Aydınlardan “Türkiyeli bir çözüm” çağrısı

Aydınlar bir araya gelerek “Kürt sonunu”nu tartıştı ve AKP'nin “Kürt açılımı”nın karşısına “Emperyalizmi dışlayan Türkiyeli bir çözüm istiyoruz”metnini Türk ve Kürtlerin alternatifi olarak ortaya koydular.

13 Eylül'de Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) çağrısıyla bir araya gelen aydınlar, “Kürt sorunu”nu ve AKP Hükümeti tarafından gündeme getirilen “Kürt açılımı”nı tartıştılar ve “Emperyalizmi dışlayan Türkiyeli bir çözüm istiyoruz” başlıklı bir metin kaleme aldılar. Metni hazırlayanlar ve ilk imzacılarla birlikte tüm aydınların ve toplumun dikkatine sunulan metin, 10 Ekim'e kadar imzaya açık olacak.

AKP Hükümeti ve Tayyip Erdoğan “Demokratik açılım” adını verdikleri “Kürt açılımlarını” her fırsatta sanatçıların da bu açılımı destekledikleri mesajını vererek meşrulaştırmaya çalıştılar. Oysa ki AKP'nin açılımını desteklediğini afişe eden sanatçılar kadar “Kürt sorunu”nun ancak sol tarafından, işçi sınıfı ekseninde çözülebileceğini ve ABD'nin dayattığı bir çözümü kabul etmeyeceklerini ilan eden aydınlar da vardı.

13 Eylül günü bir araya gelen yazar, sanatçı, bilim insanı, gazeteci, hukukçu ve sendikacılar bu görüşün sözcüsü oldular ve AKP'nin açılımının tek alternatif olmadığını ortaya koyan “Emperyalizmi dışlayan Türkiyeli bir çözüm istiyoruz” başlıklı metni hazırlayarak tüm aydınların dikkatine sundular.

Sosyalizm bağımsız bir taraf olarak devreye girmeli
Aydınların metninde, “Kürt açılımı” üzerinden gerçekleşen kamplaşmanın tarafları, AKP'nin Amerikancı dönüşüm çizgisi, Kürt hareketinin emperyalizmle uzlaşmacı temsilcileri, milliyetçi statükocu düzen partileri olarak tarif ediliyor. Buna karşılık solun görevinin solculuğu, sosyalizmi bağımsız bir saf olarak devreye sokmak olduğu belirtilerek bahsi geçen taraflarla ittifak arayışlarının solu kişiliksizleştirme yoluyla bu hedefi zorlaştıracağına dikkat çekiliyor.

“Kürt açılımı”bölünme getirecek
Metinde, bölgemizin emperyalist yeniden biçimlendirilmesinin bir parçası olarak, AKP eliyle, Türkiye'nin Osmanlıcı, yayılmacı, İslamcı bir yeniden dönüşüme tabi tutulduğu ve “Kürt açılımı”nın de bu dönüşümün bir parçası olduğunu tespiti yapılıyor. “Kürt açılımı”nın bölünme olasılığını da gündeme getirdiğine dikkat çekiliyor ve bölünmenin kanlı bir iç savaş riski barındırdığı uyarısı yapılıyor.

Türk ve Kürt milliyetçilerine karşı
Kürt sorununun emperyalizmin pozitif rolüyle çözüme yakınlaştırıldığı fikrini reddetmek gerektiği vurgulanıyor. Bunun yanı sıra, Kürtçeyi ve Kürtleri hedef tahtasına yerleştiren burjuva milliyetçiliğine karşı çıkılırken Kürt milliyetçiliğini aklamaya yönelik tutumlar da mahkum ediliyor.

Türkiye soluna çağrı
Kürt sorununun kalıcı çözümü ve Türk ve Kürt halklarının birliği için “sosyalist solun birikiminde içerilen tezlerin ve önerilerin toplumsal düzeyde tartışmaya açılması, bu tartışmanın her tür kapitalist statükonun ötesine uzanan bir sosyalizm perspektifi temelinde yürütülmesi” önerisi yapılıyor.

Metin Türkiye solunu, “AKP'nin temsil ettiği dönüşüme ve emperyalizme karşı ilkeli bir duruş zemininde, halklarımızın eşitlik ve adalet içinde birlikte yeni bir iradi birlik oluşturmaları hedefiyle yan yana gelmeye, sosyalizm, bağımsızlık ve demokrasi için birlikte mücadeleyi örgütlemeye” çağırarak son buluyor.

