Dekan Yusuf Devran'da daha ne numaralar varmış!

Marmara Üniversitesi’nde Dekan olarak göreve geldiği günden bu yana Ekşi Sözlük uzaklaştırması kadar ilginç başka işlere de imza attığı ileri sürülen Yusuf Devran’ın bu uygulamalarından bazıları, facebook üzerinden yorum yapan bir akademisyen ile tutuklu öğrencinin selam gönderdiği akademisyene soruşturma açmak oldu.

Marmara Üniversitesi’nde Mikail Boz’un Ekşi Sözlük yorumu sonrasında okuldan uzaklaştırılması kararının yankıları sürüyor. Marmara Üniversitesi’nde kısa sürede dekanlığa yükselen Yusuf Devran’ın uygulamalarını, Marmara Üniversitesi çalışanları ve Mikail Boz ile konuştuk. Boz dışında görüştüğümüz kişiler yoğun baskılar dolayısıyla isimilerinin haberde kullanılmasını istemedi. İddialara göre üniversitede adeta soruşturma, baskı ve kadrolaşma furyası var.

“Rektörlük ricasıyla önce Profesör sonra Dekan oldu iddiası”
İsmini açıklamak istemeyen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi çalışanı soL’a Devran’ın Dekan olmasının ardından yaşananları anlattı.

Marmara Üniversitesi’nde yaşananları anlamak için rektörlük seçimlerine bakılması gerektiğini söyleyen üniversite çalışanı, ikinci sırada yer alan Zafer Gül'ün rektörlüğe atanmasıyla her şeyin değiştiğini söyledi.

İddialara göre Marmara Üniversitesi’nin şimdiki dekanı olan Yusuf Devran’ın, Yeditepe’de Doçent kadrosundayken, Marmara’ya açılan Profesör kadrosuna gelmesi tamamen rektörlük ricasıyla gerçekleşiyor.

Ardından önce kısa sürede Bölüm Başkanı, sonra Dekan Yardımcısı, ardından Dekan olan Yusuf Devran, Marmara Üniversitesi’ne geldikten sonra kısa sürede inanılmaz bir yükseliş yaşıyor.

Ülkücü avukat “ders veriyor”
Üniversiteye geldiği günden bu yana ciddi bir kadrolaşma süreci uygulayan Devran’ın döneminde 20’den fazla üniversite çalışanı ve akademisyene soruşturma açıldı. Birçok akademik kadro ise istifaya zorlandı.

Üniversitede bu uygulamalar yaşanırken bir diğer yandan da, yeni hocalar ders vermeye başladı. Bunlardan birisi ise Ülkücü Avukatlar grubu üyesi de olan Ömer Osman Sur oldu. Sur, Devran’ın göreve gelmesiyle birlikte üniversitede Hukukun Temel Kavramları dersine girmeye başladı.

Facebook’tan da soruşturma
Yine üniversitenin uygulamaları üzerine konuştuğumuz bir diğer üniversite çalışanı, üniversitede çok ciddi bir kadrolaşma sürecinin yaşandığını dile getirdi.

Mikail’e verilen cezayla gündeme gelen Ekşi Sözlük uzaklaştırması dışında en az onun kadar ilginç bir diğer durum da iddiaya göre, Facebook üzerinden üniversite uygulamalarına tepki gösteren bir akademisyene soruşturma açılması oldu. Soruşturma sürdüğü için akademisyenin kimliğini veremeyeceğini belirten üniversite çalışanı, üniversitede baskının üst boyutlarda olduğuna dikkat çekti.

İletişim Fakültesi çalışanının Hemşirelik Fakültesine sürgünü
Marmara İletişim’in yeni Dekanı Devran’ın okula geldikten sonra çalışmak istemediği birçok isim okuldan sürüldü. Bu uygulamalara iki örnek ise, üniversitede teknik bölümde çalışan iki uzmandan birisinin, Kartal’da bulunan Hemşirelik Fakültesine fakülte sekreteri olarak atanması, diğerinin ise Beden Eğitimi Yüksek Okulu Kütüphane sorumlusu olarak atanması oldu.

