Ayaktakımı İzmir'den ses verdi

'Emek ve Demokrasi Mitingi'nde, darbenin, emekçilere karşı yapılmış bir saldırı olduğu dile getirildi, 12 Eylül rejiminin AKP ile sürdüğü vurgulandı.

soL (HABER MERKEZİ) Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) düzenlediği, birçok parti ve demokratik kitle örgütü tarafından desteklenen "Emek ve Demokrasi Mitingi"nde AKP'nin emek düşmanı politikaları protesto edildi.

Mitingde 12 Eylül darbecilerinin yargılanması istenirken, darbenin, emperyalizmin ve işbirlikçi sermayenin talepleri doğrultusunda emekçilerin kazanımlarına yapılan bir saldırı olduğu dile getirildi.

Mitinge DİSK örgütleri dışında, Türk-İş ve KESK'e bağlı sendikalar katılırken, TMMOB, Barış Derneği, Üniversite Konseyleri Derneği, Devrimci 78'liler Derneği, Alevi Bektaşi Federasyonu, Yurtsever Cephe, Çağdaş Hukukçular Derneği, TKP, ÖDP, SDP, ESP, DİP, Kaldıraç ve Mücadele Birliği destek verdi. Mitingde, Ufuk Uras, CHP milletvekilleri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yöneticileri de yer aldı. Katılımcılar Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelerek, Gündoğdu Meydanı'na doğru yürüyüşe geçtiler.

Yürüyüş sırasında "Darbelere ve Çetelere Hayır", "AKP'den Büyük Halk Var", "12 Eylül Piyasacılıktır, Karanlıktır, Halk Düşmanlığıdır" ile Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve G. Bush resimlerinin olduğu "Üç İrticaşör" pankartları ve "Kemal Türkler Aramızda", "Gün gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek" sloganları dikkat çekti. 12 Eylül ve 12 Mart askeri darbeleri döneminde yaşamını yitiren devrimcilerin fotoğrafları da taşındı.

"AKP en piyasacı, en Amerikancı iktidar"
Gündoğdu Meydanı'nda başlayan mitingde, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı katılımcıları selamlarken, ilk konuşmayı DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün yaptı. Mücadelede yitirilen devrimciler adına yapılan saygı duruşunun ardından yaptığı konuşmada, Görgün, 12 Eylül darbesinin unutulmadığını ve affedilmeyeceğini, bu mitingin tarihi bir an olduğunu söyledi. Görgün, "bu duruş, sermaye güçlerinin saldırısına karşı emeğin, darbeciliğe karşı özgürlüğün, savaşa karşı barışın, emperyalizme karşı bağımsızlığın duruşudur" dedi.

Görgün, 28 yıl önce emekçilerin kazanılmış haklarının 50 yıl geriye götürüldüğüne dikkat çekerek, darbenin arkasında idamları, yasakları, ucuz emek gücünü ve işçilerin örgütsüzlüğünü bıraktığını belirtti. 12 Eylül rejiminin günümüzde AKP tarafından devam ettirildiğine dikkat çeken Görgün, AKP'nin şimdiye kadarki en sermaye yanlısı, en Amerikancı, en özelleştirmeci ve en piyasacı iktidar olduğunu dile getirdi.

"Ne unuturuz ne affederiz"
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, kendilerinden 28 yıl öncesini, yani 12 Eylül darbesini unutmalarını isteyenlerin olduğunu, onlara "ne unuturuz ne affederiz" yanıtını verdiklerini söyledi. Çelebi, 12 Eylül darbesinin, çalışanların haklarını yok eden sendikal yasalarla, eğitime, toplumsal yaşama ve devlete sinen baskıcı yasalarla halen devam ettiğini ifade ederek, darbeciler yargılanana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.

Çelebi, ülkenin değerlerini sattığını vurguladığı AKP hükümetinin, ancak "kendisine demokrat" olabileceğini söyleyerek, AKP'nin "demokratlığını" 1 Mayıs'ta emekçilerin cop yiyişlerinde, yandaş, medya, sendika, oda, işveren yaratmalarında gördüklerini ifade etti. Çelebi, "huzurunuzda Başbakan'a ve AKP yöneticilerine soruyorum: Ne farkınız var? Sizden önceki çalıp çırpanlardan, soyup soğana çevirenlerden, ülkenin tüm değerlerini haraç mezat satanlardan, taşı toprağı, dağı denizi, toprağı ormanı peşkeş çekenlerden ne farkınız var" dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin darbeciler, çeteciler ülkesi olmayacağını belirten Çelebi, "buradaki ses emek ve demokrasinin sesidir, bu sesi herkes duyacaktır, bu ses hiç susmayacaktır" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Miting, Çelebi'nin ardından sahneye çıkan Onur Akın, Suavi ve Yavuz Bingöl'ün şarkılarıyla sona erdi.

Yurtsever Cephe ve Türkiye Komünist Partisi üyeleri, mitingin ardından, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca alkış ve sloganlar eşliğinde bir yürüyüş yaptı.

Mitinge katılanlar konuşuyor http://haber.sol.org.tr/sonuncukavga/3771.html