Erkan Baş: Akıntıya karşı bir ses
TKP Genel Başkanı Erkan Baş, çağrı metninin, "açılım" sürecinde Kürt sorununa lişkin olarak önemli bir boşluğu doldurduğunu, beklenen Türkiyeli çözümü ortaya koyma cesaretini gösterdiğini söyledi. Partisinin, Türkiye'nin aydın birikimini konuya bir sınıf perspektifiyle yaklaşımı kamuoyuna sunmak üzere bir araya getirme çalışmalarının süreceğini belirten Baş, emperyalzmi dışlayan bir öneri olması açısından, metnin önemine işaret etti:

“Şunu açıkça söylemek gerekiyor, ortaya çıkan ürün çok önemli bir boşluğa oturmuştur. Bütün bu tartışma sürecinde ülkemizin ilerici birikimi, bunun taşıyıcılarını yeterince görememek sanırım pek çok kişinin kafasında bir soru işareti yaratmış ve canını sıkmıştı. Cesaretle ortaya konulan bu ortak tavrı, sanıyorum bütün olarak bu sürece dönük önemli müdahalelerden birisi ve en önemli sol müdahale olarak tanımlamak yanlış olmaz.

“Dikkat ederseniz, bütün bu tartışma boyunca pek popüler sanatçılarımızdan, çok sayıda yazara kadar oldukça geniş bir alanda liberalizmin veye milliyetçi ideolojinin taşıyıcısı sesler çıkarken “emperyalizme karşı ilkeli bir duruş zemininde, halklarımızın eşitlik ve adalet içinde birlikte yeni bir iradi birlik oluşturmaları hedefiyle yan yana gelmeye” dönük bir tutum görememiştik. Bu metin bu ülke aydınlarının kararlılığının bir göstergesi bir yansıması olarak son derce önemlidir.

“Bildiri kendisini yeterince anlatıyor, dolayısıyla içeriğine ilişkin bir şey söylemek istemiyorum. Fakat bir noktanın altını özellikle çizmek istiyorum, Kürt sorununun düzene karşı verilen mücadelede vazgeçilmez bir yeri vardır. Kapitalist-emperyalist sisteminin yıkılması için verilen mücadeleye doğrudan bağlanmayan bir Kürt başlığının düzenin yenilenmesi ve sağlamlaştırılması için kullanılacak olmasının altını defalarca çizmek gerekir. Bu metinde bunun açıkça ifade edilmiş olmasını çok önemsiyoruz.

“Sanırım bu hafta sonu gerçekleşen AKP ve DTP kongrelerinden sonra önümüzdeki dönem ‘açılım’ eksenli tartışmaların artmasını bekleyebiliriz.

“Sosyalistler bu tartışmadan kaçamazlar ve kaçmamalıdırlar. Önümüzdeki dönem hem Kürt hem Türk yoksullarının, Türkiye işçi sınıfının sesini bu tartışmalara dahil etmenin yolunu bulmalıyız. Bu deklerasyon, bu doğrultuda hem önemli bir dayanak hem bir davet olarak görülmelidir.
Geçen gün üzerine konuşurken, bu metnin Kürt sorunu tartışmalarında "akıntıya karşı" bir ses oluşturduğu söylendi. Bence en önemli noktası budur. Akıntıya karşı, üstelik solun belli kesimlerini de alıp sürükleyen bir akıntıya karşı devrimci bir ses çıkmış olması önemsenmelidir, şimdi bu sesi yaymak ve zenginleştirmek zamanı...”

