Daha hızlı, daha hızlı

AB'nin Türkiye'deki savunuculuğunu ve gözetmenliğini yapan iki vakıf AKP hükümetini AB sürecinde yeterince "iyi" ve "hızlı" olmamakla eleştirdi. III. Ulusal Program hakkında görüşü istenen Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) taslağı yetersiz bulmuş, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) da müzakerelerde daha hızlı olunmasını istiyor.

soL (HABER MERKEZİ) AKP hükümeti AB'yi yeniden gündemin ilk sıralarına yerleştirir ve AB'ye "uyum süreci"nde somut adımlar atılacağı garantileri verirken, AB'nin Türkiye'deki savunuculuğunu ve gözetmenliğini yürüten "sivil toplum kuruluşları" hükümetin AB mesaisinden hoşnut olmadıklarını açıkladılar. III. Ulusal Program taslağı hakkında görüşlerini bildiren Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) taslağı "ruhsuz" bulmuş. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) da birkaç gün önce bir basın bildirisi yayınlayarak hükümetin AB sürecini "ağırdan aldığı" eleştirisinde bulunmuştu.

AKP hükümeti, AB ile müzakere sürecinde III. Ulusal Program taslağının hazırlanmasının ardından taslağın bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarına dağıtıldığını ve bunlardan görüş beklendiğini bildirmişti. Hükümetin taslak hakkında görüş istediği sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'ne gönderdiği değerlendirmesinde taslaktan "memnun kalmadığını" açıkladı.

"Teknokratik ve formalite"
TEPAV'ın AKP hükümeti tarafından hazırlanan III. Ulusal Program hakkında, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'ne gönderdiği değerlendirmede "AB Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı taslak metninin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde (KOB) ifadesini bulan temel öncelikleri karşılama bakımından yetersiz kaldığı saptanmıştır" deniliyor ve taslağın bütüncül ve reformcu bir zihniyeti yansıtmak yerine teknokratik ve formalite niteliğinde düzenlemeler içerdiği belirtiliyor.

III. Ulusal Program taslağı'nın, AB müzakere sürecinin Türkiye tarafından yeterince içselleştirilmediğini gösterdiği görüşünü ileten TEPAV, 2003 yılında kabul edilen II. Ulusal Program'da planlanan adımların yüzde 60'ının gerçekleştirilmemiş olmasının da bunun göstergesi olduğunu ifade ediyor.

TEPAV'ın değerlendirmesinde hükümete önerileri de yer alıyor. Bunlardan biri Türkiye-AB sürecinin daha verimli yürütülebilmesi amacıyla Dışişleri Bakanlığı ve baş müzakerecilik konumlarının birbirinden fiili olarak ayrılması önerisi, diğeri de hükümet tarafından oluşturulan Reform İzleme Grubu ile eşgüdüm içinde çalışacak bir "Sivil Toplum İzleme Grubu" oluşturulması.

"AB süreci derin dondurucuda"
İktisadi Kalkınma Vakfı da 26 Eylül'de Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Kabaalioğlu imzasıyla yayınladığı bildiri ile hükümeti AB sürecinde daha kararlı ve hızlı çalışmaya çağırmıştı. "Türkiye'nin AB katılım süreci bir süreden beri derin dondurucuya girmiştir" tespiti ile başlayan bildiride "Hükümete çağrımız üçüncü ulusal programın hazırlanması ile yeni bir dönemece giren reform ve uyum sürecini hızla hayata geçirmek ve bunun yanında AB ile diplomatik temaslara hız vererek AB üye devletlerinin siyasi liderlik ve kamuoyu düzeyinde ikna edilmesini sağlamaktır" deniliyordu.

Meclis açılışının gündeminde AB vardı
Diğer yandan, "sivil toplum kuruluşları" tarafından yeterince cevval davranmadığı için eleştirilen AKP'li yetkililer tarafından, yeni yasama yılında AB sürecine hız verileceği ve somut adımlar atılacağı yönünde açıklamalar yapılıyor. AB sürecinin öncelikli gündemler arasında yer aldığı dün yapılan meclis açılışında da Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı tarafından dile getirildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuşmasında AB ile devam etmekte olan tam üyelik müzakerelerinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini temin etmenin toplumun önceliği olması gerektiğini vurguladı ve "Müzakerelerin başarıyla sonuçlanması ise, ülkemizin bu süreci partiler üstü bir anlayışla sahiplenmesine, çok sayıda reformu kısa bir zaman dilimine sığdırmasına bağlıdır. Siyasi kriterler alanında atılacak adımlar sadece bir mevzuat değişikliği olarak algılanmamalıdır. Bunlar aynı zamanda bir zihniyet değişimini beraberinde getirmelidir" diye konuştu.

Konuşmasında benzer bir değerlendirme yapan Meclis Başkanı Köksal Toptan da Meclis'in bugüne kadar AB'ye tam üyelik yolunda üzerine düşen görevleri kararlılıkla yerine getirdiğini savundu. Meclis'in geçen yasama döneminde AB uyum yasaları başta olmak üzere, bir çok konuda işbirliği ve uzlaşma örnekleri vererek, başarılı çalışmalar ortaya koyduğunu, AB ile müzakere yolunu açtığını ifade eden Toptan, aynı işbirliği ve uzlaşmanın, içinde bulundukları dönemde de sağlanabileceği kanaatinde olduğunu dile getirdi.