindeyim. Dinlemiyorsa bile bu psikolojiyle yaşıyorum artık. Keşke diyorum ki bu dinlemeleri görüntülü yapsalar. Hiç olmazsa bir şey anlatırken şaka mı değil mi, öfkeli misin kızgın mısın, mimikler görünür. Mimikler, el hareketleri kalktığı zaman, sadece bir konuşma kalıyor. Ve o konuşmaların ciddi mi, dalga geçme mi, gırgır mı olduğunu anlamak mümkün değil. Ben şimdi düşün ‘ulan seni öldürürüm’ dedim. Günlük Türkçe'de kızdığın zaman kullandığınız bir kelime ama kağıt üzerinde ‘seni öldürürüm’ dediğin zaman ciddi bir şey. İsterseniz alıp bunu suç unsuru olarak kullanabilirsin. Tam teşebbüsten içeri alırsın insanları. O bakımdan telefon çok tehlikeli bir şey.

"Meğer grup seks yapıyormuşsunuz"
Medyadaki insanlar bilsinler dinleniyorlar. Herkesi dinliyorlar. Bence şu da mantıksız. Bazen diyorlar ‘Canım dinlesinler. Benim konuşmalarımda bir şey yok’. Bazen insan karısına ‘seni seviyorum’ der. Karınızla özel konuşursunuz. ‘Seni istiyorum’ dersin. Karınızla cilveleşme yaptığınızı sanıyorsunuz. Ama meğer grup seks yapıyormuşsunuz. Beş kişi daha sizi dinliyor. Böyle bir şey var mı? Bu benim sorunum değil. Ben alıştım zaten."

(soL-Haber Merkezi)