Davos şovundan geriye ne kaldı Türkiye İsrail ilişkilerinde yeni dönem mi?

Son günlerde yaşanan birtakım gelişmeler, Mavi Marmara baskını ve Erdoğan’ın Davos çıkışı sonrasında tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşayan Türkiye İsrail ilişkilerinin uzun olmayan vadede normalleşeceği ve yerini önemli işbirliklerine bırakacağını gösteriyor.

Mavi Marmara olayı ve Erdoğan’ın meşhur Davos çıkışı sonrasında “rayından çıkan” Türkiye-İsrail ilişkileri, Türkiye’nin bölge halklarının lideri olma ve Ortadoğu’yu Sunni eksende dizayn etme politikası ile iyice gerilmiş, kopma noktasına gelmişti. Türkiye’nin ilişkilerin normalleşmesi için öne sürdüğü, Mavi Marmara baskını için tazminat ve özür taleplerine İsrail’in ayak diremesi ile anlaşma zemininin ortaya çıkması iyice güç hale gelmişti.

Ancak son günlerde konuşulan kimi gelişmeler, uzun olmayan bir vadede İsrail ve Türkiye ilişkilerinin normalleşeceği, hatta yerini önemli işbirliğine bırakacağı yönünde sinyaller veriyor.

Mavi Marmara krizi aşılıyor
Radikal yazarı Deniz Zeyrek bu hafta konuyla ilgili iki yazı kaleme aldı.

Zeyrek’in, 17 Şubat tarihli köşesinde yeniden Başkan seçilen Obama’nın Türkiye İsrail ilişkilerinin düzelmesi yönünde irade koyacağını belirtmesi dikkat çekti. Zeyrek, Obama yönetiminin Filistin sorununun çözümünü önceleyeceğini, bunun için İsrail-Türkiye ilişkilerine de el atacağını iddia ediyor.

Obama’nın tekrar başkan seçildikten sonra İsrail’e sahip çıkan konuşmaları, ilk yurtdışı ziyaretini bu ülkeye yapacak olması gibi gelişmeler hatırlandığında bu iddia akla yatkın görünüyor.

Deniz Zeyrek bugünkü yazısında ise Türkiye’nin ısrarla üstünde durduğu “özür” meselesinin de çözülmek üzere olduğunu belirtiyor. Buna göre İsrail “Operasyon hatalarından dolayı” özür dileyecek. Türkiye’nin de bu formüle sıcak baktığı belirtiliyor.

Zeyrek eline geçen bir diplomatik analize dayandırdığı değerlendirmelerinde şu ifadeleri kullanıyor:

“… Türkiye Gazze ambargosuyla ilgili şartını düşürebilir. Nitekim Ankara’nın Gazze’de inşa ettirmek istediği hastanenin inşaat materyallerinin geçişine İsrail tarafından izin verildi. (Daha önce bir İsrailli diplomat Katar Emiri’nin Gazze ziyaretinde Filistinlilerin “Gazze ambargosu bu ziyaretle fiilen bitmiştir” dediğine dikkat çekmişti.)

Tazminatta anlaşma sağlandı. İsrail ölenlerin yakınlarına ve yaralananlara tazminat ödeyecek.

Çözümün önünü tıkayan özür meselesinde de uzlaşma yakın. Özür formülü ‘Operasyonel hatalar yapıldı’ ifadesine dayandırılacak ve İsrail devleti sadece operasyon hatalarından dolayı mağdurlardan özür dileyecek.”

Çok önemli doğalgaz projesi
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir başka gelişme ise İsrail - Türkiye ilişkilerinin normalleşmeye hatta önemli işbirliklerine girilmeye başlandığına dair çok önemli veriler sunuyor.

İsrail merkezli Haaretz gazetesinin 14 Şubat tarihli haberine göre Türkiye ile İsrail milyar dolarlık bir doğalgaz anlaşmasının eşiğine gelmiş durumda. Akdeniz'deki İsrail gazını Türkiye ve Avrupa'ya satmak için Türkiye üzerinden geçecek doğalgaz boru hattı projesi için müzakerelerin yürütüldüğü belirtilen haberde iki ülkeden hükümet yetkilileri ve iş dünyası temsilcilerin olduğu birer delegasyonun Türkiye'de gizli görüşmeler gerçekleştirdiği belirtiliyordu. Projenin maliyetinin ise 2 milyar dolar olacağı söyleniyor.

Zorlu Grubu'nun son aylarda doğalgaz boru hattı konusunda İsrail yönetimini ve Leviathan gaz sahası ortaklarını ikna etmeye çalıştığı belirtilirken, üzerinde konuşulan plana göre, Leviathan gaz sahasından Türkiye'nin güney kıyısına döşenecek boru hattının yıllık 8 ila 10 milyar metreküp gaz taşıması öngörülüyor.

Enerji Bakanı Taner Yıldız ise bu planlara dair “görüşülebilir ancak siyasi şartların olgunlaşması gerekiyor” minvalinde konuştu. Siyasi şartların ise olgunlaşmaya başladığına kuşku yok.

Bu projenin İsrail için ne kadar önemli olduğunu tahmin etmek de güç değil.

ABD’nin desteği ile İran’a alternatif
Bu gelişmelerle birlikte ABD’nin baskısı ile zora giren Türkiye’nin- İran doğalgaz trafiğini de hatırlamak gerekiyor. Türkiye ile ABD İran doğalgazı üzerinde anlaşmazlık yaşıyor. Türkiye bir süredir İran’dan aldığı doğal gazı altın ile ödüyor, altını da “ihraç malzemesi” olarak göstererek ihracat rakamlarına yansıtıyordu.

ABD 6 Şubat’ta doğalgazın karşılığının değerli metallerle ödenmesine karşı yaptırımlarını uygulamaya başladı. ABD’li bir diplomat 26 Şubat’ta Alma Ata'da yapılacak İran'la nükleer konusundaki görüşmeler öncesinde İran uranyum zenginleştirmeyi bırakırsa yaptırımı gevşeteceklerini söyledi.

Türkiye’nin tam bu sıralarda İsrail ile doğalgaz projesi üzerine görüşmeler yürütmesi son derece önemli. ABD’nin de Avrupa için alternatif bir doğalgaz yoluna hayırhah bakacağı ortada.

Düzelmeye muhtaç ilişki
Sonuç olarak bölgede Türkiye İsrail geriliminin daha fazla bugüne kadarki seyri ile devam edemeyeceğini gösteren gelişmeler yaşanıyor. Söz konusu enerji planları ve oluşan yeni siyasi konjonktür Türkiye - İsrail ilişkilerinde de yeni bir döneme işaret ediyor.

“Arap Baharı” sürecinin ilk evresinde ABD tarafından tolere edilen Türkiye - İsrail gerginliği, ABD’nin devreye girmesi, yeni siyasi konjonktür ve Türkiye’nin, kendisini bölge lideri olma pozisyonunda beklerken bunun çok uzağında bulması sonucu, revize edilmeye mahkum görünüyor.

Volkan Algan (soL)