soL (HABER MERKEZİ) Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriye, L&uumlbnan, &Uumlrd&uumln, Mısır ve Suudi Arabistan ziyaretlerini tamamlayarak T&uumlrkiye'ye d&oumlnd&uuml. D&oumln&uumlş yolunda İsrail'i eleştiren Erdoğan, herhangi bir yaptırımdan bahsetmedi.

İsrail'i &quotorantısız g&uuml&ccedil kullanmak&quotla eleştiren Erdoğan, Gazze'deki savunmasız insanların vurulmasının zul&uumlmden başka bir şey olmadığını belirtti. Rusya'nın G&uumlney Oset halkını korumak amacıyla G&uumlrcistan'a karşı başlattığı operasyon sırasında bir&ccedilok &uumllkenin tepkisiyle karşılaştığını s&oumlyleyerek, aynı hassasiyetin Gazze'ye de g&oumlsterilmesini istedi.

Gazze saldırısını &quotinsanlık trajedisi&quot olarak tanımlayan Erdoğan'ın dikkat &ccedileken temasları ise Mısır ve Suudi Arabistan oldu.

Her iki &uumllkeylede yaptığı g&oumlr&uumlşmeleri &quotolumlu&quot olarak değerlendiren Erdoğan, ateşkesi İsrail'in bozduğunu ancak Hamas'ın uyduğunu s&oumlyledi.

T&uumlrkiye'nin yaptırım i&ccedilermeyen tepkileri, &quottarafsız&quot g&oumlr&uumlnme ve b&oumllgeye yerleştirilecek uluslararası g&uumlc&uumln komutasını alma isteğine bağlanıyor. Arap basınında &ccedilıkan haberlere g&oumlre, Erdoğan, Arap &uumllkelerinin liderleriyle Filistin'e askeri g&uuml&ccedil yerleştirilmesini m&uumlzakere ediyor. Aynı kaynaklar, T&uumlrkiye'nin komuta etmeyi hedeflediği g&uumlc&uumln, Mısır gibi İran karşıtı ve Batı &uumllkeleri tarafından &quotolumlu&quot bakılan Arap &uumllkelerinin askerleri ile Avrupa &uumllkelerinin askerlerinden oluşmasının planlandığını belirtiyor.

T&uumlrkiye'nin İsrail'i eleştiren ancak yaptırım i&ccedilermeyen tavrı, Arap y&oumlnetimleriyle bu &uumllkenin sokaklarındaki İsrail karşıtlığı arasındaki &ccedilelişkiden duyduğu endişe olarak değerlendiriliyor.&nbsp Erdoğan, Gazze saldırısının Batı Şeria, L&uumlbnan, Mısır gibi &uumllkeleri hareketlendirmesinden kaygılı. Ge&ccediltiğimiz g&uumlnlerde Hizbullah lideri Nasrallah'ın Mısır halkını M&uumlbarek y&oumlnetimine karşı harekete ge&ccedilmeye &ccedilağırması ve bunun Kahire sokaklarında etkili olması, T&uumlrkiye'nin kaygılarını artırıyor.

T&uumlrkiye, &Uumlrd&uumln gibi Ortadoğu'da h&uumlkm&uuml olmayan y&oumlnetimlerle temaslarda bulunurken, İran'la sadece telefon g&oumlr&uumlşmelerini tercih ederek, ABD ve İsrail tarafından &quotyanlış anlaşılma&quotnın &oumln&uumlne ge&ccedilmeyi hedefliyor.

Haaretz gazetesi, İsrail kabinesinin, L&uumlbnan'ın aksine, Gazze'deki t&uumlm senaryolara hazırlıklı bir &ccedilekilme diplomasisine sahip olduğunu yazdı. Habere g&oumlre, ihtimaller arasında &quotGazze'de yenilgi&quot de bulunuyor ve T&uumlrkiye'nin s&oumlz konusu durumda harekete ge&ccedilmesi ve uluslararası g&uuml&ccedil &ccedilağrısı yapması &quotkuvvetle muhtemel&quot.

2006 yılında İsrail'in L&uumlbnan'a saldırısının ardından Erdoğan yine İsrail'e sert &ccedilıkmış, ancak bu &uumllkeyle ilişkiler olduğu gibi devam etmişti. T&uumlrkiye, İsrail'in istediği uluslararası g&uumlce katkı sunmuştu.

Osmanlı'dan gelen misyon...
Uzmanlar T&uumlrkiye'nin 2009'da Ortadoğu ile daha yakından ilgileneceğini belirtiyorlar. Suudi Arabistan temaslarının ardından bir gazetecinin &quotT&uumlrkiye'nin b&oumllgeye eskisine kıyasla neden daha fazla &oumlnem verdiği&quotni sorması &uumlzerine, Erdoğan'ın &quotBiz ge&ccedilmişte de &ccedilok ilgiliydik, bizim tarihten gelen bir misyonumuz var&quot demesi dikkat &ccedilekti.

T&uumlrkiye'nin 3 Eyl&uumll'de Cidde'de K&oumlrfez İşbirliği Konseyi ile imzaladığı mutabakat muhtırası belirli askeri konularda askeri ortaklıkların yapılmasınının &oumln&uumln&uuml a&ccedilıyor. Bu da Filistin'e yerleştirilecek olası bir askeri g&uumlc&uumln zemini olarak yorumlanıyor.