Başbakan Erdoğan'dan ilk açıklamalar

Başbakan Erdoğan, 3 bakanın istifası ve Bakan Bayraktar'ın istifa çağrısı sonrası ilk açıklamalarını yapıyor.

(soL - Haber Merkezi)

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Biz süt kadar ak bir sicille yürüyoruz.
Milletim bize güvensin. Biz her zaman hakkı söylemeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimiz biliriz, mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımımızı bu korkuyla atarız.

Bizi 11 yılda buraya getiren yolsuzluklara göz yummayışımız, bizi bu günlere dürüstlüğümüz ulaştırdı.

Biz süt kadar ak bir sicille yürüyoruz.

En küçük siyahlık dikkat çekerse gereği neyse onu yaparız.

Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok
9 gündür bir operasyon. Daha ilk günden adı konuldu: "Büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu". İçeriden dışarıya birçok bilgi sızdı. Burada yürütmenin uzantısı ve yargının bir safhası servis yapıyor. Bize düşen burayı temizlemektir.

Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok. Günlerdir Halkbank Genel Müdürü'nün evinden çıkan kutular konuşuyor. O paranın ne olduğunu nereden biliyorsunuz. CHP Genel Müdürü'ne soruyorum. Evinden 2,5 milyon avro çıkan adamı neden milletvekili yaptınız. Bu iş bu kadar basit mi?

CHP bugüne kadar yargıya, polise hakaret etti. Şimdi maşallah yargıyı, polisi savunuyor. İnşallah böyle kalırsın. CHP Genel Müdürü polise sahip çıkıyor.

Uluslararası güçler, parelel devlet...
Devlete paralel bir örgütlenme söz konusuysa onun üzerine gideceğiz.

Mayıs ayında biz Türkiye olarak rekorlara imza attık. Bu ulusal bir operasyon değil, bunun uluslararası yönü var. En tepedeki ve çeşitli yerlerdeki taşeronları var. Bu AKP'nin Türkiye'nin büyümesine öncülük etmesi dolayısıyla yapılan bir operasyon. En büyük havalimanını yapıyoruz. Ankara'da Japonya Başbakanı'nı ağırladık. Nükleer santrali ve havalimanını engellemek için her şeyi yapabilirler. 3. Köprüyü engellemeye çalışıyorlar. Yok imar, yok orman. Borsaya müdahale var. Gösterge faizini yüzde 63 seviyesinde devraldık. Tarihinin en düşük seviyesine düştü 4,6. 2,5'a kadar düşebilirdi ama dayanamadılar, müdahale ettiler. 9'a kadar tırmandı. Dört kredi derecelendirme kurumu Türkiye'nin kredi notunu arttırdı. IMF ile ilişkilerde tarihi gelişmeler yaşandı. Borç bitti, IMF'ye borçları sıfırladık. Uluslararası güçler borçlu olmamızı istiyor.

Sonra Gezi olayları başladı. Uluslararası medya, sosyal medya, ulusal medya Türkiye'yi dünyaya karaladı. Bu vatana ihanettir. Apaçık bir ekonomik suikast.

17 Aralık Diyarbakır'daki (Barzani'li Şivan Perwer'li) tabloya, içerideki barışa da suikast.

Halka açık şirketler 20 milyar dolar değer kaybetti
9 gün içinde sadece Halkbank'ın uğradığı zarar 1 milyar 625 milyon dolar. 14 ay izleniyor. Birkaç zatın haberi var, kimsenin haberi yok. Böyle bir şey düşünülebilir mi?

Halka açık şirketler 20 milyar dolar değer kaybetti. Türkiye'ye kaybettirdiler.

Türkiye içinde bir takım odaklar bir takım merkezler maşa olarak kullanıldı. Şu 9 gün Türkiye açısından bir turnusol kağıdı olmuştur. Bakın biz bu medyayı çok yakından tanıyoruz.

Bir taraftan Kuran diyeceksin, bir taraftan adın kasetlerle anılacak
Bunların kimin çıkarına hizmet ettikleri ortaya çıkmıştır. Açık açık söylüyorum, Türkiye'de kendi ülkesinin değil başkasının çıkarlarını düşünen vatana ihanet içinde ajanlık yapan casusuluk yapan medya kurumları, örgütler, çeteler var. Devlet içinde maalesef böyle maşalar var.

Bir taraftan Kuran diyeceksin, bir taraftan adın kasetlerle anılacak.

CHP seçimle iktidar gelmemiştir. Ya darbeyle ya komplolarla. CHP yolsuzluktan partiden atılan adamı İstanbul adayı yapıyor.

Biz bedduya lanet duaya evet diyeceğiz
Yolsuzluk kılıfına gizlenmiş bir operasyonla karşı karşıyayız. Bu açık bir tezgahtır. Bu tezgah 30 Mart'ta bozulacaktır. Yeni Türkiye'de devlete parelel yapılar olmayacak.

Bu komplo milli iradeyi hedeflemiş bir komplodur. Şer olarak görülen de hayır vardır, biz buna böyle inananılım. Güçlenerek çıkacağız.

Bu süreç yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi sürecidir.

Biz bedduya lanet duaya evet diyeceğiz.