Economist'ten "hassas" bir Türkiye analizi

Economist dergisinin son sayısında, "hassas ve etkili" olarak tanımlanan Türkiye'nin dış politikasına ilişkin bir analizde, yine Yeni Osmanlıcı Türkiye'ye prim veren tezler işlendi.

İngiliz Economist dergisinin bu haftaki nüshasında yer verilen Türkiye'nin dış politikasına ilişkin bir analiz, Türkiye'nin "önem"ini masaya yatırıyor. "Türkiye'nin, eskiden Osmanlı hakimiyetinde olan topraklarda etkinlik kurmaya çalıştığı" tezini işleyen "Atalarının rüyaları" başlıklı makalede, birkaç topu eşzamanlı çevirmeye çalışan bir jonglör (hokkabaz) şeklinde karikatürize edilen Osmanlı kıyafetine bürünmüş Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan alınan görüşlere de yer veriliyor.

Economist, Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri iyi ender Müslüman ülkelerden biri olduğunu vurgularken, Türkiye'nin, ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyaret ettiği ilk Müslüman ülke olmasını da, "Türkiye'nin, bölgesinde ağırlığı olan bir ülke olduğu görüşüne dayandırdı.

Makalede, Türkiye kamuoyunun henüz bilmediği bir gelişme olarak, İran ile Batılı ülkelerin arasında tutuklama ve rehin alma olayları sonucu yaşanan diplomatik sorunların Türkiye'nin aracılığıyla çözüldüğü bilgisi de yer aldı.

Yeni Osmanlı AB'ye giremez mi?
"Türkiye'nin kurnaz dışişleri bakanı, her yerde hassas diplomasi izlemeyi hedefliyor" spotuyla verilen makalede, Davutoğlu'nun yaklaşımının, "sıfır problem" ve "stratejik derinlik" temellerine dayandığı ifade edilirken, söz konusu yaklaşımın Balkanlar, Güney Kafkasya ve Ortadoğu'da bir "Türk siyasi, ekonomik ve kültürel etkinlik bölgesi"ni öngördüğü belirtildi.

Bu yaklaşımın Türkiye'nin AB'ye katılma kararını etkilemediği ifade edilirken, Ahmet Davutoğlu'nun, "Fransa ile Almanya'nın Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karşı olmasına rağmen, Türkiye'yi üyelik açısından daha da 'çekici' hale getirdiği" yönündeki görüşüne yer verildi. Davutoğlu'nun, Kıbrıs görüşmelerinin ucu açık olmaması gerektiğini düşündüğü belirtilerek, Türkiye'nin hava ve deniz limanlarını Rumlara açmak için bu yılın Aralık ayına kadar vakti olduğuna, ancak "AB Kuzey Kıbrıs'a yönelik ticaret sınırlamalarını kaldırmadığı sürece Türkiye'nin limanlarının da Rumlara açılmayacağı" yönündeki ifadesine de yer verildi.

Makalede, Fransa'nın ve "Türkiye'nin diğer düşmanları"nın bu mevcut durumu, Türkiye'nin halihazırda sekiz faslın askıya alındığı AB'ye üyelik müzakerelerini tamamen dondurmak için bir gerekçe haline getirip getiremeyeceği sorusu yer aldı.

Türkiye, "önem"ini abartıyor mu?
Economist'te yayımlanan makalede, AKP hükümetinin, "Türkiye'nin Avrupa'ya olduğundan çok, Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu"nu düşünmekten hoşlandığı belirtildi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, iki hafta önce Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya arasında imzalanan ve Avrupa'nın Rus doğalgazına bağımlılığını azaltacağı belirtilen Nabucco boru hattı anlaşmasına "gururla" işaret ettiği aktarıldıktan sonra, kimi kaynakların, Türkiye'nin kendi önemini abarttığı şeklindeki görüşleri de vurgulanıyor.

Türkiye'nin enerji kartına gereğinden fazla güvenip güvenmediğine ilişkin bir sorunun ortaya atıldığı makalede, Türkiye'nin enerji rüyasının Azerbaycan'a mahkum olduğunun altını çizildi. İki müttefikin arasının, Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkileri başlatmak ve iki ülke arasındaki sınır kapısını yeniden açmak için hazırlanan taslak anlaşmanın geçtiğimiz Nisan ayında ilan edilmesiyle birlikte bozulduğu ve Azerbaycan'ın Türkiye'ye cevabının, bir doğalgaz satışı anlaşması imzalanması yoluyla Rusya ile yakınlaşması olduğu hatırlatılıyor.

Türkiye'nin, Azerbaycan'ın tepkisinin ardından Ermenistan'la yakınlaşma sürecini dondurmasının, müttefiki ABD ile ilişkilerini gölgelemesi olasılığına rağmen, Türkiye'nin stratejik önemine vurgu yapılarak, her koşulda Ermenistan karşısında kazanacağı belirtiliyor.

Irak'ta ABD taşeronluğu
Economist'te çıkan makalede ayrıca, Türkiye'nin stratejik öneminin, ABD askeri birliklerinin Irak'tan çekilmesi gündemiyle birlikte bir kez daha kanıtlandığı belirtildi. Kerkük başta olmak üzere, Araplar ve Kürtler arasındaki olası çatışmaları önleme misyonunu üstlenen Türkiye'nin, 2005 tarihli Irak seçimleri sürecinde, Iraklı Sünnilerin boykottan vazgeçip seçimlere katılmaları yönünde girişimleri olduğu ifade edildi. "Türkiye'nin ABD ile her düzeyde mükemmel ilişkilere sahip olduğu"nu vurgulayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, şimdi de, 2010 yılının Ocak ayındaki parlamento seçimlerine tüm Iraklı siyasi grupların katılmalarını sağlamaya yönelik lobi faaliyetleri yürüttüğü bilgisi verildi.

(soL-Haber Merkezi)