Avrupa terbiye etmekte kararlı

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), dün düzenlediği toplantı ile Türkiye siyasetine doğrudan müdahale etmeye devam edeceğinin işaretlerini verdi.

soL(HABER MERKEZİ) Dün "Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi" başlıklı bir oturum düzenleyen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Avrupa'nın Türkiye'nin siyasi tablosuna müdahale etmekte kararlı olduğunu gösterdi. Yaz oturumlarının başlangıcı nedeniyle yapılan basın toplantısında "Türkiye'ye karşı sorumlu" olduklarını hatırlatan AKPM başkanı Luis Maria de Puig, Avrupa'nın yakın dönemde Türkiye siyasetine daha fazla müdahil olacağının ilk işaretlerini vermişti. Dün düzenlenen ve Türkiye iç siyasetinin neredeyse tüm önemli başlıklarına değinilen toplantıdan çıkan sonuç "Türkiye siyasetinin tüm aktörlerinin Avrupa'yı referans alması gerektiği"ydi.

Haydi demokrasicilik oynayalım
Türkiye'nin demokrasi konusunda ne kadar "önemli bir dönemeçte" olduğunun vurgulandığı toplantıda, "Türkiye'de demokratik kurumların işleyişi" konulu taslak rapor ve buna bağlı karar tasarısı 65 "evet", 3 "ret", 3 "çekimser" oy ile kabul edildi. AKPM raporunda ve toplantıdaki kimi konuşmalarda "demokrasi" adına önemli başlıklara değinildi. Raporda, dini temele dayalı bir partinin iktidarda olması halinde ve hükümetin anayasaya aykırı bir kanun çıkartması durumunda, açılacak davanın partiye değil, söz konusu yasaya karşı açılması gerektiği ifade edildi. Bunun yanında laiklik kriterinin siyasi partilere uygulanamayacağı belirtilerek, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerde de dini temele dayalı birçok parti bulunduğuna dikkat çekildi.

Bu önerilerin ardından ülkede yapılacak tüm düzenlemelerde "Avrupa Kriterlerini" referans almanın gerekliliği vurgulandı.Yeniden bir izleme sürecinin başlayabileceği tehdidinin de yer aldığı metinde 2004 yılı ve öncesinde AKP'nin yaptığı reformlara dikkat çekildi. Tüm bu terbiye çabalarının, AB'nin Türkiye siyasetindeki rolünü artırmak ve yaşanan krizde kendi tarafını belirginleştirmek için attığı adımlar olarak yorumlanıyor. "Demokrasi"nin de alışılmış bir araç olarak terbiye sürecinde önemli bir rolü olacak gibi görünüyor.

AKP'nin "halkçılığı"
Oturumdaki tartışmalarda söz alan AKP Milletvekili Erol Aslan Cebeci, Türkiye'deki tartışmanın gerçek amacının laiklik değil bir tür iktidar çekişmesi olduğu elitlerin, halkın yönetime katılmasını istemediklerini söyledi. Zengin sevicilik yapan ve sığınacak limanı da "Patronlar Birliğinde" arayan AKP'nin halen halk adına konuşuyormuş izlenimi yaratmaya çalışması inandırıcılıktan uzak bir gürüntü ortaya koyuyor.

Rapora tepkiler
AKPM'de yer alan CHPli ve MHPli milletvekilleri ortak bir bildiri ile rapora tepki gösterdi. "Türk yargısını etkilemeye dönük her türlü girişim, uluslararası hukuk ve yargının bağımsızlığı ilkesine aykırıdır" denildi. Sürekli olarak demokrasi kavramı üzerinden AKP'nin önemine dikkat çekilmesine karşı Tuğrul Türkeş Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisiyle ilgili bir kedi karikatürüne dahi dayanamadığını, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün medya grupları adına Kuveyt'le işbirliğine gittiğini belirterek, raporun gerçek amacının Türk demokrasisinin gelişimini değerlendirmek olmadığını söyledi. CHPli Haluk Koç da "Bu taslak, sanki AKP genel merkezinden gönderilmiş gibi" sözleri ile rapora tepkisini gösterdi.