'Ergenekon'dan değil, dincilerden tehdit aldım'

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Albay Göktaş'ın evinde bulunduğu söylenen kasetlerde "mahrem görüntülerinin" yer aldığı, ve Ergenekoncuların şantajı sonucu türban aleyhinde görüş bildirmeye zorlandığı öne sürülen Prof. Dr. Şahin Filiz, iddiaları kesin bir dille yalanladı.

soL (HABER MERKEZİ) Ergenekon soruşturması boyunca hükümete yakın medya organları tarafından ortaya atılan şaibeli haberlere önceki gün bir yenisi daha eklendi. 10. dalga Ergenekon operasyonlarında gözaltına alınarak tutuklanan emekli Albay Avukat Mustafa Levent Göktaş'ın Ankara'daki bürosunda ve evinde ele geçirildiği belirtilen CD ve DVD'lerin birinde, çok sayıda yargı, basın ve akademi mensubunun "mahrem görüntülerinin" yer aldığı kaydedilmişti.

Önceki akşam Zaman, Star, Vakit ve Taraf gazetelerinin internet sitelerinde geçilen bir haberde, bu DVD'de mahrem görüntüsü yer alan isimlerden birinin de İlahiyat kökenli akademisyen Prof. Dr. Şahin Filiz olduğu iddiası ortaya atıldı. İddia, irili ufaklı onlarca internet sitesinde daha yayımlandı.

Türbana karşı olmak için şantaja uğramak mı lazım?
Çeşitli internet sitelerinde ve ertesi gün de bazı gazetelerde, bu görüntüleri elinde tutan Ergenekon örgütü mensupları tarafından, Prof. Dr. Şahin Filiz'e uzun bir süredir şantaj yapıldığı ve Filiz'in "türban aleyhinde propaganda yapmaya zorlandığı" iddia edildi. Haberlerde, Filiz'e "şehvet düşkünü" yakıştırması yapılırken, bir yandan da, bir akademisyenin, hele de bir ilahiyatçının türban aleyhinde görüş bildirmesinin ancak şantaja uğraması sonucu gerçekleşebileceği izlenimi yaratılmaya çalışıldı.

Akılları "uçkur"da
Vakit gazetesinde yazan Hasan Karakaya, kendi gazetesinde de kanıtlanmış bir gerçek gibi sunulan iddia üzerinden kaleme aldığı köşe yazısında, şu ifadelere yer verdi: "İşte bu 'zina görüntüleri'nin çekilmesinden sonradır ki, Prof. Dr. Şahin Filiz, başlamış 'başörtüsü aleyhinde' konuşmaya!.. Eee, ne yapsın bir yanda 'yatağına sokulan kadın' var, bir yanda 'söylemesi istenen' sözler!.. O da başlamış, 'Başörtüsü, devlet için tehdittir!.. İslâm'da başörtüsü yoktur!.. Örtü, mikro faşizmin çekirdeğidir' demeye!.. Demek zorunda... Çünkü, tam da 'uçkur'undan yakalamışlar!.."

Şahin Filiz'in kendisine yönelik iddiaları ve şantaja uğradığını kesin bir dille yalanlaması ve iddiaları ortaya atanlara karşı hukuki yollarla hakkını arayacağını belirtmesi, dinci basının Filiz'e yönelik bir karalama kampanyası içinde olduğu izlenimi uyandırıyor.

Prof. Dr. Şahin Filiz kimdir?
Şahin Filiz, geçtiğimiz yıl türban tartışmalarının yoğunlaştığı dönemde ulusalcı televizyon kanallarında ve katıldığı konferanslarda "türbanın İslam'da yerinin olmadığı ve bir Yahudi geleneği" olduğu yönünde görüş bildirmesiyle öne çıkmıştı.

1988'de Konya Selçuk Üniversitesi (SÜ) İlahiyat Fakültesi'nden mezun olan Filiz, 1989'dan itibaren SÜ'de İletişim, Fen Edebiyat ve İlahiyat fakültelerinde ders verdi. Filiz, puanı tutmasına rağmen üniversite yönetimiyle görüşleri ters düştüğü için profesörlüğünü alamadığını ve sürekli baskı altında tutulduğunu söyleyerek, Akdeniz Üniversitesi'ne (AÜ) başvurmuş ve Mart 2006'da AÜ Fen Edebiyat Fakültesi'ne profesör olarak atanmıştı.

