Barzani ile zoraki aşk

Aktütün saldırısından sonra, uzun süredir beklenen gelişme oldu, Türkiye Kürt yönetimiyle doğrudan görüşmeye hazır olduğunu ilan etti. ABD çatışmadan yine kârlı çıktı. Bölgede dengeler değişiyor. Kaybeden Türk, Kürt, Arap ve İran halkları.

soL (HABER MERKEZİ) Aktütün baskınından sonra yoğun bir şekilde hazırlıkları yapılan diplomatik girişimin ana hatları belli oldu. Türkiye, çok kısa bir süre içinde Kuzey Irak Kürt yönetimine, PKK'ya karşı peşmergelerle birlikte askeri operasyon gibi önerileri de kapsayan bir dizi teklif götürecek.

CNN'in duyurduğu haberle ilgili Ankara'dan gelen ilk tepkiler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bağdat'ta Kuzey Irak yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşmesiyle resmen başlayan ikili ilişkilerin, sonuç almayı kolaylaştıracağı yönünde. Görüşmenin odağında PKK'ya karşı birlikte mücadele stratejisi oluşturulması olduğunu hatırlatan yetkililer "daha önce, yapılmasını istediklerimizi bildirmiştik" diyerek, "ortak tehlikeye karşı ortak mücadele etmek istediklerini, bu yüzden de yapılacakları birlikte hayata geçirelim" teklifini getireceklerini belirttiler.

Ankara, "yerel yönetimin PKK'ya karşı mücadeleye destek vermesi, bir sınav olacak" açıklamasını yaparken, Kürt yönetimine karşı ekonomik yaptırım olasılığının bulunmadığını da ifade etti. Kuzey Irak'la sürekli ortak hareket etme yollarının aranacağı mesajını veren hükümetin, daha önce Kuzey Irak ile işbirliği yapılacağıyla ilgili taahhüdünü yeni ve daha ileri bir çerçeveye taşıdığı görülüyor.

Ankara, Dağlıca baskınından sonra, Kuzey Irak yönetiminden, PKK üst düzey kadrolarının teslimi, kamplarının boşaltılması gibi taleplerde bulunmuştu. Bu kez yapılacak görüşmelerde daha farklı ve kapsamlı bir paket önerileceği sinyalleri geliyor. Barzani yönetimine önerilecek olan paketin taleplerden oluşmadığı, birlikte hareket etme hedefine oturduğu da öğrenildi. Güvenlik konusunda "yeterli kapasiteniz yoksa, birlikte hareket edelim" teklifinin götürüleceği söylenirken bu teklifin içinde "ortak askeri operasyon" seçeneğinin de bulunduğu belirtiliyor.

Yetkililerin "son saldırıda ABD'den kaynaklanan bir istihbarat eksikliğinin söz konusu olmadığı"na ilişkin ısrarlı açıklamaları dün de sürdü. Bu tür haberlerin yalnızca Türk-ABD değil Türk-Kuzey Irak yönetimi ilişkilerini bozmak amacıyla uydurulduğunu ileri süren hükümet yetkilileri "zaaf"ın kaynağı konusunda bir açıklama yapmıyorlar.

İran'a karşı cepheyi genişletmek amacıyla ittifak arayışına giren ve İsrail dışında henüz tam destek bulamayan ABD'nin de Kuzey Irak-Türkiye yakınlaşmasının gelecek dönem adımları için bir zemin oluşturduğu iddia ediliyor. ABD ve İsrail'in etki alnında bulunan Kuzey Irak'taki Kürt gruplar ve Türkiye'nin de bu sürece katılması yönündeki baskılar, ABD'nin İran'a karşı olası bir saldırıda yalnız olmayacağını gösteriyor.

Geçtiğimiz yılın başlarından itibaren Kürt sorununun ABD tarafından Türkiye'yi bölgesel işbirliğine zorlamak için daha etkili bir biçimde kullanıldığını tezi de giderek daha fazla geçerli hale geliyor. soL'da konu birkaç kez manşete taşınmış ve çatışma ortamının ABD'ye hizmet ettiğine işaret edilmişti.