"Devlet çözüm istiyor, hükümette iş yok"

Bir dönem AKP’nin açılımından umuda kapılan, ardından gelen operasyonlarla çark eden PKK, son bir aydır “Devlet iyi, hükümette iş yok” tezine dönmüş durumda.

Bugüne kadar dillendirilen “çözümsüzlükte ısrar eden ve çözüm arayışında olan siyasilerin önünü kesen, onlara pranga vuran inkârcı devlet” tezi, son bir aydır PKK’de yerini tam tersi teze bırakmış durumda. Artık PKK liderlerine göre Öcalan’la müzakere içerisindeki devlet iyi, ancak çözümsüzlükten yana olan AKP kötü.

Bu pozisyonu en net olarak Abdullah Öcalan ifade etti. 4 Kasım’da avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada Öcalan, “Kimse AKP'nin oyununa gelmesin, devletin yaklaşımı AKP'den yani hükümetten çok daha olumlu bir durumdadır” dedi. Öcalan, AKP’nin amacının “kendi Hamas’ını yaratmak” olduğunu savundu.

Öcalan, bu tezin gerisinde yatan mantığı, “devletin çatı rolüne” onay vermeleri olarak niteleyerek şöyle açıkladı: “Biz çatı rolünde devlete karşı değiliz. Devlet uzlaşmacı, birleştirici, çatı rolünde olmalı ve hizmeti esas almalıdır. Devlet bir ideolojiye bağlı kalmamalıdır. Etnik-ırki, cinsiyetçi, dini, ideolojik olmamalıdır. Devlet politik oligarşinin-iktidarın-siyasi yapının rant aracı olmamalıdır. Kamuoyunun şu hususu net bir şekilde anlaması lazım. Şu anda devletin yaklaşımı olumludur ancak bir bütün olarak politik oligarşi, yani hükümet dahil muhalefet partileri CHP ve MHP çözümün önünde engel olarak duruyorlar. Siyasiler, CHP, MHP ve AKP daha çok sermaye, daha çok para, daha çok menfaat peşindeler.”

Abdullah Öcalan’la avukat sıfatıyla görüşen Aysel Tuğluk da 1 Kasım’da İmralı dönüşü yaptığı açıklamalarda bu tezi dile getirmiş, “(Öcalan) Devlet yetkileriyle çok ciddi ve önemli bir görüşme yaptığını ve bir nevi diyalog sürecinden müzakere sürecine geçildiğini ifade etti. Bununla bağlantılı olarak olumlu gelişmenin aslında devletin çözümden ve barıştan yana bir süreci devam ettirmek istediğini, ancak bu sürecin önündeki engelin siyaset olduğunu söyledi” demişti.

Karayılan: Devlet heyet gönderdi, AKP çözümsüzlüğü besliyor

Murat Karayılan, 8 Kasım’da ANF’de yayınlanan röportajında “devletin bir heyet göndererek, Önderliğin araya girmesini gelişen eylemleri durdurmasını ve çözüm sürecinin tartışılmasını önerdiğini” belirtti, bunun üzerine kendilerinin eylemsizlik ilan ettiklerini ancak sürecin giderek gerginleştiğini söyledi ve “Çünkü AKP hükümeti çözüm adımlarını atmamakta ısrarlı davrandığı gibi kullandığı üslup ve yöntemle çözüm değil, çözümsüzlüğü ve gerginliği beslemektedir” dedi.

Devletin iyi, AKP’nin kötü olduğu düşüncesinin yeni bir düşünce olması da dikkat çekiyor. Karayılan’ın 6 Ekim’de ANF’de yayınlanan açıklamalarında devlet ve AKP birlikte düşünülerek, bu ikisinin politikası “Varlığını kabul et, sırtını biraz sıvazla ama egemenliğine al politikasından başka bir şey değildir” olarak niteleniyor.

AKP: Görüşmeleri biz değil, devlet yürütüyor

Başbakan Erdoğan da 3 Kasım’da Kosova’ya hareket etmeden önce yaptığı açıklamalarda PKK ile hükümetin değil, devletin görüştüğünü vurguladı. AKP’nin PKK’yle görüşmediğini, daha önce bunu iddia edenler için “Bunu ispatlamazlarsa alçaktırlar” dediğini vurgulayan Erdoğan, görüşmelerin devlet kurumları tarafından yapıldığını yineleyerek, “Devletin kurumların tabii ki bu tür görüşmeleri yapar bu geçmişten beri hep yapılmıştır. Dün de yapılmıştır bugün de yapılıyor yarında yapılacaktır. Bunu tartışmasını yapmak anlamsızdır. Devlet bunun için vardır. Bir sorunu çözüme kavuşturmak istiyorsanız bu tür adımlar atılır. Atılmıştır, atılacaktır” dedi.

AKP’yle birlikte cemaat ve yandaş medya da karşıya alındı

Şimdiye dek liberallerin tezi, çözümsüzlüğü besleyen devlet karşısında ilk defa AKP’nin cesur politikaları sayesinde Kürt sorununda çözüm olasılığının gündeme geldiği şeklindeydi. Ancak PKK’nin yeni pozisyonu, geleneksel tezin tam tersine işaret ediyor.

Aslında Abdullah Öcalan da bu çelişkinin farkında olduğunu belli ederek, Turgut Özal gibi daha önce merkez sağın siyasi temsilcileri olan kişilerin aksine AKP’nin “samimi olmamasına” dikkat çekti. Öcalan, “8 yıldır AKP bizi oyalıyor, samimi davranmıyor. Bakın geçmişte benzer birçok süreç de yaşadık. Özal mesela daha samimiydi. Bu nedenle öldürüldü. Yine Erbakan bizimle daha ciddi, olumlu diyaloglar kurdu. Hatta Kıvrıkoğlu zamanında görüşenler daha samimiydiler. Ecevit de öyleydi. Ama etkisizleştirildiler” dedi.

PKK hareketi, bir dönem yakınlaştığı ve sıcak mesajlar verdiği Gülen cemaati ve yandaş basına da yükleniyor. Fıratnews’te son zamanlarda sıklıkla Zaman ve Taraf gazetesini eleştiren yazılar çıkıyor.

(soL - Haber Merkezi)