Denizde özelleştirme adım adım

İBB, İDO’yu özelleştirmek için ihaleye çıkıyor. Zarar eden hatları özelleştiren, vapurlarda alkol araması yapan, kanal 24’e yayın hakkını veren, şehir hatlarını kendi kuruluşuna ihale ile devreden İBB, deniz ulaşımında istediği gibi at koşturmaya devam ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi birkaç gün önce yayımladığı bir açıklamada, İstanbul Deniz Otobüsleri’ni özelleştirmek için bugün ihaleye çıkılacağını duyurdu. İDO'nun yüzde 100 oranındaki hisselerinin blok olarak satış yöntemi ile özelleştirileceği vurgulanan açıklamada, bu konudaki hazırlıkların tamamlandığı duyuruldu.

1987 yılında kurulan İDO'nun 18 hatta 25 deniz otobüsü, 10 hızlı feribot, 17 arabalı vapur ile 36 iskelede hizmet verdiği anımsatılan açıklamada, şehir hatlarının ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iştiraki olarak kurulan İstanbul Şehir Hatları Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye devredildiği hatırlatıldı. Bu devir işlemi sırasında yapılan ihale de çok fazla tartışılmıştı. İstanbul deniz ulaşımında son yıllarda yapılanlar, belediyenin ve AKP’nin bu konuda ne kadar rahat hareket ettiğini gözler önüne seriyor.

İstanbul Şehir Hatları’nın öyküsü
Yoğun bir deniz trafiğine sahip olan İstanbul’da TDİ’ye bağlı olan Şehir Hatları, deniz ulaşımının tek elden yönetilmesi amacıyla ve “daha iyi koordine edebilmek için” 2005 Mart ayında, İDO’ya devredildi. Bu devir işlemi o dönemde de çok eleştirilirken, AKP’li yöneticiler, bunun, kentin yönetimi için bir gereklilik olduğunu öne sürmüştü. Ancak birkaç ay önce yapılan bir ihale ile Şehir Hatları’nın farklı bir kuruma devredilmesi ve bunun ardından da İDO’nun özelleştirilmesi, AKP’lilerin bu gerekçeyi dile getirirken çok da samimi olmadığını gösterdi.

Resmi Gazete’de yayımlanmadan sadece mahalli gazetede yayımlanan bir duyuru ile Şehir Hatları ihalesini yapan İBB, bu sayede Şehir Hatları’nın işletmesini kendi iştirakı olan İstanbul Şehir Hatları Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye devretmişti. AKP’nin bu hamlesi, CHP’liler tarafından mahkemeye taşındı.

Mavi Marmara
Bir yandan İDO’yu özelleştirirken bir yandan da Şehir Hatları’nın işletmesini kendi iştirakına devreden İBB, yeterince kârlı olmadığını düşündüğü hatları da özel şirketlere devretmekte bir sakınca görmüyor. BU konuda en bilinen örnek Adalar-Bostancı hattı. Zarar ettiği gerekçesiyle Mavi Marmara Kooperatifi’ne kiralanan bu hatta özel şirketlerin çalışma tarzı, sefer sayıları gibi konular da çokça eleştiriliyor. Bunun yanı sıra bazı iskelelerin işlevsizleştirmesi, kafe ve restaurant olarak kullanıma sokulma planları da dikkat çekiyor.

Kazalar
Şehir Hatları’nın 2005’te İDO’ya devredilmesinin ardından personel alımları ile ilgili birçok eleştiri dile getirildi. Bu süre içerisinde yaşanan çok sayıda kazada yöneticilerin personel alımı konusundaki tercihlerine işaret edildi. Yöneticilerin bilimsel verileri dikkate alınmaması nedeniyle yaşanan kazaların önemli örneklerinden biri de Karaköy İskelesi’nin batmasıydı.

Kanal 24
Giderek daha fazla özelleşen, personel alımları gibi konularda daha keyfi davranılan İDO’da, dikkat çeken keyfi uygulamalardan biri de televizyon yayınıydı. Vapurlara ve iskelelere plazma televizyon alınmasında sponsor olan Kanal 24’e bu televizyonlardan yayın tekeli verildi. AKP’ye yakınlığı ile bilinen bir haber kanalının tüm vapurlarda kesintisiz yayın yapması yolculardan tepki alırken, İDO yönetimi bu konudaki sessizliğini sürdürüyor. Yine vapurlardaki, iskelelerdeki büfelerden Ülker ürünlerinin satılması da bu konuda dikkat çeken uygulamalardan biri.

Alkol araması
Şehir Hatları ve deniz otobüslerinde yaşanan keyfi uygulamalardan en dikkat çekicisi vapurda yapılan içki aramasıydı. Kabataş-Adalar seferi yapan vapurun, yolcuların içki içtiği öne sürülerek Kabataş'tan uzun süre kaldırılmadığı, başka bir vapurun gelip yolcuları almasından sonra Kınalıada'da polis tarafından içki araması yapıldığı geçtiğimiz Mayıs ayında basına yansımıştı.

(soL - Haber Merkezi)