Erdoğan'dan tehlikeli ifadeler

Başbakan Erdoğan'ın bugün yaptığı konuşmada, son günlerde artan çatışmalarla ilgili konuştuktan sonra, müslüman Kürtleri direnmeye ve her şeyi devletten beklemeden kendi inisiyatifleri ile hareket etmeye çağırması, suların iyice kaynadığı şu günlerde Doğu'da başka bir cephenin de fitilini ateşlemek anlamına gelebilir.

Erdoğan partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmasında bir çok konunun yanı sıra son günlerde artan saldırı ve operasyonlarla ilgili olarak şu sözleri kaydetti "Benim Müslüman din kardeşim olan Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum: Bu mabedlerinizi roket atarlarla bombalayan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz? Bunlara karşı sizler de kalkıp bir direniş ortaya koyacaksınız. Bu, sadece bizim görevimiz değil. Bunu devlet, millet el ele yapmak durumundayız, beraber yapacağız. Bunu beraber yapıp, bunları yalnızlığa mahkum etmek durumundayız"

Ateşe körükle gitmek
Nerede ise her gün gelen ölüm haberlerinin bütün ülkeyi büyük bir gerginliğe sürüklediği şu günlerde halka yönelik böylesi konuşmaların sonuçlarını kestirmek mümkün bile değil. Özellikle gericiliğin kol gezdiği bölgenin bazı il ve ilçelerinde geçmişte de din üzerinden Kürtler karşı karşıya getirilmeye çalışılmış, bunu kolaylaştırmak adına da bölgede dinciliğin önü alabildiğine açılmıştı. Özellikle Hizbullah gibi islamcı kontr-gerilla hareketleri de böylesi bir toplumsallık içinde yetişmişti. Bugün ise özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi tarikat ve cemaatlerin en çok kol gezdiği bölgelerden biri.

Herkese suç ona serbest!

Kendisine muhalefet eden onlarca insanı içeriye atmak için kullanılan şu fıkralar düşünüldüğünde, Erdoğan'ın açıklamaları üzerine birileri harekete geçerse, kendisinin aşağıdaki maddeler ile yüzyüze gelip gelmeyeceği merak konusu:

TCK m.214. - (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK m. 216. - (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Sözlerinin "Sayın Başbakan sert konuşuyor" tepkilerin neden olduğunu da söyleyen Erdoğan, "Ciğerim yanıyor ciğerim. Neyin sertini konuşuyorum" diyerek kendini haklı çıkarmaya çalıştıysa da bugüne kadar mağduriyetleri yüzünden gerçekten ciğeri yanan öğrenci, işçi, köylü, emekli herkese AKP hükümetinin tarifesi aynı oldu: baskı ve tutuklamalar.

Tavırları safi tepkinin ötesine geçip siyasallaşmaya başlayanlara ise polis şiddeti ile yetinilmeyip genel olarak "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlığında toplanan Ceza Kanunu maddeleri ile gerekçelendirilen kamu davaları açıldı. Bunlardan bazıları TCK m. 214 "Suç işlemeye tahrik", m.215 "Suçu ve suçluyu övme", m. 216 "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama", m. 217-vd. "Kanunlara uymamaya tahrik".

Halkın dini duyguları üzerinden galeyana gelmesine sebebiyet verebilecek ve kan gölüne dönen doğuda bir cephe daha açılması anlamına gelebilecek olan bu açıklamaların sorumluluğunu, bu olaylar yaşandığı takdirde Erdoğan'ın bütün rahatlığıyla üzerine alıp alamayacağı ise büyük bir muamma.

(soL -Haber Merkezi)