Cezaevindeki öğrencinin selamı üzerine soruşturma iddiası
Marmara Üniversitesi’nde Yusuf Devran ile gelen bir diğer uygulamanın ise hemen tüm araştırma görevlileri üzerinde uygulanan soruşturmalar olduğunu belirtiliyor. Bu konuda Marmara’da yaşanan ilginç bir örnek ise şöyle: Bilindiği üzere tutuklu öğrencilerin sınava girme hakkı bulunuyor. Bu şekilde cezaevinde sınava giren bir öğrencinin, sınav görevlisi akademisyene, üniversite hocalarından birine selam söylemesini istemesi üzerine bu konuyu öğrenen Dekan Devran, selam gönderilen akademisyen hakkında "solcu öğrencilere aşırı yakın" diyerek soruşturma başlattı.

"Küçük bir Türkiye modeli"
soL’a, Devran'ın Dekan olmasının ardından bu tip uygulamaların arttığı bilgisini veren Marmara Üniversitesi çalışanları, Devran’ın Türkiye’nin bütününde yaşanan olayların benzerini İletişim Fakültesi’nde uygulamaya çalıştığını söyledi. Bu uygulamalarla Devran’ın küçük bir Tayyip Erdoğan gibi davrandığını belirten üniversite çalışanı, İletişim Fakültesi akademik kadrosu üzerinde istenmeyen kimi isimlere sürekli baskı yapıldığını ileri sürdü.

Mikail konusunda geri adım mı atılıyor?
Bu arada üniversitenin okuldan bir dönem uzaklaştırdığını yazıyla ilettiği Mikail Boz, kendisinin bugün saat 11.30’da Fakülte Dekan Yardımcısı ile görüşeceğini dile getirdi.

Görüşmenin ardından kendisi hakkında alınan kararın geri alınabileceğini belirten Boz, yaşanan uzaklaştırma olayının bir İletişim Fakültesi öğrencisi için kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Üniversitenin uzaklaştırdığı Boz, “Biz geleceğin gazetecileri ve televizyoncuları olacağız. Bizim işimiz sorgulamak, eleştirmek ve yanlış olanların düzeltilmesini istemek. Tüm bunları dile getirdiğimiz için ceza alıyorsak boşu boşuna bu fakültede öğrencilik yapıyoruz” dedi.

"Mikail’e bu yazıyı kim yazdırdı"
Fakültede savunması alınan Mikail’e, bir öğrenci düşüncesini özgürce ifade edemezmiş gibi sürekli biçimde, “sana bu yazıyı kim yazdırdı” diye soruldu. Üstelik Dekan Devran, Mikail’e bu görüşmede kendisini tanıyıp tanımadığını ve onu okuldan attırabileceğini söyledi.

Yani özgürce düşüncesini ifade eden bir öğrencinin yazısı üzerine bir öğrenciyi savunmaya çağıran Dekan Devran, üstelik bu savunmada öğrenciye açıkça baskı kurdu.

Üniversite hayatı boyunca yazları çalışıp, biriktirdiği parayla okuduğunu kaleme aldığı bir mektupta dile getiren Boz şunları ifade etti:

“Üniversite benim için salt bir diploma alma yeri değildir. Okumak için alınteri döktüğüm, işçi olarak çalıştığım, sinema üzerine incelemeler yapmak istediğim bir bilim yuvasıdır. Yüksek Lisans yaparak eğitimime devam etmek istediğim için aldığım bu uzaklaştırma akademik olarak da bana etkisi olacak bir cezadır. Eğitim görmek benim için geceleri askerdeyken ders çalışmaktır. Eğitim giderlerini karşılamak için yazın konfeksiyonda çalışmaktır. Bunları Fakülte Yönetim Kurulu da bilmektedir. Savunmamda anlattım.”

Mektubunda üniversitedeki atama usulüne de tepki gösteren Boz, bilim yuvası olarak adlandırılan bir kurumun yöneticisinin, kimsenin fikri alınmadan göreve getirilmesini doğru bulmadığını dile getirdi.

(soL - Haber Merkezi)