“Ergenekon”la zamanda yolculuk

Ergenekon soruşturmasındaki delil ve kayıtlardan bazıları belgelerin “imal tarihi” konusunda şüpheler uyandırıyor. Belgelerde bugünkü durum veri alınırken, 2001'de alınan ifadede 2005’lerden bahsediliyor.

soL (HABER MERKEZİ) Ergenekon soruşturmasının inandırıcılığına dair bu güne dek pek çok şüphe dile getirildi, soruşturmanın gidişatının "önceden planlandığı" ve delillerin imal edildiği iddiaları ortaya atıldı. Ergenekon iddianamesinde yer alan bazı delillerdeki tutarsızlıklar bu iddiaları destekler nitelikte. Son olarak önceki gün duruşma salonunda izlenen bir video kaydı savcının soruşturmayı "Ergenekon" olarak adlandırmasından sekiz ay önce Ümraniye'de "ünlü" el bombalarını bulan polislerin soruşturmanın "Ergenekon" adını alacağından haberli olduklarını ortaya çıkardı. İkinci iddianamede yer alan bir diğer belgede, Şener Eruygur'a ait bir CD'de, CD'nin ele geçirilmesinden 8 ay sonra gerçekleşen atamaların yer aldığı görülmüştü. Ergenekon soruşturmasına "esin kaynağı" olduğu söylenen Tuncay Güney adlı şahsın emniyet müdürlüğünde 2001 yılında alındığı belirtilen ifade kaydında 2005 yılından "geçmiş" olarak söz ettiği ortaya çıkmıştı.

Sekiz ay öncesinden "Ergenekon" demişler
Ergenekon Davası'nın önceki gün gerçekleşen duruşmasında tutuklu sanıklardan Oktay yıldırım, Ümraniye'de bir evde ele geçirilen ve kendisine ait olduğu ileri sürülen el bombaları ile ilgili olay günü tutulan olay yeri inceleme tutanağına dair video kaydını mahkeme salonunda izletmişti. Dava dosyasında yer alan kayıtta, olay yeri tespit tutanağını hazırlayan polislerin arasında geçen konuşmada, tutanağın olay yerinde değil daha sonra karakolda hazırlanmış olduğunu ve 2007 Haziran ayında tutanağı hazırlayan polislerin 2008 Ocak ayında "Ergenekon" olarak adlandırılacak soruşturma için "Soruşturma Ergenekon olduğu zaman s... hakimi, savcıyı" sözlerini sarf ettiği görülüyordu. Kayıt, delillerle oynanmış olabileceği şüphesinin yanı sıra soruşturmanın kapsamının "Ergenekon"a genişletileceği bilgisinin soruşturma daha başlamadan poliste olduğu izlenimini veriyordu.

Sekiz ay öncesinden fişlemeyi yazmışlar
Delillerdeki bu "anakronik" durum (yani olması gerekenden başka bir zamana ait olma durumu) Ergenekon soruşturmasındaki ilk vaka değil. Bundan önce de soruşturma ile ilgili önemli delillerde, söz konusu delilin iddia edilen tarihe ait olmadığına dair ciddi şüpheler ortaya çıkmıştı.

Savcılar tarafından Mart ayında mahkemeye verilen ikinci iddianamede yer alan Şener Eruygur'a ait CD'deki bir belgenin CD'nin ele geçirildiği tarihten sonraki bilgileri içerdiği ortaya çıkmıştı. Dışişleri Bakanlığı'nın 105 mensubunun fişlendiği belgenin, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkezi'nde yapılan aramada 1 Temmuz 2008 günü bulunduğu açıklanmıştı. Belgede diplomatlara dair verilen bilgilerde diplomatların mevcut görev yerlerinin veri alındığı ancak bu görev yerlerinin 1 Eylül, 15 Ekim, 15 Kasım ve 1 Aralık 2008 ile 15 Şubat 2009 gibi tarihlerde yapılan atamalar sonucu belirlendiği görülmüştü.

Tuncay Güney geçmişten mi gelecekten mi haber veriyor?
Ergenekon soruşturmasında bir diğer "zaman tutarsızlığı" iddiası, Tuncay Güney'in 2001 yılında emniyette gözaltında iken verdiği ve Ergenekon örgüt şemasını "itiraf ettiği" ifade kayıtları ile ilgili olarak dile getirilmişti. Kayıtlar üzerinde yapılan incelemede Güney'in ifadelerinde 2001'den çok sonraki tarihlere işaret eden bulgular olduğunu ortaya çıkmıştı. Örneğin, 1972 doğumlu olan ve ifade verdiği sırada 29 yaşında Güney bir arkadaşından bahsederken "Benden 3 yaş küçük, şimdi 33 yaşındadır" diyordu. Güney ifadesinde bir olaydan bahsederken de olayın geçtiği tarih olarak "2005'lerde" ifadesini kullanıyordu.

Fethullahçı basın duymazlıktan geldi
Diğer yandan önceki gün gündeme gelen polislerin sekiz ay öncesinden "Ergenekon" soruşturmasından haberdar olduklarını gösteren kayıtla ilgili bir diğer ayrıntı, olayın Ergenekon soruşturması ile ilgili her gelişmeyi anında haber yapan Zaman, Yeni Şafak, Samanyolu gibi gazete ve haber sitelerine hiç yansımaması oldu.