Böyle suçlamalar oldukça... hepimiz teröristiz!

Son 10 yılda dünya genelinde terör suçundan hüküm giyenlerin üçte birinin Türkiye’den olmasına şaşırmamak gerek. Öyle sebeplerle vatandaş "terörist" ilan ediliyor ki, Türkiye'de neredeyse hepimiz teröristiz!

ABD ajansı Associated Press (AP) tarafından yapılan araştırma 10 yılda dünya genelinde terör suçundan hüküm giyen 35 bin 117 kişinin 12 bin 897’sinin Türkiye’den olduğunu ortaya koydu. Türkiye üçte birlik oranla terörden yargılanan kişi sayısında “dünya lideri”. Milyarlık nüfusa sahip Çin’i bile geride bırakan Türkiye, son on yılda yaklaşık 13 bin mahkumiyet kararı ile dünya kamuoyunu şaşırttı. Ancak ülkemizde kişilerin yalnızca pankart açmak, yürüyüşe katılmak, kitap yazmak gibi eylemlerden terör örgütü üyeliğiyle yargılandığı düşünülürse rakamlar hiç de şaşırtıcı değil.

AP, haberinde Türkiye’deki yargılama süreçlerine dair bir örnek de verdi. Haberde, Naciye Tokova isimli okuma yazma bilmeyen bir Kürt annenin "Ya özgür önderlik ve özgür kimlik ya da direniş ve intikam" yazılı pankarttan 7 yıl hapis cezası alması örneğine yer verildi.

AP, haberinde tek bir örnek vermekle yetindi ancak ülkemizde bu tarz absürd terör suçlamalarının sayısı azımsanmayacak kadar çok. İşte bazı örnekler:

Puşi taktığı için 18 aydır F tipinde

Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül, geçtiğimiz yıl otobüs beklerken gözaltına alını tutuklanmıştı.

18 aydır tutuklu olan Kırmızıgül, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 18 aydır tutuklu bulunuyor. Bir markete Molotof kokteyl atılması ile ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan Kırmızıgül’ün tutuklanmasına kanıt olarak boynuna taktığı "puşi" gösteriliyor.

Olay yeri yakınındaki tanıklar Kırmızıgül’ü hiç görmediklerini söyleseler de adalet sisteminin görgü tanıklarının ifadelerinden çok “puşi”yi dikkate aldıkları görülüyor.

4 ayrı terör örgütüne üye olmaktan tutuklandılar
Ankara’da beş üniversite öğrencisi, "ülkücü bir öğrenciyi dövmeyi planlamaktan" gözaltına alınmış, dört ayrı terör örgütüne üye olmak suçuyla tutuklanmıştı.

Ankara’da gözaltına alınıp 3 gün içinde cezaevine gönderilen beş öğrenci, PKK, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi (DHKP-C), Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist (TKEP-L), Maoist Komünist Parti (MKP) isimli dört ayrı örgüte üye olmakla suçlanıyor. Öğrenciler aylardır cezaevinde tutuklu yargılanıyor.

Hopa eylemlerine katılanlar da F tipinde
Emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun polis tarafından öldürülmesi ile Hopa’da çıkan olaylarda gözaltına alınan Halkevleri ve ÖDP üyesi çok sayıda kişi de terör örgütü üyesi olmakla suçlanmıştı. Dava terör kapsamından çıkarılmasına karşın bu kişiler aylardır tutuklu yargılanıyor.

Hopa’da yaşanan olayları Ankara’da protesto etmek amacıyla toplananlara yapılan polis müdahalesi sonrasında da pek çok kişi gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Tutuklamaların son örneği ise ODTÜ Felsefe bölümü öğrencisi Cüneyt Çakır olmuştu. Ağustos ayında tutuklanan Çakır, Türkiye Komünist Partisi üyesi olmasına karşın terör kapsamında Sincan F Tipi Cezaevi’ndeki tek kişilik hücresinde tutuklu yargılanıyor.Ankara’daki olaylara ilişkin iddianame henüz yazılmadığı için Ankara’dakiprotestolarda tutuklananlar hala “terör örgütünü destekleyici eylemde bulunmak”la suçlanıyor.

