Ergenekon'da yayın yasağı var mı?

Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda yapılan arama ile ilgili bilgilere yayın yasağı konmaması gerektiği tartışılırken, Ergenekon davasındaki yayın yasağı tamamen unutuldu.

12 Haziran 2007'de Ümraniye'de ele geçirilen patlayıcılarla başlayan Ergenekon davası, son iki buçuk yıldır basında en çok işlenen konu. Bu güne kadar pek çok gizli bilgi, belge, telefon dinleme kaydı ve kaset basına sızarken bu bilgiler, bazı gazete ve gazetecilerin basında sivrilmesine de olanak sağladı. Özellikle AKP'ye yakınlığı ile dikkat çeken basın organları, kimi gizli bilgileri yayımlamaktan kaçınmadı.

"Devlet sırrı"na yayın yasağı yok
Yayın yasağı tartışması, Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu'nda yapılan arama ile tekrar gündeme geldi. Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu Komutanı, Ankara Bölge Başkanlığı'nda arama yapılan iki odada, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 125. maddesinde belirtilen “devlet sırrı” kapsamında bilgilerin bulunduğunu belirterek, buna ilişkin “önleme ve yayın yasağı” talebinde bulundu. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı'ndaki aramaya ilişkin olarak, buradaki “devlet sırrı” kapsamındaki bilgilerle ilgili önleme ve yayın yasağı talebini reddetti.

Ergenekon'da yasak vardı ama...
AKP'ye yakın basın organları tarafından "asrın davası" olarak isimlendirilen Ergenekon davası, çok anılmayan bazı özellikleri ile de tarihe geçmeyi hak ediyor. Son iki buçuk yıldır ülkenin en önemli gündem maddesi olan Ergenekon davasında alınan "yayın yasağı" kararı da unutuldu. Soruşturmanın daha ilk günlerinde Ümraniye'deki gecekonduda patlayıcı maddelerin bulunmasından birkaç gün sonra, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, bazı basın yayın organlarında soruşturmanın içeriğine ilişkin bilgi ve ifadelerin yayınlanması üzerine, yayın yasağı konulması talebiyle nöbetçi mahkemeye başvurmuştu. Talebi değerlendiren İstanbul nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi de soruşturmaya ilişkin yayın yasağı kararı almıştı.

İlk hatırlatma
Alınan bu "yayın yasağı" kararına rağmen basın organlarında soruşturmanın içeriğine dair bilgi ve dokümanlar yayımlanmaya devam edince 2008 yılının Ocak ayında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Radyo Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) yazdığı bir yazıda, bu kararın basın kuruluşlarına yeniden hatırlatılmasını istedi. RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada da "Ümraniye'de 12 Haziran 2007 tarihinde ele geçirilen bombalar ve ortaya çıkarılan Ergenekon terör örgütüyle ilgili olarak İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kısıtlama (gizlilik) ve yayın yasağı kararı verildiği'' hatırlatıldı.

Kararlar
RTÜK'ün açıklamasına göre, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin söz konusu kararı şöyle:
''12.06.2007 tarihinde Ümraniye'de ele geçirilen bombalarla alakalı yapılan soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan şahısların emekli asker olması ve bazı önemli bilgilerin soruşturma kapsamında ele geçirilmiş olması hususları göz önüne alındığında, basında çıkan çeşitli haberlerin kamu düzeni, kamu güveni ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanması veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabileceğinden bahisle, söz konusu soruşturma ile alakalı olarak soruşturmanın amacından saptırılmak istenmesi ve kamuoyunda yanlış anlamalara sebebiyet verilmemesi amacıyla, tüm yazılı ve görsel basın ve medya kuruluşlarına, konu ile ilgili olarak Basın Kanununun 3. maddesi gereğince yayın yapma yasağına karar verildi.''

İkinci hatırlatma
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, basında soruşturma ile ilgili yanlış haberlerin yer alması nedeniyle Mart 2008'de bir açıklama yayımladı. Soruşturmanın durumuna dair bilgi veren Engin, basın ve yayın organlarının bu soruşturmayla ilgili gizlilik ve yayın yapma yasağını dikkate almalarının soruşturmanın selameti açısından gerekliliğini vurguladı.

Unut gitsin
Tüm bu uyarılara rağmen, yapılacak operasyonlar ve bu operasyonlarda kimlerin gözaltına alınacağına kadar varan haberler gazetelerde yayımlanmaya devam ederken, bu yayını yapan gazeteler kimi isimleri de hedef göstermeyi ihmal etmedi. Birinci Ergenekon davasının başladığı ve "dalgaların" devam ettiği dönemde de soruşturma ile ilgili ayrıntılı bilgiler gazetelerde yayımlandı. Yapılan kazılar, ne kadar mühimmat çıktığı gibi bilgiler basında geniş yer buldu.

Dava süresince özel yasaklar
Ergenekon davasının görülmeye başlanmasının ardından, iddianamede de yer verilen bir çok özel bilgi ortalığa saçılırken, gizli tanıkların kimlikleri de İddianamede verilen ayrıntılar nedeniyle açığa çıktı. Tüm bu bilgiler ortalığa dökülürken, özel hayatın gizliliği konusunda da bir çok eleştiri gündeme geldi. Mahkeme heyeti bu tartışmaların ardından kimi fotoğraf ve ses kayıtları için "yayın yasağı" kararı adı.
(soL - Haber Merkezi)