Ergenekon Gül'e konmuş!

Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Gül için verdiği yargılama kararı, hükümete yakın basın organlarında "Ergenekon planlarının parçası" diye yorumlandı. Bazı hukukçular "sadece vatana ihanetten yargılanabilir" derken, aynı mahkemenin eski bir kararı dikkat çekti.

soL (HABER MERKEZİ) Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Kayıp Trilyon' davasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'özel evrakta sahtecilik' nedeniyle yargılanmasına hükmetmesi ile ilgili yorumlar sürüyor. Hükümete yakınlığıyla bilinen birçok gazetede çıkan yazılarda, Mahkeme'nin bu kararı "Ergenekon örgütünün planlarının" bir parçası olarak değerlendirildi.

Bu iddialar, Mahkeme Başkanı Osman Kaçmaz'ın YARSAV üyesi olduğu Ergenekon sanıklarından Kemal Kerinçsiz'in Kaçmaz için "Türkiyede böyle hakimler kaldı mı? Sarıldım öptüm adamı" dediği mahkeme sürecini başlatan Yargıtay eski üyesi Cahit Nalbantoğlu'nun da soruşturma çerçevesinde evi aranan Sabih Kanadoğlu'nun arkadaşı olduğu gibi iddialara dayandırıldı.

"Bu işin arkasında kesin Kanadoğlu vardır"
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun, daha önce Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi konusunda Anayasa'nın 102. maddesini yorumlayarak 367 milletvekili şartı koşmasına referansta bulunulan haberlerde, "Gül'ün seçilmesi engellenemezse daha sonra yargılanarak makamından indirilmesi" amaçlı bu "B planı"nın da Kanadoğlu tarafından hazırlandığı öne sürüldü.

TBB Başkanı Özok: Görevde iken yargılanamaz
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, bu konuların kamuoyu önünde tartışılmasının yargıyı ve Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratacağını söyleyerek "Cumhurbaşkanı görevde olduğu sürece bence yargılanamaz. Bu Abdullah Gül olduğu için ya da başka birisi için değil. O makamın korunması, kollanması ve üzerinde titrenmesi gereken bir kurum olduğu için. Orada ancak, vatana ihanetle yargılanabilir bir kişi. Ama bütün bunların değerlendirilmesi bize ait değil. Takipsizlik kararını kaldıran yerel mahkemenin vereceği bir karardır" dedi.

Akyol: Batı medeniyeti kararı hayretle karşıladı
Milliyet gazetesi yazarı Taha Akyol, "Üyesi olmak istediğimiz 'Batı medeniyeti'nin yayın organlarında Sincan kararı hayretle karşılandı" diye yazdı ve Gül için beş defa şüpheli ifadesi geçen bir karara imza attığı için Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ni siyasallaşmakla suçladı.

Taraf gazetesi ise, Sincan Mahkemesi'nin kararı değiştirilip ortadan kaldırılamaz ise Erdoğan'ın olası Cumhurbaşkanlığını tehlikeye düşürebileceği şeklinde bir habere yer verdi.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı ve eski adalet bakanlarından Şevket Kazan, kararı "abesle iştigal" olarak niteledi. Kazan, Saadet Partisi olarak Cumhurbaşkanı makamında kim olursa olsun, görevi süresince adi bir suçtan dolayı yargılanamayacağı görüşünü taşıdıklarını ifade etti ve Gül'ün cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren sorumsuzluk statüsüne geçtiğini söyleyerek mahkeme kararının Anayasa'nın hükümlerine aykırı olduğunu savundu. Kazan, işin "nezaket itibari ile de hoş olmadığını, bu durumun devletler arası ilişkilerde de Türkiye'nin yararına olmadığını" söyledi.

Aynı mahkeme: Görev sırasındaki eylemlerinden sorumlu tutulamaz
Öte yandan, Sincan 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin bir yıl önce, "görevini kötüye kullandığı, kılık kıyafet kanunlarına, Anayasa'ya ve mahkeme kararlarına aykırı hareket ettiği" gerekçesiyle Gül ve eşi hakkında yapılan başka bir soruşturma talebini reddettiği ortaya çıktı. "Evrakta sahtecilik" suçlaması Gül cumhurbaşkanı seçilmeden öncesine dönük olduğu için yargılama yolunu açan mahkeme, türbanla ilgili soruşturma talebini "Cumhurbaşkanı görevi sırasındaki eylemlerinden ötürü vatana ihanet dışında sorumlu tutulamaz" gerekçesiyle reddetmişti.