Başbakan yazarlarla buluştu

'Demokratik açılım' kapsamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yazarlarla buluştu. Bakan Çelik mazereti olup katılamayan yazarlar hakkında açıklama yaptı, "yazarların toplantıyı protesto etmesi gibi birşey yok" dedi.

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yazarlarla birlikte toplantıya katıldı. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik AKP kanadından toplantıya katılan isimler.

Erdoğan'ın toplantı öncesi konuklarıyla tek tek tokalaşarak "Hoş geldiniz" derken, toplantıya Alev Alatlı, Gani Müjde, Elif Şafak, Mehmet Metiner, Kürşat Başar, Etyen Mahçupyan, Doğan Hızlan, Ahmet Turan Alkan, Refik Erduran, Mario Levi, Leyla İpekçi, İskender Pala'nın da aralarında bulunduğu 50'nin üzerinde yazar katıldı.

"Protesto yok, mazeretleri var"
Toplantının girişinde konuşan Hüseyin Çelik ise "Bazı yazarların buluşmayı protesto ettiği" iddialarına 'açıklık' getirdi. Yaşar Kemal'in daha önce süreci Beşir Atalay'la 4 saat süren bir görüşmeyle değerlendirdiğini, bu yüzden kahvaltıya katılmadığını belirten Çelik, Orhan Pamuk, Adalet Ağaoğlu, Oya Baydar ve Selim İleri'nin de mazeret bildirdiğini kaydetti. Ahmet Altan'ın süreci desteklediğini ancak prensip olarak böyle toplantılara katılmadığını söyleyen Çelik, pek çok yazarın da İzmir kitap fuarında olduğunu bu yüzden toplantıya katılamadığını açıkladı.

"Popülizm yapmıyoruz, sessiz devrim gerçekleştiriyoruz"
Yazarlarla yapılan kahvaltıdan bir konuşma yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, konuşmasına bu tür toplantıların popülizm amaçlı halkla ilişkiler çalışması olarak değerlendirilmemesini isteyerek başladı. Erdoğan, AKP olarak ülkenin sorunlarının çözümü konusundaki engelleri kaldırdıklarını ve sessiz devrim niteliğindeki reformları hayata geçirdiklerini söyledi:

"Ülkemizin can alıcı, can yakıcı, yürek burkucu meselelerini gündeme taşımayı, yıllardır konuşulan ama çözülemeyen, artık kronik bir hal alan sorunlarını masaya yatırmayı, en geniş mutabakatla bu sorunları artık hal yoluna koymayı samimiyetle arzuluyoruz. Onlarca yılın önümüze koyduğu meseleler, bugün ülkemizin ve milletimizin gelişiminin önünde engel teşkil ediyor. Enerjimizi ve kaynaklarımızı heba ediyor. Son dönemde sessiz devrim olarak adlandırılan önemli reformları hayata geçirdik ve geçirmeye de devam ediyoruz."

Son dönemde devlet yönetiminde ciddi bir paradigma değişikliği yaşandığını belirten Erdoğan, "Anlayışların bir bir değiştiğine şahit oluyoruz. Can yakıcı bir kısım sorunlarımız hala devam ediyor. Bunlarla ancak güç birliği yaparak baş edebiliriz. İnsanımızın canını yakan bu meseleler, Türkiye'nin kaderi değildir. Demokratik açılımın özellikle kapsamında etnik grupların, inanç ve mezhep gruplarının, azınlıkların her türlü farklılığın meselesine el atıyor, temel sorun alanlarını rahatlatmayı amaçlıyoruz. Bunun içinde ekonomik sorunlar da yer alıyor" dedi.

"Burada torna tezgahı yok"
Ülkenin, halkın ve aydınların büyük travmalar atlatmış olduğunu savunan Başbakan Erdoğan, konuşmasında katledilen yazarları sayarak, memleket meselelerine bakışları, siyasi anlayışları ve düşünceleri farklı olan bu isimlerin kelimeleri, aşkları, sevdaları ve kaderlerinin aynı olduğunu söyledi.

"Bu aziz millet, kardeşliğini her şeyin üzerinde tuttu. Karanlık senaryolar milli iradeyi bozmak için devreye konuldu. Bu toprakların mayası, farklılıkları yok sayan değil, zenginlik olarak gören bir anlayış üretmiştir. Bu ülkede tek tipçilik, hoşgörüsüzlük zorlamadır" diyen Erdoğan, toplantıya yazarların AKP'ye karşı oldukları için katılmamalarının kendilerini inciteceğini belirterek, "buradan çıkışta torna tezgahı yok" dedi:

"Bir kalemin sahibi, 'ben AK Parti'ye kökten karşıyım, onun için o davete katılmıyorum' derse, bu bizi incitir. Zaten sıkıntı burada. Burada bu kahvaltıda bulunmak kimseye bir şey kaybettirmez. Konuşabildiğimiz kadar konuşuruz, dönüşte hiçbir zaman kimsenin geleceğe yönelik iradesi, tavrı değişsin, böyle bir şey yok. Buradan çıkışta bir torna makinası yok."

"Siyasetin dili ile sanatın dili farklı"
Erdoğan konuşmasında ayrıca, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda önemli ilerlemeler yaşandığını ancak eksikleri olduğunu da kabul ettiklerini belirtti: "Kastı aşıp, yanlış anlaşıldığımız zamanlar olabilir. Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda adımlar attık. Bir çok yasalar değiştirdik. Eksiklerimiz var tabi. İfade özgürlüğü ne kadar daraltıldıysa kronik meselelerimiz o kadar ağırlaşmıştır. Düşünürler o kadar baskı altına alındıysa, Türkiye o kadar geri gitmiştir."

Amaçlarının yazarların tecrübe ve fikirlerinden azami ölçüde faydalanmak olduğunu söyleyen Erdoğan, "Değişirken devam eden bir dönemden geçiyoruz. Birlikte kardeşçe yaşamak için somut adımlar atıyoruz. Bu milletin huzuru için kalem oynatan herkesin hatıramızda ve gönlümüzde bir yeri var. Yazar, bir toplumun şuurudur. Yazar, tüm sanatçılarımız gibi görülemeyeni gören, duyulamayanı duyandır. Söz uçar, yazı kalır. Bugün bizi hep birlikte biz yapan, o eşsiz sanat eserleridir. Amacımız sanatçılarımızla, yazarlarımızla iktidar arasında bir köprü kurmak değil, amacımız içinden geçtiğimiz hassas süreçte yazarlarımızın tecrübe ve fikirlerinden azami derecede istifade edebilmek" şeklinde konuştu.

(soL-Haber Merkezi)