“Parasız eğitim” pankartı da tutuklama sebebi
Başbakan Erdoğan’ın katılımıyla 14 Mart 2010'da yapılan Roman Çalıştayı sırasında, çalıştayın düzenlendiği bina önünde yapılan protesto gösterilerinde "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" pankartı açan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer isimli öğrenciler de gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Berna ve Ferhat tam 18 aydır tutuklu yargılanıyor.

Her yıl onlarca çocuk tutuklanıyor
İnsan Hakları Derneği’nin her yıl yaptığı araştırmalar eylemlere katıldıkları için tutuklanan çocukların sayısını gözler önüne seriyor.

Diyarbakır İHD, 2010′da ve 2011′in ilk dört ayında 638 çocuğun gözaltına alındığı, bunlardan 211′inin tutuklandığı açıklamıştı. Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) Şubat ayında değiştirilmesiyle , bir hafta içinde 75 çocuk gözaltına alınmış, bunlardan 55'i tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Eyleme katıldı, aylarca yattı
2006 yılında, 19 Aralık katliamının yıldönümü nedeniyle düzenlenen bir basın açıklamasına katılan Türkiye Komünist Partisi üyesi Kader Şahin, basın açıklamasının ardından tutuklanmıştı. Hiçbir delil ortaya konmadan tutuklanan Şahin’in üzerinden TKP kimliği çıkmasına rağmen, adı bile olmayan bir "yasadışı terör örgütü"ne üye olmakla suçlanmıştı. Şahin, bir yılı aşkın süreyle cezaevinde kalmıştı.

Pınar Sağ da yargılanıyor
Halk müziği sanatçısı Pınar Sağ ve aynı davadan yargılanan Mehmet Özcan'a, Tunceli'de düzenlenen açık hava toplantısında, terör örgütü ve kurucusunu övdükleri gerekçesiyle hakkında dava açılan 10'ar ay hapis cezası verilmişti.
Karar duruşmasına, haklarında “suç ve suçluyu övmek”, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açılan Pınar Sağ’ın “terör suçu” ise İbrahim Kaypakkaya’yı övmek.

SDP yöneticileri de “terör suçlusu”

SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ve parti yöneticilerinden Günay Kubilay, Ecevit Piroğlu, Ulaş Bayraktaroğlu ve Özgür Cafer Kalafat, Devrimci Karargah terör örgütü üyesi olmak suçundan aylarca tutuklu yargılandı. Yasal bir parti olan SDP’nin eylemlerine yönelik telefon konuşmalarının bile kanıt olarak gösterildiği dava dosyasında oldukça absürd deliller ve iddialar bulunuyordu.

Barış günü eylemlerinde polise mukavemet

Bu tür suçlamalara verilebilecek son örnek ise birkaç gün önce düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü eylemlerine katılıp olay çıkardıkları için 63 kişinin terör örgütü propagandası yapmak suçundan göz altına alınması. Eylem günü gözaltına alınan 63 kişinin 54’ü tutukluluk istemiyle mahkemeye sevk edilmişti. Bugün ise bu 54 kişiden 35’inin terör örgütü üyeliği ya da terör örgütü propagandası yapmak suçundan tutuklandı bildirildi.

Gazeteciler “terör örgütü üyesi”
Bilindiği gibi OdaTV soruşturması kapsamında … gazeteci tutuklandı. Tutuklanan gazeteci ve yazarlar “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak” suçundan aylardır tutuklu yargılanıyor. Tutuklananlar arasında Yalçın Küçük, gazeteci Ahmet Şık, Nedim Şener, gazeteci yazar Soner Yalçın ve ODTÜ Araştırma Görevlisi Coşkun Musluk da bulunuyor.

Örneğin Musluk, Yalçın Küçük ile teması ve Oda Tv’ye yazdığı yazılar sebebiyle “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak” suçundan aylardır tutuklu.

Ancak ülkemizde yazı yazmak bile terör örgütü faaliyeti olarak algılanırken, onlarca cinayetten hüküm giymiş kişiler serbest bırakılabiliyor. Bilindiği gibi Musluk’un ve diğer Odatv yazarlarının terör örgütü üyesi olmakla suçlandığı günlerde ise 156 cinayet ve 80 yaralama olayından yargılanan Hizbullah terör örgütü üyesi Edip Gümüş serbest bırakılmıştı.

(soL - Haber Merkezi)