"Şantaja uğramadım, uğrasaydım emniyete başvururdum"
Filiz, önceki gün "sonsayfa.com", dün de "odatv.com" adresli haber sitelerine açıklama yaparak, hakkındaki iddiaları yalanladı. Albay Mustafa Levent Göktaş'ın ismini ilk kez 10. dalga operasyonların ardından televizyon ve gazetelerden duyduğunu belirten Filiz, herhangi bir şekilde kendisine kamera görüntüleri ile şantaj yapılmadığını, kesin ifadelerle dile getirdi.

Filiz, "Bu insanların ellerinde benimle ilgili geçmişten CD olduğunu ve buna bağlı olarak bana şantaj yaptıklarını, en küçük bir ima ile bile olsa şimdiye kadar ne hissettim ne böyle bir şeyle karşılaştım. Özel ve akademik hayatında hiçbir zaman hiçbir grup ya da kişinin şantaj, ima, rica ya da telkin yoluyla uygulayacağı baskılar ve zorlamalarla asla konuşma yapmadım ve yapmam da. Zaten bu iddialar benim karakterime de uygun değil" dedi.

Filiz, kendisi ve bazı Yargıtay üyeleriyle ile ilgili olduğu söylenen görüntülere ilişkin olarak da, "Gerçekten bu çok alçakça bir senaryo kokuyor. Bilimsel konuşmalarıma karşı bilimsel cevaplar veremeyince, her zamanki gibi bayat, bilindik, adeta Türk filmlerinden alınma senaryolar yazıldı" dedi.

Şantaj yoluyla ısmarlama konuşmaya zorlanmış olsa bunu anında Emniyet'e bildirerek suç duyurusunda bulunacağını ve koruma isteyeceğini belirten Filiz, görüşlerini özgürce dile getirmesinden dolayı daha önce ikamet etmekte olduğu Konya'da mahalle baskısına uğradığını, bazı yerel gazetelerin kendisine yönelik linç kampanyası başlattığını, radikal dinci örgütlerden tehdit aldığını ve Emniyet'e başvurması üzerine kendisine iki koruma tahsis edildiğini belirtti.

"Benim için tehdit kaynağı Ergenekon değil, radikal dinciler"
Filiz, "Ben Göktaş'ı hayatımda görmedim ve ismini de duymadım. Benim için tehdit kaynağı bu Ergenekon davasıyla tutuklanan veya gözaltına alınan kişiler değil, radikal dinci gruplardır. Hakkımda internette yapılan ve bana gelen yorumlara bir bakın, benim dinsiz olduğum, imanı, İslam'ı terk ettiğim ve bunun da cezasını göreceğim şeklinde yazılar var. Bunu yazanlar şantajcı olmuyor da, ismini bile bilmediğim, bir takım CD ve DVD'lerin elinde bulunduğu iddia edilen Göktaş mı bana şantaj yapmış oluyor?" dedi.

"Ahlaklarına bu kadar düşkünlerse önce Hüseyin Üzmez'i yazsınlar"
odatv'ye yaptığı açıklamada "Ben demokratik ve özgür hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde özgür bir akademisyenim. Özgür irademe bağlı olarak, özgürlükçü dine dayalı açıklamalar yapıyorum, bundan sonra da aynı fikirleri, aynı bilimsel tespitleri tersi kanıtlanmadığı sürece savunmaya devam edeceğim. Bir takım cemaatçi ve tarikatçı çevreler, ellerindeki siyasal gücü, iktidarı ve nimetlerini elden kaçırmamak için benim gibi özgürce, kendi iradesine bağlı olarak konuşan insanlardan çok rahatsız oluyorlar. Fakat beni böyle bayat numaralarla kesinlikle yıldıramazlar" diyen Filiz, konuşmasının devamında "Eğer onlar bu kadar namuslu ve ahlaklarına düşkünse, önce çocuk tacizcisi Hüseyin Üzmez'le ve içlerinde bulunan binlerce Üzmez'le ilgili haberleri yazsınlar, Deniz Feneri'ni yazsınlar. Asıl şantaj orada" ifadelerini kullandı.

Özgür iradesi ile dile getirdiği düşüncelerin şantaj sonucu ifade edilmiş gibi sunulmasını şiddetle reddettiğini belirten Filiz, "hele bunun Ergenekon operasyonuyla ilintilendirilmesinin, hukuk katline kapı aralayan hukuk dışı bir sinsi kampanya olduğunun altını çiziyorum" dedi. Filiz, kendisine, ailesine ve çevresine karşı üretilen senaryolara karşı hukuk yoluyla hesaplaşmak için her türlü vatandaşlık hakkını kullanacağını da ifade etti.