İlk imzacılar
“Emperyalizmi dışlayan Türkiyeli bir çözüm istiyoruz” metninin kamuoyuna açıklanması öncesi desteklerini veren ilk imzacıların isimleri:
Abdullah Süreyya Özdemir, emekli sendikacı
Ahmet Alpay Dikmen, iktisatçı
Ahmet Aygün, Emekli işçi/Sendikacı
Ahmet Beyaz, ODTÜ Matematik
Akın Yazıcı, Operatör Doktor
Alparslan Savaş, sendika uzmanı
Aşkın Süzük, sendika uzmanı
Atilla Özsever, gazeteci
Ayça Gürbüz, akademisyen
Aydemir Güler, yazar
Ayhan Erdoğan, hukukçu
Aytekin Yazgan, hekim
Ayten Akbayram, menejer
Barbaros Tantan, gazeteci
Bedriye Yıldızeli, Sendikacı/Gazeteci
Bilgütay Durna, hukukçu
Burak Gürbüz, akademisyen
Bülent Görücü, sinema yazarı
Bülent Hoca, iktisatçı
Doç. Dr. Bülent Kara, Kocaeli Tıp Fakültesi
Canan Kalaycıoğlu, AÜTF Öğretim üyesi
Cem Coşkun, hekim
Cengiz Oğuz Gümrükçü, fotoğraf sanatçısı
Coşkun Ova Şeyhoğlu, hekim
Cüneyt Göksu, gazeteci
Çağrı Kınıkoğlu, sinemacı
Çetin Büyüktaş, Basın-İş
Deniz Akdoğan, sendika uzmanı
Doğan Görsev, çevirmen
Durmuş Tiryaki, yazar
Edip Akbayram, müzisyen
Emin İgüs, müzisyen
Ender Helvacıoğlu, araştırmacı, yayıncı
Erhan Nalçacı, AÜTF Öğretim üyesi, hekim
Erol Albayrak, Makine Mühendisi
Gülriz Ersöz, AÜTF öğretim üyesi
Hacı Tonak, gazeteci
Hayri Erdoğan, Yordam yayınları yöneticisi
Iraz Akış, akademisyen
İlker Belek, akademisyen, hekim
İlknur Arslanoğlu, hekim
İnci Beşpınar, Ataşehir Belediye Meclis üyesi
İsmail İlknur, müzisyen
İzge Günal, akademisyen hekim
Kaan Arslanoğlu, edebiyatçı
Kadir Seçkin Bilgili, avukat
Kamil Kinkır, BMİS eski genel başkanı
Kamil Tekerek, hekim
Kaya Güvenç, TMMOB eski genel başkanı
Kemal Okuyan, yazar
Korkut Boratav, iktisatçı, yazar
Mehdi Beşpınar, eski sendikacı
Mehmet İnam
Merdan Yanardağ, gazeteci yazar
Metin Coşkun, tiyatro sanatçısı
Mine Gültepe, Emekli eğitimci
Murat Akad, çevirmen
Murat Kınıkoğlu, hekim
Murat Pabuç, emekli subay
Murat Selim Çepni, Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi
Mustafa Okan, ressam
Necati Dedeoğlu, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nejat Yavaşoğulları, müzisyen
Neşe Özgen, sosyolog, akademisyen
Nezhun Gören, Yıldız Ünivesritesi Biyoloji Bölüm Başkanı
Nihat Behram, edebiyatçı, yazar
Nilay Etiler, Tıp Fakültesi öğretim üyesi
Nurettin Abacıoğlu, akademisyen
Oğuz Kavala, JM Küba Dostluk Derneği Başkanı
Orhan Aydın, tiyatro sanatçısı
Önder Atay, Bank-Sen Genel Başkanı
Osman Çutsay, gazeteci
Sedef Sayar
Selvi Eylem Arı, Gazeteci
Semir Aslanyürek, sinemacı
Serhat Girgin, Makine Mühendisi
Serhat Tutumluer, oyuncu
Serpil Güvenç, araştırmacı, yazar
Şebnem Ünal, İÜ Devlet Konservatuarı öğretim üyesi
Taner Kaya, Makine Mühendisi
Tevfik Çavdar, yazar
Tevfik Özlüdemir, HKMO İstanbul Şube başkanı
Tuncay Çelen, sendikacı, YCİB yöneticisi
Turgut Dedeoğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şube Başkanı
Ufuk Karakoç, müzisyen
Uğur Özdemir, emekli işçi
Üzeyir Korkmaz, eczacı
Yalçın Cerit, Komünist Parti kurucusu
Zeynep Güler, akademisyen

(soL-Haber Merkezi)

--------------------------
soL'da 25 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında yayınlanan çeşitli aydınların "Kürt açılımı" konusundaki görüşlerini yansıtan röportaj dizisine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
“Eşitlik olmadan özgürlük olur mu?”
"AKP'nin samimi olması beklenemez"
“ABD merkezli bir açılım”
“Sam Amca'nın bastığı yer iflah olmaz!”
"Açılımda tuzağa düşmeyelim"
"ABD buyuruyor onlar yapıyor"
“Esas fakirliği konuşmak lazım”
“Kalıcı barış kendi dinamiklerimizle mümkün”
“Yokluk üzerine ne konuşulur?”
“Yanar döner siyasetle sorun çözülemez”
"ABD bu ülkede menfaatsiz iş yapmaz"
"Çözüm eşit ve özgür bir düzende"